Dile kolay, tam 25 gece...

Ne de güzel geçti değil mi?

Darbe girişimi nedeniyle moraller bozuk bir şekilde başlayan meydan nöbeti, milletin zaferi ile şölen tadında geçmeye başlamıştı. 

Türkiye'nin dört bir yanından bu manalı nöbete ilişkin manzaraları gazetelerden, televizyonlardan, sosyal medyadan gördük. 

Lokal milliyetçilik mi yapıyorum bilemiyorum ama sanki Konya bir başkaydı.

Ah o Mevlana Meydanı'nın bir dili olsa da konuşsa...
15 Temmuz'dan bu yana gelen süreçte meydanları boş bırakmayan millet, derslik olarak gördüğü meydanlardan hainlere, hainlerin maşalarına, kuklalara ve beyinleri yıkanmış, akli melekelerinden endişe ettiğimiz taşeronlara verilebilecek en güzel dersi verdi...

Milletin zıt kutupları ortak bir noktada, vatan için meydanlarda buluşmuştu. Milli irade nöbetinin sonuncusu ise milletin tamamının katılımı ile gerçekleştirildi. Türkiye büyük bir devlet olduğunu gösterdi. İkinci bir şahlanış dönemi yaşandı. 

AK Partilisi, MHP'lisi, CHP'lisi, Saaadetlisi, BBP'lisi bir ve beraber oldu elhamdülillah...

İşin bir de sosyolojik boyutu vardı. 

Meydanlarda tanış olundu. Nöbet esnasında kaynaşıldı. Hitap edenler birlikte dinlendi. Coşkulu anlar birlikte yaşandı. Heyecan o meydanlarda paylaşıldı. 

25 günün karnesine bakınca o karnenin her yanının pekiyilerle dolu olduğuna görebiliyoruz. 

Mensubu bulunduğum medya da bu süreçte tam not aldı. Bunu bir gazeteci olarak değil, bir vatandaş olarak söylüyorum. Hakikaten canla başla verilen mücadeleler neticesinde halka en kısa zamanda en doğru bilgiler verildi. 

Paralel ihanet çetesinin yamukları, yanlışları gün yüzüne çıkarılırken kalem sağlam tutuldu. Kalemi sağlam olmayanların ise kalemleri çoktan kırılmıştı. 

Gündüz işinde gücünde, gece milli irade nöbetinde olan Türkiye, yorulmuştu. Meydanlar yorulmuştu. İnsanlar yorulmuştu. 

Evet, biliyorum ki yorulduk demek bize yakışmaz. Ama geride kalan 25 gün hiç de kolay olmadı. 

Bu manada üzerimize geride kalan 25 günün biriktirdiği ağırlık çökmeye başladı. 

Artık her alanda normalleşmeye başlamalıyız. Meydanlar sosyalleştiriyor ama normalleştirmiyor. 

İnsanlar her ne kadar bu ortamı beğenip benimsemiş olsalar da 'Biz halen meydanlardaysak, demek ki daha sıkıntılı süreç bitmemiş' algısı oluşuyor. 

Beyinleri kemirircesine adi ve pespaye bu girişimi artık hızlı bir şekilde gündemimizden def etmemiz gerekiyor. 

Artık önümüze bakma zamanı geldi. Bu girişim 300'e yakın şehit verilerek bastırıldı. Kolay olmadı. 

Bin yılda karılmış bir harçtan atılmış böylesine sağlam bir yapı kolay kolay yıkılmaz. Bir değil yüz paralel çetesi de olsa Allah'ın izniyle kimse o hain emellerine ulaşamaz. 

Bundan sonrası da kolay olmayacak. 

Bu yapının tamamen temizlenmesi ne kadar mümkün olur orasını bilemeyiz. Ancak şimdi enerjimizi bir taraftan içimizdeki hainleri temizlemek, bir taraftan da geleceğimiz için yeni şeyler yapmak lazım. 

'Dün dünde kaldı cancağzım, bugün yeni şeyler söylemek lazım' diyor ya Mevlana...

Dünü hafızalarımıza kazıdık. Unutmayız, unutamayız. Dünden aldığımız dersle yarına ilerleyebilmek için ayaklarımızı sağlam basmalıyız. 

Allah, kendi davasından bizleri saptırmasın. Ayaklarımızı bu davada sabit kılsın.