Mevleviliği Kurumlaştıran Alim;
Sultan Veled( 623//1226 -712/1312 )

Türkiye Selçukluları döneminde Konya'da yaşayan,Mevleviliği Kurumlaştıran Alim;
 Sultan Veled, Lârende/Karaman'da dünyaya geldi. Babası, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, annesi Şerafeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun'dur. Gelenek olarak ilk erkek torunlarına Dedelerin  isimlerini aynen verdikleri için, Mevlânâ'da ona babasının adını vermiştir.Mevlânâ ve yakınları tarafından Bahaeddin diye çağırırdı. Ancak daha çok Sultan Veled olarak bilinmektedir.Mevlânâ ve yakınları tarafından Bahaeddin diye çağırırdı. Ancak daha çok Sultan Veled olarak bilinmektedir.
    Çocukluğunun ilk yıllarını dedesi BahâeddînVeled ile birlikte geçiren Sultan Veled, ilk eğitimini babasından almıştır. Konya'da ve Şam'da çeşitli âlimlerden, özellikle babasından medrese ilimlerini öğrenmiştir. SeyyidBurhâneddinTirmizî, Şems-i Tebrizî, Hüsâmeddin Çelebi'ye kadar birçok büyük sûfîyle ve zamanın âlimleri ve şairleriyle sürekli münasebetlerde bulunarak ilim ve sülûk yönünden yükselmiştir. Onun yetişmesinde, inanış ve duyuş tarzı ile düşüncelerinin şekillenmesinde babasının büyük bir etkisi vardır.

    Sultan Veled gençliğinde Konya Akören Medres Mevlânâ, oğlunu Şems'e murîd yapmıştır;(Manâkıb al-'ârifın s.333) Sultan Veled ise, babasının ölümünden sonra, içten gelme bir kadirbilirlikle, kendiliğinden, Hüsameddin Çelebi'nin müridi olmuştur. Şeyh SalâhaddinZerkûb'un ölümünden (1261) sonra Mevlânâ, mürîdlerinden Hüsameddin Çelebi'yi halife seçmiştir. Mevlânâ'dan gerekli dinî ve tasavvufi bilgileri elde eden Sultan Veled, bunları yalnız öğretmekle yetinmemiş bilgilerini başkaları için faydalı bir hale getirmeğe ve öğretmeğe de çalışmıştır. Selahaddin Zerkubi'nin kızı Fatma Hatun'la evlenmiştir.

    Şam'da tahsilinden sonra Haleb'e gelmiş ve orada bulunan Alimlerle münazaralarda bulunmuştur. Hanefilere dair tabakat kitaplarında Sultan Veled fakihlerin en meşhurları arasında yer almaktadır. eserlerini Farsça yazmakla birlikte epeyce Türkçe şiirleri de bulunmaktadır. Bu açıdan O, AhmedFakîh ile birlikte, Anadolu Türk edebiyatında bir öncü durumundadır.
 Sultan Veled Mevlevîliği sistemli bir tarikat haline getirilmesi Mevlevîliğin âdâb ve erkânı Sultan Veled döneminde teşekkül etmeye başlamıştır. Nitekim Mevlevî mukabelesinde semâhânenin üç defa devredilmesinden ibaret “devr-i veledî” zikrinin yapılması ona izâfe edilmektedir.

Mevlevî dergâhları bir okul gibi halkın aydınlatılmasında büyük hizmetler görmüştür. Tarikatın ilk şeyhi de Hüsâmeddin Çelebi olmuş, 1284 yılında vefat etmesi ile yerine Sultan Veled geçmiştir.
Mevlevilik zamanla yayılmış, Bursa ve Edirne başta olmak üzere, Osmanlı devleti içinde itibar görerek gelişmiş, hatta padişahların da ilgisini, yardımını ve desteğini görmüştür.
1312 tarihinde vefat eden Sultan Veled, az da olsa, gerçek manada Türkçe gazel yazan ilk şairdir. İlk olması bakımından bazı aksaklıklar bulunsa da bu şiirler edebî yönden önemlidir. O gazellerinde daha ziyade babasının etkisi altında, topluma hitap eder.
Eserleri:
Sultan Veledin eserleri Mevlânâ'nınkiler gibi manzum ve mensur olmak üzere ikiye ayrılır. Babası gibi bir divan üç mesnevi ve bir de mensur Maârifi yazmıştır. Ancak Sultan Veled devrinde Türkçe'nin Anadolu'da varlığını kabul ettirecek bir hâle gelmesinden dolayı,eserlerindeTürkçe'ye daha fazla yer vermesiyle Mevlânâ'nın eserlerinden ayrılmaktadır.
Manzum eserlerinin toplam beyit sayısı 30.000'e ulaşan Sultan Veled'in devrinde velûd (çok eser veren) bir şair olduğu görülür.Sultan Veled'inMevlânâ'nadan ilham alarak  tahminen 660/1267-69/1291 tarihleri arasında tanzim ettiği  Divan'ında aruzun muhtelif kalıplarıyla yazdığı 925 gazel ve 455 rubai mevcuttur. Hepsi, 12719 beyittir. Bunun 129 beyti Türkçe'dir. Kılıç Arslan, Taceddin Hüseyin, Emin Alâmeddin Kayser, Muinûddin Pervane, Sahip Atâ Fahreddin Âli, Güneş Hatun, Selçuk Hatun ve TabibEkmelüddin gibi önemli şahsiyetler için yazılmış övgüler ve mersiyeler müstesna, bütün gazeller tasavvufi ve didaktik bir mahiyettedir. Bu gazellerin ve rubailerin  hepsinde açık ve sâde oluşu Divanın önemli, özelliklerinden birisidir.
Ayrıca  Divan; Selçuklu tarihi ve Türk dili bakımından önemidir. Sultan veled Divanında Selçukî Ahîleri”ne de değinmekte ve Ahi Muhammed SeyidAverî, Bayburdlu Ahi Emir Ahmed, Ahî Saadeddin isimli ahileri tanıtmaktadır. Eserleri; döneminin şahsiyetlerine dair bilgiler   vermesi yönüyle eser önem arz etmektedir.