Bugün itibariyle bir yıl  hazırlık olmak üzere beş yıllık lisans eğitimimi bitirdim. Bu süreçte Türkiye için çok önemli olan akademi hayatı ve gençlik ile ilgili birçok konuyu tecrübe ederek öğrenme ve bugün analiz etme fırsatı buldum. Akademinin, Türkiye'nin yarınları için belirleyici etkenlerin başında geldiğini düşünüyorum. Düşünen zihinlerin inşa edilmesi gereken bu ortamda , özgür ve analitik bakış açısının temelleri atılmak zorunda. Aksi halde baskılanan bir zihnin bizim için bir şey üretmesini bekleyemeyiz. 

Bugün üniversitelerin &meslek edindirme& ve &işsizliği/askerliği öteleme&kurumları haline gelmesi, gelecek nesiller açısından endişe vericidir. Bu yalnızca akademik camia açısından değerlendirilemeyecek kadar önemli bir meseledir. Toplumun birçok noktası açısından olumsuz etkileri doğuran ve doğurmaya devam edecek ciddiyete sahip olan bu konu üzerine hassasiyetle çalışılmalıdır. Garanti ya da iyi para kazandıracak bir bölümün hedeflenerek yapılan üniversite tercihlerinden tutunda rastgele puan sıralamasına göre yapılan tercihlere kadar bütün etkenler bu durumun oluşmasına vesile olmaktadır. Başarı parametrelerinin gençliğe yanlış kodlanmasıyla birlikte bu vahim tablo daha ağırlaşmaktadır. 

Öte yandan lisans eğitimi içeriklerinin ve ortamının piyasanın hızlı dönüşümüne entegre edilmesi elzemdir. Piyasayı tanımadan mezun olan öğrencinin yaşamış olduğu psikolojik sorunlar ve hayal kırıklığı bu temelde oluşmaktadır. Piyasanın ihtiyaçlarına dair bir yönlendirme ve daha lisans döneminde sosyal ilişkilerin oluşturulmasına yönelik çalışmalar artırılmak zorundadır. Gençliğin dinamikliğini doğru yere kanalize etmenin ilk koşulu budur, denebilir. 

Gençliğin ise etkilendiği ve örnek aldığı şahsiyetler üzerinden geldiği nokta başka sorunlu bir ilişki doğurmaktadır. Gelecek planlarını bir kuruma, siyasi bağlantıya ya da güçlü gördüğü bir otoriteye yakınlık göstererek inşâ ediyor olması; zihnini kimi odaklara kiralamak anlamına geliyor. Bütün hayatını buna göre şekillendirme durumu ise hakikat arayışını önemsizleştiriyor. 

Öte yandan dünün fakültelerinin siyasi ayrışmalar ile gençliğin kimlik arayışına cevap veriyor olması da bugün format değiştirmiştir. Sosyal medya da pompalanan mafyatik görüntülerin üniversitelerde ki bağlantıları ve öğrenciler üzerinde oluşturduğu etki göz ardı edilemez boyutlardadır.

Kendi deneyimlerim ve mezuniyet sevincim ile ilgili olarak ise Konya'nın bu anlamda hiç azımsanmayacak firsatlarını söyleyebilirim. Hazırlık dönemiyle birlikte Kitad'dan Bil kad'a, İlham'dan Sadam'a kadar birçok programı takip edebilmenin düşünsel hayatıma katkısını yaşadım. Çizgi Kitabevi'nin özgür ortamının nimetlerinden de faydalanabildim. KuveytTurk, kütüphane ve bilim merkezinde çalışarak harçlığımı çıkarma fırsatı buldum. Yenigün gazetesinin bu köşesinde kalemimi güçlendirip kendimi ifade etmek gibi bir avantaja sahip oldum. 

Ama üniversite hayatımda, ömrüm boyunca unutmayacağım asıl mesele &analitik bir deneme& yazın diye biten sınavların sahibi Murat Çemrek'tir diyebilirim. Analitik ve özgür düşünmenin metodolojisini aşılayan hocamı zikretmeden yazımı sonlandırmak doğru olmayacaktı. Onun üzerinden bütün hocalarıma teşekkür ederim...