Mirası koruyabilmek!

Konya basit bir şehir değil...

Konya'yı Konya yapan birçok değer var...

Konya'nın üstünden ziyade altındadır bu değerler...

Bazı değerleri de vardır ki, geçmişin aynası, geleceğin yongasıdır.

İşte bu değerlerden biri de Alaeddin Tepesi'nde 1200'li yıllarda Anadolu Selçuklu Devleti zamanında yapılmış olan Alaeddin Camii'dir.

Medine'yi Haçlılardan korumayı kendisine vazife edinmiş olan Sultan Alaeddin'in adını taşır bu cami.

Konya'nın tam da merkezinde her gün gelip geçerken gördüğümüz, Konyalılar olarak kıymetini pek de bilmediğimiz, çoğu zaman görmezden geldiğimiz bir cami.

Avlusunda bugünkü Konya'yı Konya yapan, bununla da kalmayıp 7 düvele namını yayan Osmanlı'yı doğuranların yattığı, Sultan Mezarları'nın bulunduğu bir alan burası.

Konya'da özellikle son yıllarda gerek belediyeler, gerekse Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tarihi değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için büyük bir hamle başlatıldı.

Bu çerçevede Alaeddin Camii Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından; Alaeddin Camii'nin çevresi ve Alaeddin Tepesi, Kılıçarslan Köşkü'nü de dahil edeceğimiz alan Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restore edilip ayakta tutulmaya çalışıyor.

Bina çok mu önemli?

Kimliği olmasa aslında hiçbir önemi yok... Ama Alaeddin Camii'nin büründüğü bir kimlik var. Bu nedenle diğer tarihi camiler gibi onun da korunup gözetilmesi, yaşatılması lazım.

Bu cami, büründüğü kimlikle tarihten bir ders veriyor.

Tabi anlayana...

Şimdilerde restorasyonu devam eden Alaeddin Camii'nde önceki akşam bir yangın çıktı. Birazcık tarihe saygısı olanın, birazcık tarihe vefası olanın, birazcık ceddini sevenin hemen dikkat kesildiği, yüreğinin ağzına geldiği ve hatta bir çoğunun koştur koştur Alaeddin Camii'ne gitti bir yangındı bu...

Şükür ki korkulan olmadı.

Yapılan açıklamalara göre yangında caminin kimliğini zedeleyecek bir sonuç ortaya çıkmış. Yangına hızlı bir şekilde müdahale edilmiş ve yangın daha da büyümeden söndürülmüş.

Bu manada Konya Büyükşehir Belediyesi itfaiyesine ve İtfaiye Daire Başkanı Cevdet İşbitirici'ye teşekkür etmeliyiz.

Yangınının ardından yapılan açıklamada, caminin 1990'lı yıllarda yapılan restorasyon sonrasındaki eklemelerinin olduğu bölümün zarar gördüğü ifade edildi.

Niye çıktı, nasıl çıktı, o da tam olarak bilinmiyor.

Tarihin varlığını sürdürebilmesi, ecdadın eserlerinin geleceğe en sade ve saf haliyle aktarılabilmesi adına restorasyonlar kadar var olan eserlerin korunması da önemli. Bu sadece yöneticilerin yapacağı bir iş değil.

Tarih bilincinin yeniden aşılanması ve bu bilincin de sürekli canlı tutulması gerekiyor.

Allah beterinden korusun...