2004 yılında Çin'e Singapur'a  havayolu ile gitmiştim. İlk o zaman fark ettim, Avrupa ,Asya ve Afrika'nın merkezindeki  bir ülkenin ve Atatürk hava limanının olması gerekenden ne kadar küçük olduğunu...

Özellikle Singapur'u analiz edince bu büyüklükler konusundaki düşüncelerim yerle bir oldu. 716 km2 büyüklüğünde bir ülkenin ,  dünyanın en büyük havayoluna sahip olduğunu öğrenince bu şaşkınlığım daha da arttı.Konya 39 000 km2. Uçakları Boeing Airbus'ın en büyük modeleri. Çoğunluğu çift katlı . Dünyanın çoğunluk noktasına bağlantı veriyor.

Bizim uçaklarımız küçük kalmıştı ve bağlantı noktaları çok azdı. A 340 yeni alınmıştı. Çin, HonKong, Dubai'yi de görünce , dedim ki İstanbul  bu coğrafi yapısı, kültürel bağları ile Dünyayı birbirine bağlayan hava alanı olmalı. THY da bu ölçekte bir hava yolu olmalı..

Bugün Tv'de  THY Genel Müdür'ü  Doç.Dr. Temel KOTİL zevk ve hayranlıkla izledim..THY  daha şimdiden ölçek büyüklüğünü,yakalamış, maliyetleri minimize etmiş orta  ve alt sınıf dünya vatandaşlarını uçurmaya başlamış.

Sadece ülkemizde değil bütün dünyada birçok insanın bu araçtan yararlanmasını sağlamış. Üstelik İstanbul'u  dünya hava yolu taşımacılığının bağlantı merkezi yaparak . Bu aynı zamanda ülkemize gelen turist  de demek.

Üçüncü hava limanı ile sanırım ülkemiz  dünyanın en önemli bağlantı noktası olacak.. Daha şimdiden toplam yolcunun % 85'nin yabancı olduğu düşünülürse bu büyük bir başarı..

Bu başarıda THY'larının

Bir marka olarak;

Yenilikçi,konfor, güvenilir, güvenliğe önem veren, ulaştırabilen bağlantılara sahip olması, fiyatlarda uygunluk,

Pazarlama kabiliyeti, özellikle reklamlarla sahip olduğu özellikleri insanlara ulaştırabilmesi.

Bu konuda  Avrupa takımlarına sponsor olması.Liglere sponsor olması önemli bir faktör.

Sahip olduğu standartları sürekli ve kurumsal hale getirmesi ve bu süreci iyi yönetmesi.

**********

Güney Kore  1980 yıllarda ekonomik seviye olarak Ülkemiz ile aynı seviyede idi.

Şimdi onlar Dünyanın 7'nci ülkesi biz 17 ülkesiyiz.

Şimdi  onlar 130 milyar dolar teknoloji  ürünü ihraç ediyor.

Biz   2,2 milyar dolar...                   

Adamalar oturmuş nasıl dünya devi olarak var oluruz demişler.

Fillandiyalılara sormuşlar siz nasıl başardınız diye? Onlar da biz ne olmak istiyoruz, sorusunu sorduk.

Ve olmak istediğimiz toplumun insan kaynaklarını planladık, ve onları yetiştirmek üzere eğitimi yeniden organize ettik demişler. G Koreliler de işe eğitimden, insandan başlamışlar..

Bugün Hyundai, Kia, Daweoo( chavrolet firmasına satıldı)Ssanyong gibi otomobil markaları,

LG, Samsung  gibi elektronik devleri, Kumho lasikleri, Romansınn satleri Çelikte Posco gibi dünya devlerini çıkardılar.

Adamlar dizi sektörü ile dünyanın ilgi merkezi oldular. Dizileri kendi markalarının tanıtımı için kullanıyorlar. Her yeni çıkan bir ürün dizilerde güzelce ve insanı yormadan tanıtılıyor..

Dolayısı ile sürekli güncellenen, bir ekonomi ve endüstriyi dünya insanının ilginse sunuyorlar.

Marka şehir olalım, markalarımız olsun diyoruz. Marka öyle sadece tanınmışlık değil..

Marka uzun soluklu güven, güvenirlik , fiyat, standart, ulaşılabilirlik, prestij, önderlik, teknoloji ve yenilik içerme,konfor, ilgi uyandırma, reklam,sağlık temizlik demek.

Marka vizyon demek, bir mal ya da hizmetin ruhu kişiliği demek... Mal ya da hizmet; ürünün  edebi namusu demek! İnsana topluma vereceği ve kabul görecek mesaj demek..

 

Marka içinden çıktığı toplumun  ya da şirketin bir malı olmakla beraber; ulaştığı kesim , satın alan, kullanan  onu sahipleniyorsa o zaman  marka oluyor. Marka evresel bir kabullenme.

Dünyanın her yerinde ölçülebilir meziyetler demek.. Ve bu özelliklerin   yaşıyor olması ve yaşayacağını insanların inanması demek.

Yoksa marka tanınmak demek değil. Üstelik hiçbir özellik yokken sadece ambalajla tanınmak çuval dolusu para harcamak; var olan itibarı da harcamak demek..

Bizim THY'larının ulaştığı seviyelere ,Vestel  de ulaşmak için çok önemli yatırımlar yapıyor... Ancak dünya ölçeğinde stratejiler geliştirebilmek için.

Bölgemiz de TORKU da bu yönde bir hedef koydu. Gerçekleştirilebilir bir hedef..

Stratejik markalara ihtiyacımız var.

Ülkemiz bu stratejileri geliştirmek için önemli bir coğrafi, kültürel, tarih ve en önemlisi ulaşılabilirlik, temin ve maliyet avantajı sunuyor.