MAKAMLAR VE YERİNDE SAYAN ÜLKEM İKİ HOCA,


Yüksek Hızlı Trenle Ankara'dan Konya'ya dönüyordum; hoca  olduklarını yolculuk esnasında öğrendiğim, iki kişi,  biraz da yüksek sesle sohbet ediyorlardı. İstemeyerek de olsa kulak misafiri oldum.
Birisi ötekine:
Artık sıkılırsın diyor.
Öbürü:
Neden?
Profesör oldun, hiçbir hırsın kalmadı. Önceleri profesör olacağım diye uzun soluklu bir hırsın vardı. Şimdi boşa çıkacaksın. Kendine bir meşgale bul diyor. Bende de böyle olmuştu, diye de ekleyince onun da kıdemli bir profesör olduğunu öğrendim.
İşte tam bu anda bir düşünceye daldım. Bilim insanlarımızı, sorun çözen, çözdükçe sorunların peşinden giden hocalarımı tenzih ederim. Kendine ait teorileri olan, bilim dünyasına kaynak olan hocalarımızı, bir buluşu, keşfi olan hocalarımı ve hiç olmazsa böyle öğrenci yetiştiren, bu konuda yetişmiş öğrencileri olan hocalarımı ayrı tutmak istiyorum.  
Ama bu konuşma hayli düşündürdü, beni.
Acaba, insanlar bir makamı elde etmek için mi yaşamalı idi. Yoksa yaşamın içindeki hedefine aldığı sorunları çözerek bir makama mı gelinmeli idi?
Makam sadece giyilen kürk mü? Yoksa sadece çevresinde övülebilmek mi?  
Sonra düşündüm, şöyle bir yaşamı gözden geçirdim. Yakını uzağı. Ne için, nasıl meslek seçiyoruz?
Anne baba istedi diye doktor olup,  doktor hatta cerrah olup hiç mesleğini yapamayanlar,
Sadece daha çok para kazanacağı için meslek seçenler,
Ya da hedeflediği makama ulaşırsa daha saygın olacağını düşünenler. Uzayıp gitti.  
Sonra dedim ki, hocalar bu ise yetişen öğrencilerin öyle olması normal dedim, listeyi uzatmaktan vazgeçtim.
Demek dedim, bizim bir problem çözmek gibi bir derdimiz yok. Ya da böyle düşünen insanlarımız yeterli seviyede değil!
Bu tip bir hedefle, rota, bizi kolay yola sürüklüyor. Kolay kazanmak ve ün, şan sahibi olmak!
Üstelik bütün bunları, başka ülke teknolojisi ile üretilmiş Yüksek Hızlı Trende yaşadım. Hocalarımın çektiği Selfi( özçekim) yaptıkları, bir birinin resmini çektikleri Akıllı telefon da yine ülkemizin milyarlarca dolar döviz ödediği ithal mallarından biriydi. Kollarındaki saat de, Trenden inince bindikleri otomobilin teknolojisi de başka ülkelerin bilim adamlarının teknolojisi  idi!
Oysa bu ülkenin, yeni buluşlara, patentlere, markalara, ihtiyacı var. Çevremize baksak neyin daha iyi yapılması gerekiyor? Neyde, hangi konu da geriyiz? Günlük yaşamın içerisinde ayan beyan duruyor.  Oysa ülkemizi, öncü yapacak ürünlere, keşfedilecek teknolojilere ihtiyacı var.
Yeni fikirlere, bakış açılarına, insanlarımızın içindeki değerleri yaşama kazandıracak önderlere ihtiyacımız var... İdeal ruhu harekete geçirecek, hocalarımıza ihtiyacımız var!
Aslında geldiğimiz, gelinen makam, unvan varılması gereken son nokta değil, yürümeye başlayacağımız ilk adım. Sorumluluklarımızı hatırlayacağımız, insanların sorumluluklarının hatırlatılacağı önderlik, örneklik makamı.
Üstümüze giydiğimiz ateşten gömlek,  yaşamda kullanacağımız en önemli aracımız, merceğimiz, yaşama açılan penceremiz.
O makamlar, meslekler sadece bizim değil toplumların penceresi, toplumların ufku, insanların hayallerinin itici gücü.
Sadece hocalarımız değil, Üniversite dışında bürokrasi, şirket, sivil toplum örgütleri her ne makamı olursa olsun buralara gelen bu mevkilerde bulunan insanlar, bulundukları yerin hakkını vermeliler, gereğini yapmalılar.
Eğer sıkılacaklarsa, ya da çözecekleri bir problem kalmadığını düşünüyorlarsa, tez elden orayı terk etsinler. Bu toplumun önünü açsınlar, insanların önünü açsınlar.
Hele hele, profesör olmuş, hocalarımız bu ülkenin, kendi alanları ile ilgili nelere ihtiyacı var,  bir an evvel tespit edip ki, çevrelerine ve güncel yaşama bakmaları yeter, hemen harekete geçmeliler. Ya da o unvanı kullanmamalılar.
Bu ülke hala bağımsızlığını kazanmadı, enerjide dışa bağımlı, kendi teknolojisini henüz arzu edilen seviyede üretemiyor. İthalatı karşılayacak, ihracata henüz ulaşmadık. Günlük hayatımızda kullandığımız birçok ürün yabancı ülke malı.
Hocam sizler sıkılırsanız, bu toplum bağımsız olamaz! Hele bir teorisi olmayan, keşfi olmayan, ya da bir sorunu çözmeden makam sahibi olan, kitabının bir çok yeri kopya olan  hocalarım, bizim lokomotif olmamız için sizin vaktinizin olmaması lazım
Saygı görmek için, saygın olmak lazım!