Cumhurbaşkanlığı seçimini geride bıraktık. Seçim sonucunda bir sürpriz yaşanmadı. Beklenildiği gibi Başbakan Tayyip Erdoğan sandığa giden seçmenin oylarının yüzde 52'sini alarak Çankaya'ya çıkma hakkını kazandı. 

Bu durum daha önce Özal ve Demirel ile de yaşanmıştı. Aradaki fark Özal ve Demirel TBMM tarafından göreve getirilmişlerdi. (Abdullah Gül de kısa bir dönem başbakanlık yapmıştı. Ancak Köşke çıktığı zaman son bulunduğu görev Dışişleri Bakanlığı idi.) Erdoğan ise ilk kez halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı sıfatı ile Çankaya'ya çıktı.

Daha önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde slogan yarışması ve siyaset yapılmaz, sadece partiler belirledikleri adayları TBMM'ye bildirir ve seçime gidilirdi. 2007 seçimlerine “Dindar Cumhurbaşkanı” sloganı ile gidildi ve ilk Dindar Cumhurbaşkanımız olarak Abdullah Gül Çankaya'ya çıktı. Bu seçimlerde kullanılan slogan ise “Milletin Adamı” idi. Ve Milletin Adamı sıfatı ile Başbakan Erdoğan'ı Çankaya'ya çıkardık.

Ülkemizde 55 milyon seçmen var. Bu sayının 40 milyonu sandık başına gidip oyunu kullanmış. 15 milyon kişi sandığa gidip oy kullanmaktan imtina etmiş. Verilere göre sandık başına gitmeyen seçmen sayısı toplam seçmen sayısının yüzde 25'inden fazla bir miktarı oluşturuyor. Sandık başına gitmeyen bu yüzde 25'in ülkenin geleceğinin oy(un)landığı bir oy(un)lamada yer almamaları bir hayli düşündürücü. 

Başbakan Erdoğan'ın sandığa giden ve seçmen sayısının toplam yüzde 75'ini oluşturanların kullandıkları oyların yüzde 52'sinin oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçilmesi 2002 yılında başlayan değişim rüzgârının daha da sert esmeye devam edeceğinin bir göstergesi. Yüz yıldır bir hayal peşinde koşanlar hedeflerine adım adım yaklaşıyorlar. 2015 seçimleri sonrasında sonucu yine sandık başına gitmeyerek bu oy(un)lamaya katılmayanlar belirleyecek gibi görünüyor.

Erdoğan şayet daha önce Özal ve Demirel'in yaşadığı parti ihanetini yaşamazsa etkin bir Cumhurbaşkanlığı yürüteceğe benziyor. Parti içinde söz dinlemeyecek olanların ayıklanması işlemi de 2015 seçimlerinde 'üç dönem seçilenler dördüncü kez seçilemezler' maddesi ile gerçekleştirilecek. Seçimlere kadar bu düzenlemeyi yapan parti maddesi değiştirilmezse Erdoğan'ın köşkte rahat ve etkili bir beş yıl geçirebileceği büyük ihtimal dahilinde diyebiliriz. 

Şayet bu madde değiştirilir ve halk tabiri ile “kaşarlanmış milletvekilleri” yine seçime katılırlarsa Erdoğan tek adamlık konusunda sıkıntı yaşayabilir. Çünkü Erdoğan sonrası Başbakanlık hayalleri kuran milletvekillerinin sırada beklediği bilinen bir gerçek! 

Bir de Erdoğan'dan sonra gelecek olan başbakanın Çankaya ile ne kadar uyumlu olacağı meselesi var. Seçimlere kadar görevi yürütecek olan başbakanın bir problem çıkaracağını sanmıyorum. (Yıldırım Akbulut örneğinde olduğu gibi!) Ancak 2015 seçimlerinden sonra halkın oyu ile iktidara gelecek bir başbakan, Erdoğan'ın denetimine ne kadar girer? Atalarımız “İktidar nikâhlı karı gibidir. Kimse ile paylaşılmaz” demişler. Bu sözün doğruluğu tarih boyunca birçok kez teyit edilmiş! Bundan sonrada teyit edilip edilmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

***

Cumhurbaşkanlığı oy(un)lamasından sonra çıkan sonucun milletimize hayırlar getirmesi dileği ile Allah'a emanet olun.