23.06.2014 Salı günü TBBM de 25 i dönem milletvekillerinin yemin törenini izledik. Meclis oturumunu en yaşlı üye sıfatı ile Antalya milletvekili sayın Deniz Baykal geçici başkan olarak yönetti.

Medyanın bir bölümü meclisin dört partiden oluşmasını çok sesli, çok renkli olarak değerlendirdi. Demokrasiden insan haklarından, özgürlüklerden dem vurarak memnuniyetlerini belirttiler.

12 yıllık iktidar tecrübesi ve yine, en yakın rakibine neredeyse iki katı farkla birinci olan AKP milletvekillerindeki rahatlık gözden kaçmadı. Halbuki büyük bölümü yenilenmiş, partinin hafızası olarak bilinen siyasetçilerin olmamasına ve tek başına iktidar olma çoğunluğunu yakalamamasına rağmen yinede rahattılar.

Eli en kuvvetli partinin AKP olduğunun farkında idiler.

Birilerine göre “bu defa millet AKP in kulağını çekmiş, seni; tek başına iktidar yapmayacağız” demiş.

Duyduğum en saçma söz.

Yaklaşık 56,6 milyon seçmen bir araya gelip oturmuşlar karar vermişler “bu seçimlerde AKP i şöyle bir sarsalım da kendine gelsin” demiş.(?) ”Ama kantarın topuzunu biraz fazla kaçırmış.”(? )Verdiğimiz oyu sanki hür irademizle vermişiz gibi. Baskının,manipülasyonun ve dezenformasyonun hiç etkisi yokmuş gibi.

Seçimden sonra şaşkınlık yaşayan muhalefet ve destekçileri başarısız oldukları seçimi kâr hanesine yazma telaşındalar. Bir kere AKP bu seçimlerde başarısız olmamıştır. İtalya meclisinin çıkardığı seçim yasasında yüzde 40 alan parti büyük çoğunlukla hükümeti kurar ilkesini göz önüne alırsak AKP yüzde 41 alması başarısız değil başarıdır. Bence büyük başarıdır.

Tayyip Bey düşmanlığından gözü dönmüş İngiltere ve İsrail ile bölgedeki istikrarsızlıktan nema sağlayan batılı sırtlanlar ile işbirliği yapan içerideki toplu muhalefete rağmen dimdik ayakta durmuş sistemden kaynaklanan 276'lık çoğunluğu yakalayamasa da seçmen yine AKP demiştir. Diğerlerinin sevinç naraları aslında içlerindeki yenilgi psikolojisinin dışa vurmasıdır.

Ortaya çıkan tablo bunların istemedikleri, hatta beklemedikleri tablodur. Elleri ile büyütüp şişirdikleri “Her Biji Selahattin” bile Tayyip beyin başkan olmasını önleyemeyecektir. Hatta  “Her Biji Selahattin” kendi eli ile başkanlık yolunu açacaktır. Ona oy veren TÜRK VE KÜRT halkı ondan hizmet ve barış beklemektedir. Daha iyi şartlar beklemektedir. Daha ileri demokrasi için anayasa değişikliği beklemektedir. Bunun yolu da Tayyip beyin başkanlığından geçmektedir.

Burada en zor durumda olan parti MHP'dir. İşin vahametini seçim akşamı yaptığı şoven konuşmayla Sayın Devlet Bahçeli fark etmiştir. Birazda o yaptığı konuşma seçim sonuçlarını beğenmemesinden kaynaklanan seçmene sitemdir. “Demek siz hala AKP diyorsunuz, öyle ise kendi erzanınız çekin” demeye getirmektedir.

Değneğin neresinden tutsa MHP in eline kir bulaşacaktır. AKP ile koalisyon yapsa onca söylediği söz, hakaret ve iftira ayağına dolaşacaktır. Üstelik koalisyondan AKP büyüyerek çıkacaktır. CHP ile kursa yıllarca mücadele ettiklerini söylediği, tabanın “vatan hainliği” ile suçladığı HDP in desteğine ihtiyacı vardır. Kendi iktidarları dönemin de idam cezası yürürlükte olmasına rağmen Abdullah Öcalan'a verilen idam cezasının Yargıtay'ca onandıktan sonra  “sumen altında” bekletip bir türlü meclis genel kurulunda oylamaya sunmayan Sayın Bahçeli, Abdullah Öcalan'ın idam cezasını AKP ye niye asmıyorsunuz diye meydanlardaki salladığı ipin, kendi boynuna siyaseten dolanacağını bildiğinden hezeyan ve öfke ile hareket etmektedir. Grubuna tam hâkim olamamaktadır. Meclis başkanlığı için Meral Hanım için atılan tweetlerden rahatsız olup “kral” edası ile “artık Meral hanımın Meclis Başkan adaylığı bitti” diye Meral hanımı küçük düşürmesi, nasıl bir ruh hali içinde olduğunu göstermektedir.

Aslında gönüllerinden geçen TÜSİAD da talimatı ile CHP ile kurmaktır. Ancak AKP in kulağını çekmesini bekledikleri seçmen en çok MHP in kulağını çekti. “Sen tabanının hilafına işlere kalkışırsan seni böyle silkeleriz” dediği için afra ve tafralarının sebebi. Gönüllerinden geçen koalisyonu kuramayacakları için bu hötzöt yapmaları.

Seçim öncesi AKP'in kibir ve enaniyeti seçim sonrasında MHP de tavan yapmıştır. Sayın Bahçeli'nin kibrinden MHP parçalanma tehlikesi yaşayabilir.

Abdullah Öcalan'ı paketleyip Türkiye'ye iade eden güç, asılmaması kaydı ile teslim etmiştir. Dönemin azınlık hükümetinin başbakanı merhum Ecevit'i böyle parlatan güç bir sonraki seçimde birinci parti yapmış MHP ve ANAP la hükümet kurmasını sağlamıştır. Sonrası malum. Abdullah Öcalan yapılan gizli anlaşma gereği asılmamıştır.

Her şeyde bir hayır vardır denir ya Abdullah Öcalan'ın asılmamasında da bir hayır vardır. Abdullah Öcalan idam edilmemekle PKK yeni liderini seçememiştir. Yani PKK stratejik hareket kabiliyetini yitirmiştir. Her ne kadar Kandildekiler Abdullah Öcalan barış yapmaya yetkili değildir dese de Kürt halkını bir bölümünün Öcalan sevgisi ve bağlılığından çekindikleri için hareketlerini kontrol etmektedirler. Hapisteki Öcalan artık eski Öcalan değildir. Düşünen, okuyan ve dünyayı takip eden, terörle bir yere varılamayacağını fark eden bir Öcalan vardır. Abdullah Öcalan'ı elinizde tuttuğunuz sürece TÜRK ve KÜRT halkının menfaatine, kardeşliğine, barışına katkıda bulundurabilirsiniz.

HDP Milletvekilleri her ne kadar meclisteki yemin töreninde militarist bir yaklaşımla yemin metnini okudularsa da Eş başkan Figen Yüksekdağ'ın “biz halkımıza söz verdik, hizmet etmek istiyoruz” ibaresi eski HDP'in olmayacağının sinyalini vermiştir. Buradaki halkımız ibaresi, Türkiye'nin partisi olması iddiasındaki bir partinin yalnızca Kürtleri değil, milletimizi kast ettiğini sanıyorum. HDP'in, Türkiyelileşmesi için bir adım olup, koalisyon görüşmelerine açık olduklarını ifade etmiştir.

Ben daha öncede belirttiğim gibi AKP in Türkiye'ye yapacağı en büyük hizmet, başlattıkları demokrasi reformları ve Kürtlerle Türklerin kardeş olduğunu anlatan çözüm sürecini tamamlamasıdır. Burada münferit olaylara takılıp kalınmamalıdır. Bazı HDP'li milletvekili ve seçmenin şımarık tavırları bizim kararlılığımızı etkilememelidir. O, şımarıklıklar İngiliz şımarıklığıdır. Güney Doğumuzdaki olayların arka planını görmek için, yurt dışı oyların ülke ülke dağılımına bakılmalıdır. HDP'nin birinci geldiği ülkeler Kanada, İsveç, İngiltere ve tabi'i ki İsrail'dir. Orta Doğuda enerji kaynaklarındaki çıkarı sarsılan İngiltere, arz-ı mev'ud bir türlü gerçekleştiremeyen ve güvenliği tehlikeye düşen İsrail,  bölgede tekrar etkin olabilmek için, PKK'ı devreye sokmaya ve HDP'yide Türkiye'den koparmaya çalışmaktadır. PYD, PKK, IŞİD(DAEŞ); İngiltere'nin talimatlarına göre hareket etmektedirler. PKK'ın içerideki yasal temsilcisi HDP ehlileştirilebilirse sorun kalmayacaktır.

Hüda Kayagibi birinin Zerdüştlüğü savunan ve İslam karşıtı eli kanlı örgütle işbirliği içindeki bir partide ne işi var sorusunu yöneltmek yerine, bizim göremediğimiz nedir? Yâda bizim eksiğimiz nedir? Sorusunu sorup işbirliği yapmak gerekmez mi?

Mehmet Mir Dengir Fırat, Altan Tan,birlikte siyaset yaptığınız isimler.

Ne oldu da refah döneminden beri birlikte siyaset yaptığımız bu insanlar Zerdüşt, bölücü olarak nitelenen, HDP de siyaset yapabiliyorlar?

Bu işte tuhaflık yok mu?

Sakın! bana makam mevki menfaat gibi basit açıklamalar yapmayın.

Artık HDP Türkiye'nin bir gerçeğidir. Yok, farz edemezsiniz. Yok, farz etmek İngiltere ve İsrail'in planını uygulamak demektir.

İngiltere ve İsrail'in kucağına itmek yerine, kardeş olan Kürt ve Türk halkını barıştırmaktan başka çıkar yol yoktur.

Bu işin silahla çözülemeyeceğini; 30 yılımızı,35.000 şehidimizi ve 1 trilyon dolar kaynağımızı ve zamanımızı kaybettikten sonra anladık.

Hem demiyor muyduk  “dağda eşkıyalık yapmayın, gelin düz ovada siyaset yapın” diye. İşte fırsat! siyaset yapma zamanı.

Kimseden korkmamak lazım. Siyaset yaparak( politika değil) bu işin üstesinden geleceğimizi umut ediyorum. HDP'i yanınıza alarak gerçek yüzünü deşifre etme imkânını bulursunuz. Güney Doğudaki tek rakibinizi yanınıza çekerek en azından yalan ve iftira muhalefetinin önüne geçmiş olursunuz.

HDP; MEŞRUİYETİNİ KAZANMAK, TÜRKİYENİN PARTİSİ OLMAK VE HALKINA HİZMET ETMEK İSTİYORSA KOŞULSUZ AKP'YE EVET DEMEK MECBURİYETİNDEDİR.

AKP için bir başka yol da “ayran aşından daha aşağı katık ne var?” diyerek erken seçime veya tekrar seçime gitmektir.

CHP bildik parti. Eski Türkiyeci, darbe vesayet partisi, statükocu. Kifayetsiz muhterislerin yönettiği parti kısaca. CHP den koalisyon kurmayı beklemek vakit kaybetmekten başka bir şey değildir.Onlar alışmışlar başkasının burnu ile grip olmaya.

Hep kendilerine altın tepside sunulmuş iktidar. Bu seferde HDP eliyle iktidar olmak istemektedirler.

MİLLİ GÖRÜŞÜ TEMEL ALMIŞ AKP'İN KURACAĞI HER HANGİ BİR KOALİSYONDAN KORKMAMAK GEREKMEKTEDİR.

SAYIN BAŞBAKANDAN BİR BAŞKA BEKLENTİMİZ, BİR DAHA BÖYLE ZOR DURUMLAR YAŞAMAMAK İÇİN TEŞKİLATLARINI GÖZDEN GEÇİRMESİ, TEŞKİLATLANMANIN EN TEPESİNDEKİ İSİMDEN İLÇE BAŞKANINA KADAR OLAN KADROYU MİLLİ GÖRÜŞE YASLAMALIDIR. HİZMET KADROLARINI, SİYASİ KAVGA VEREBİLEN İSİMLERLE DESTEKLEMELİDİR. AKSİ, ÇADIRINIZIN ORTA DİREĞİNİN YASLANDIĞI, MİLLİ GÖRÜŞÇÜLER; OLMAZSA, ERDOĞAN YANLIZLAŞIR VE ÇÖKER, HEPİMİZ ALTINDA KALIRIZ.