Cumhuriyeti çok seviyoruz.
Çok konuşuyoruz

Savunuyoruz.

Hatta Cumhuriyeti savunmakla bir nevi, ne kadar çağdaş olduğumuzu da ifade ediyoruz.

Ediyoruz da, Cumhuriyeti ne kadar anlıyoruz, ne kadar içselleştirebildik ? Güncel yaşamımızda, işimizde, yönetim biçimimizde, devlet yönetiminde,  Cumhuriyeti ne kadar hayata yansıtabiliyoruz.

Cumhurun hürriyetini gerçekleştirmek için, bireysel olarak neler yapıyoruz?

Cumhuriyete katkımız ne?

Bana kalırsa, seviyoruz, savunuyoruz, bayram yapıyor, kutluyoruz, onu kullanıyoruz, o kadar, daha ileri gidemiyoruz.

Cumhuriyet kurulduktan, yani yönetim biçimi  cumhuriyet olarakbelirlendikten sonra; yeni yönetim biçimimizin ilkelerini oluştururken, yani devleti kurumsallaştırırken, Atatürk, o ilkeleri kendisini övmemiz için koymadı herhalde.

Bir gayenin lokomotifini oluşturmak, bir amacın alt yapısını hazırlamak içindi.

Cumhuriyetçilik ana ilke olmak üzere;

Halkçılık,

Devletçilik

Milliyetçilik

Laiklik,

İnkılapçılık,

İlkeler olarak kabul edilirken; Muasır medeniyete giden yolların taşları döşeniyordu.

Yani en güncel , en gelişmiş, kültür, bilim adalet, insanlık, yaşamın dengesi olmak üzere, çağdaş medeniyeti inşa etme amacını güdüyordu.

Hedef belli. Öyle laf olsun diye söylenecek bir hedef değil. Bir iddia. Milletine güven. Milletinin geçmişini tanıma, potansiyelini tanıma , gücünü tanımayı da içeren bir özgüven. Bir davanın inşaası.

Neden Muasır medeniyet ulaşmak için, Cumhuriyeti tercih ettik?

Bir kere Cumhuriyetin kendisi muasır bir bakış açısını kabulleniş, yaşam tarzını kabulleniştir.

Cumhurun hür olduğu bir yönetim biçimi. Hür olması zorunlu bir yaşam tarzı.
Belki de Türk toplumunun tarihi derinliğine en yakın yaşam tarzı. 

Çünkü milletimiz din, dil, ırk gözetmeksizin yaşadığı her dönemde, sahip olduğu vicdan, adalet duygusu ile her zaman özgürlüğüne düşkün olmuş, onu korumak için canını vermekten çekinmemiştir.

Elbette Cumhur olmanın en önemli şartı , halka dayanmaktır. Halkın düşünüldüğü, onun haklarının gözetildiği bir yapı ancak Cumhur olabilir.

Muasır medeniyete Cumhur ancak bir devlet bilinci ile ulaşabilir. Cumhurun hürriyetini, halkın bekasını, istikbali yönetecek bir yapıya ihtiyaç var.Bu ilkelerden oluşan kurumsal yapının  istikrarlı ve tutarlı bir şekilde sürdürülebilir olması için devlet denen bir organizasyona ihtiyaç var.

Bir kere halkın bir arada yaşayabilmesi, Cumhur bilincinin tesis edilebilmesi için, Laiklik prensibinin olması lazım. Laikliğin kelime manası korumak demek. Her türlü, inancın, düşüncenin, kültürün, bireyin, topluluğun, devletin diğerine karşı korunması güçlü bir laikliği gerektirir.
Özgürlüklerin sınırlarının belirlenmediği, hakların ve adaletin, dolayısı ile güvenin tesis edilmediği hiçbir yapı kalıcı olamaz.

Muasır medeniyet hedefi olan toplumun, kendi iradeleri ile oluşturduğu ortak paydaları olmalı. Yani milli hedefleri olmalı;

Devletlerin en adili,

Çevreye ve insana en saygılı,

Tarih, kültür, sanatta en ileri seviyede olmak,
En ileri teknoloji, 

En güvenilir devlet ve toplum olmak gibi.

İşte bu milli-yet-çiliktir. Yoksa milliyetçilik sadece; dil, din ırk birliği olsaydı bugünkü Arapların haline bakmak lazım.

Cumhuru hür,halkı geleceğe güvenle bakan insanlardan oluşan, sağlam ve ilkelere dayanan temelleri olan, devlet organizasyonu olan, Birinin diğerini ötekileştirmediği, laik, Sürekli kendini güncelleyen, yenilenen,kaşif, gelişen  önder, inkılaplar yapan bir toplum; muasır medeniyet seviyesinde olur mu olmaz mı?

Tabii ki olur. 

Peki neden olamadık?

Bence ;

  • Cumhuriyetin bu ilkelerini doğru anlamadık
  • Elimizde böyle bir pusula varken, taklitçilik batağında modern şövalye olduk.
  • Medeniyet konusunda içimizdekini keşfetme yerine, benzemeye çalıştık
  • Bu ilkeleri savunan insanlar sadece konuştular. Öncelikle onlar cumhuriyeti içselleştirmeleri gerekirdi. Cumhuriyeti sadece kullandılar.
  • Cumhuriyeti kutlarken faşizan eğilimleri terk etmedik.
  • Simgelere sarılıp kaldık.
  • Cumhuriyeti törenlerden ibaret sandık.

Peki ya şimdi;

Cumhuriyeti gerçekten doğru anlayan  kalb, kendi değerlerimizi doğru tespit eden akıl,hayatla ilişkisini doğru kuran muhakeme; Muasır medeniyete; yine Cumhuriyeti gerçekten algılayıp yaşamına yansıtarak ulaşacaktır.

O varlık biz olmalıyız.

Biz kimiz?

Vatanını, milletini, insanlığı seven herkes.Ben sen o..

Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun