Bu ülke gerçekleri içerisinde, insanın hayatında başka hiçbir dönemde yaşayamayacağı bir dönemdir.


Lise son sınıfta hayaller kurarsın kendince. Üniversite yılların gözünde canlanır, kızlar, arabalar, ortamlar, tabi ki dersler ve gelecek planları... 

Çabalarsın tüm bunlara kavuşma düşüncesiyle... 

Elinden geleni değil daha da iyisini yaparsın, geceler gündüzüne karışır, testler, fasiküller olur yatağın yorganın... 

Güneşli sabahlarda hangi açıyla düştüğünü hesaplarsın, yolculuklarında A şehri B şehrine karışır, stres attığın her havuzda kaç saatte boşaltılır hesabında olursun, yediğin yemeklerin tadı olmaz, tuzu olmaz, sen önündeki o sınav için var gücünle çalışırsın... 

Ailen sana hiç olmadığı kadar iyi davranır, destek olur, yardımcı olur, anlayışlı olur, olur da olur! 

Bir dediğin iki edilmez o dönem, kurslardan ya da okuldan eve dönüşlerde yemekler hep hazırdır, çaylar demlidir, fındıklar, fıstıklar, cipsler hazırdır. 

Uzak akrabalar arar bazen, moral verirler, keyiflendirirler. Hatta bazısı çıkagelir bir anda! 

Dualar her daim okunur, namazlar kılınır, tek bir istek vardır ailenin okuyacak çocuğundan: iyi bir üniversite kazanması!

Bütün bu beklentileri karşılayabilmek zordur. Heyecanlandırır insanı, bazen zorlar, ağlatır. Ya yapamazsam endişesi sarar her yanını! 

Sınav yaklaştıkça ailede de aynı tedirginliği görmeye başlarsın. Ne kadar emek veriyor olsan da, ne kadar çalışsan da olmayabilir hissi vardır hep içinde... 

En kötüsü de ailenin sana -olmassa da olmaz, canın sağolsun senin- derken gözlerinde farkettiğin hüzündür ve sen bunları gördükten sonra o sınav için daha çok motive olursun! 

Kendini ailene ispatlaman, akrabalara ispatlaman ama en önemlisi kendine ispatlaman gerekir! 

Günler birbirini kovalar, aylar sıra sıra geçer ve o gün gelir çatar... Aylarca verdiğin emeğin karşılığını alabilmen için sana sunulan bilmem kaç dakikalık sınav günü!

Geceden erken uyuma planı yaparsın, sabah uykusuz olmayayım dersin. 

Kahvaltıların hazırdır sabah, tost kokuları uyandırır seni alarmın çalmadan, zaten uyumamıştın ki, zor olmadı uyanmak!.. 

Kahvaltılar yapılır, anne baba çocuklarıyla birlikte sınav yerine giderler (her zaman ki gibi en uçtaki merkeze, en merkezdeki en uca).

Sınav saati gelir, otogarda çocuğunu yolcu eden insanlar gibi vedalaşılır üniversite adayıyla. 

İçeride üniversite sınavı, dışarıda ise bekleme sınavı başlar. Hangisi daha zordur bilinmez.

Geçer saatler ve çıkış süreci başlar, o çok merak edilen sınav bitmiştir artık. 

Gözlerinde görmeye çalışır aileler iyi geçmiş sınav haberlerini çocuklarının. 

Kimisinde vardır bu ışıltı, kimisinde ise hüzün vardır, pişmanlık vardır!

Sınavdan sonra eğlenceler devam eder, sonuçlar açıklanana kadardır bu eğlenceler bazıları için! 

Taa ki sonuçların açıklandığı gün işler farklı bir hal alır birçoğu için... 

Lys sonuçları sonrası yaşam başlar, tıpkı sıradan bir gün gibi başlar, o gün de güneş doğar, o gün de insanlar işine gider, o gün de birileri üniversite kazanma mutluluğu yaşar. Ama hayat devam eder, yaşam devam eder.

LYS 'de umduğunu bulamayan öğrenciler ailelerinden görecekleri tepki ile ilgili kaygı yaşıyor. Çocukların en çok desteğe ihtiyaç duydukları bu dönemde ailelerin nasıl davranması gerektiği çok önemlidir. 

Üniversite sınavları “hayat sınavları” içerisinde yer alan sınavlardan sadece bir tanesi ve üniversite sınavlarında istenilen sonuçları alamayan öğrenciler için dünyanın sonu gelmiş gibi bir algı oluşturmak da hiç doğru değil. Burada en büyük görev ailelere düşmektedir.

LYS öncesinde olduğu kadar sınav sonrasında da ailelerin çocuklarına yaklaşımları çok önemlidir. 

Aşırı disiplinli ailelerin çocukları görecekleri tepkiden korktukları için yoğun stres yaşamaktadırlar. 

Sınava hazırlanmak için elinden geleni yapan fakat sınavdan beklentisinin altında sonuç alan bir çocuğu aile öncelikle gösterdiği çaba için takdir etmelidir. 

Eğer çocuğunuza aksi bir tutum sergilerseniz bundan sonrası için “Ne yapsam olmuyor” psikolojisine girip motivasyonunu ve özgüvenini kaybedebilir.

“Katı tutumlu bir ailenin çocuğu sınavı kötü geçecek diye değil ailesinin vereceği tepkiden dolayı endişe duyar. Sonuca değil nedene odaklanılmalı ve çocuğunuzu sonuç ne olursa olsun gösterdiği çabadan dolayı takdir etmelisiniz”. Sonucun olumsuz olmasına sebep olan nedenlere odaklanılması çözüme ulaştırır.

 Ailelere 4 Önemli Öneri

 1-Çocuklarınıza vereceğiniz en değerli hediye ilgi ve zamanınızdır.

 2- Sonuç ne olursa olsun çocuğunuzu elinden geleni yaptığı için takdir etmelisiniz.

 3- Kendini sınav sonucuna göre “değersiz” ve “yetersiz” hisseden çocukların özgüveni düşer ve gireceği diğer sınavlara yönelik korkusu artar.

 4- Gelecekle ilgili karamsar olmak, gençlerin dalgalanan ruh halini daha olumsuz yapar. Çocuklarımızı her zaman destekleyerek, motive ederek geleceklerine ışık tutmalıyız.