Cumartesi günü Konya İl Halk Kütüphanesinde Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin misafiri olan öykü yazarı Cemal Şakar bir konuşma yaptı. Yapılan aslında konuşmadan çok bir söyleşi idi. NEÜ Öğretim Üyesi Abdullah Harmancı sordu, öykücü Cemal Şakar cevap verdi. 

Cemal Şakar, roman yazmanın öykü yazmaya göre daha kolay olduğunu çünkü roman yazarken bir sayfa kısıtlaması olmadığını öykünün ise kısıtlı sayfada kısa verilmesi gerektiğini söyledi.

Şakar, siyasi mesajlar vermenin edebiyatın dışında bir eylem olarak gösterilmeye çalışıldığını, halbuki edebiyatın mesajsız ve tezsiz olamayacağını belirtti. Sol tandanslı yazarların ortaya koydukları eserlerde bol miktarda mesajın yer aldığını ancak İslami kesime ait bir yazarın kahramanına namaz kıldırmasının dahi siyasi mesaj olarak algılanıp eleştirildiğini belitti.

Dilin yapısı gereği zaten bir yük, bir anlam ya da bir tez içerdiğini dolayısıyla istenmese dahi mesajsız edebiyat kurulamayacağını belirten Şakar, zaten mesaj vermeyen edebi yazılarında ilgi görmeyeceğini söyledi.

Cemal Şakar, öykülerinde İslami ve imani konulara dikkat ettiğini, Peygamber Efendimiz bu yazıyı okusa ne derdi sorusunun en büyük ölçüsü olduğunu belitti.

Konuşmasında İslami kesimde yer alan yazarları da eleştiren Şakar, “bakıyorum bizim tarafta olan bir yazarla söyleşi yapılmış. Adama en beğendiğiniz yazar kim diye sormuşlar o da sol kesimden birisinin adını vermiş. Bu cevap sırf bir yerler beni görsün diye verilmiş bir cevaptır. Senin ismini zikrettiğin yazarın senden haberi bile yoktur, olsa bile aynı fikirde olmadığın için yaptığı söyleşide senin ismini kullanmaz. Bizim bir an önce bu kompleksten kurtulmamız gerekiyor.” dedi.

Küçük ve dar çevrede yaşamanın yazarın dünyasını bir süre sonra monotonlaştırdığını ve yazarın adeta ezberlediği çevresinden malzeme bulmakta zorlanmaya başladığını söyleyen Şakar, “Hayatımın 48 yılı Balıkesir'de geçti. Bu dönemde çok az üreten öykücü olarak tanındım. Ne zaman ki İstanbul'a taşındım, bana bir hareketlilik ve canlılık geldi. İstanbul'un koşuşturmasına ve aceleciliğine bende ayak uydurdum ve daha çok yazmaya başladım.” dedi.

***

İkinci Konferans Koyunoğlu Müzesinde düzenlenen İkindi Sohbetleri idi. 

Burada ki konuşmacı Doç. Dr. Nuri Şimşekler, Mevlana hakkında yanlış bilinenler ve bilinmeyenler hakkında bir konuşma yaptı.

Doç. Dr. Nuri Şimşekler, Mevlana Celaleddin Rumi'nin ilk dönemlerde Mevlana Celaleddin Konrvî olarak bilindiğini söyledi. Bazı kaynaklarda Mevlana Celaleddin Belhi olarak geçmesine rağmen döneminde ve daha sonraki dönemlerde Mevlana Celaleddin Rumi isminin kullanıldığını görmediğini ama sonradan belirlenemeyen bir tarihte Rumi sıfatının kullanılmaya başlanıldığını belitti.

Kerra Hatun konusunda da yanlış bilgiler aktarıldığını belirten Şimşekler, Kerra isminden dolayı gayrimüslim olduğu sanılıyor ama Müslüman bir ailenin çocuğudur ve Kerra ulu- büyük anlamına gelir dedi.

Mevlana'nın ilk hanımı Gevher Hatunun ölümü ve kabrinin nerede olduğu hakkında şu ana kadar bir bilgiye ulaşılamadığını söyleyen Doç. Dr. Nuri Şimşekler, Kimya Hatun'un da Konyalı bir Müslüman ailenin çocuğu olduğunu belitti.

Mevlana'nın hangi milletten olduğunun çok tartışıldığını ve Farsça yazdığı için İran'ın, Ebu Bekir'in soyundan geldiği iddiası ile de Arapların sahip çıktığını hatırlatan Şimşekler Divan-ı Kebir'de yer alan “Aslem Türk-est egerçi Hindu guyem.”  mısraının Mevlana'nın hangi millete mensup olduğunun kendi dili ile ikrarıdır dedi.

Son dönemde Mesnevi adı altında yayınlanan eserlerin çoğunun sadece hikâyelerden oluştuğuna dikkat çeken Doç. Dr. Şimşekler, asıl verilmek istenen mesajın göz ardı edildiğini söyledi ve “Hikâyeden Mevlana Öğreniyoruz” dedi.

Mevlana adına en çok kullanılan “Gel ne olursan gel!” sözleri ile başlayan çağrının da Mevlana'ya ait olmadığını belirten Şimşekler, Mevlana'nın imiş gibi gösterilen Yedi Öğüt'ün de Mevlana'ya ait hiçbir eserde yer almadığını, ancak bu öğütlerin Mevlana felsefesi ile de örtüştüğünü söyledi.

Şimşekler, Mevlana Türbesi ve diğer müzelerde Mevlana konusunda eğitim almış uzmanların bulundurulması gerektiğini belirtti.