Siyaset, seçimler yaklaştıkça irtifa kaybetme sürecini hızlandırdı. Parti liderleri seçim konuşmaları sırasında çıktıkları kürsülerde ne konuştuklarını unutuyor ve akıllarına gelen her şeyi konuşuyorlar. Öylesine uçuk vaatler ve istekler dillendiriliyor ki insan şaşırmakta bile tereddüt ediyor.

Mesela bu ülkede yıllardır Dış İşler Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış ve halende Başbakan olan Ahmet Davutoğlu bir ilimizde gençlere eş bulamıyorsanız bize gelin. Eşleriniz bizden diyor. Hâlbuki Başbakanın ve iktidara talip herhangi bir parti liderinin gençlere vaat edebileceği en güzel şey İŞ BULMA vaadidir. Önünde işi olan bir gencin eş bulma problemi olmaz. İşi olmayan bir genç ise zaten ailesine yüktür, bir de evlenip ailesinin üzerine ikinci bir yükü niçin getirsin?

Yine Başbakan Sayın Davutoğlu kürsüden halka seslenirken kendisini kaybedip 'bizi Kılıçtaroğlu ve Bahçeliye muhtaç etmeyin. Tek başımıza iktidar olmamıza fırsat verin, bu kaostan kurtulalım' diyor. Sanki 13 yıldır ülkeyi başka bir parti yönetti de kaosun müsebbibi onlar. İktidara geldikleri zaman 13 yıldır iktidarda olan partiye hesap soracaklar.

Bir de bu kaosu çıkaranları “tek devlet tek millet ve tek bayrak” demedikleri için eleştiriyor Sayın Davutoğlu ve iktidara geldikleri zaman ülkede yaşayan insanları 36 etnik temele dayandıranlardan hesap soracakmış gibi bir izlenim veriyor. Sayın Davutoğlu konuştukça 40 yıllık siyasi hafızamızı ve 30 yıllık gazetecilik geçmişimizi göz önüne getirip şöyle bir düşünüyoruz. Geçen bu süre zarfında Alparslan Türkeş dönemi dâhil hiçbir seçim döneminde bu kadar sert milliyetçi söylemlerle karşılaşmamışız.

Milliyetçiliği ve milliyetçileri ayakaltına alan AKP öylesine bir milliyetçi moda girdi ki bütün milliyetçiler yaya kaldı yanlarında. Bu milliyetçi söylemler Fatiha okumasını dahi bilmeyen Ülkücüleri AKP saflarına çeker mi bilmem ama şahsen ben bu kadar sert dönüşlere pek alışkın değilim.

***

Kılıçtaroğlu ise üst akıl yerine ortak akıldan bahsediyor. Sanki üst aklın beceremediği ve 36 etnik guruba ayırdığı millette bir ortak akıl oluşturmayı başarabilecekmiş gibi!

***

En komik vaatler de MHP Lideri Bahçeli'den geliyor.

Çalıyor ama yapıyor diyen bir millete “yolsuzluk yapandan, çalıp çırpandan hesap soracağım” diyor.

Ülkenin bölünüp bölünmemesinden daha çok cebine giren para veya evine ulaştırılan yardım malzemesini önemseyen bir millete “terörü bitireceğiz, çözüm sürecini sonlandıracağız” diyor.

Çocuğunun gelecekte daha güzel bir ülkede yaşamasını arzu etmek yerine günlük gailelerle meşgul bir millete gelecekteki güzel ve müreffeh günlerden bahsediyor.

Devlet kurumlarının isimlerinin önünde yer alan TC. ibâresinin çıkarılmasına, Andımızın kaldırılmasına ses çıkarmayan, Anayasadan Türklük kavramının çıkarılması isteğine sessiz kalan bir millete, milli şuurdan ve milli devletten bahsediyor.

Kısaca Türksüz bir Türkiye kurulması fikrine boyun eğenlere, “Türkiye Türklerindir” diyerek oylarınıza talibim diyor.

Her yıl bilmem kaç milyon gence iş imkânı sağlayacağını söylüyor. Hâlbuki gençlerin İŞE değil EŞE ihtiyacı var, bunu da AKP karşılama sözü veriyor.

***

Bülent Arınç her zaman gündemde kalmayı başaran bir siyasetçi. Yine ne yaptı etti gündemin bir numarası haline geldi. Söyledikleri ile neyi amaçladığını sadece Bülent Arınç bilir, ben şunları kastetti diye bir şeyler yazmak durumunda değilim. Çünkü Bülent Arınç kurt bir politikacı. Söylediği kelimeler ile anlaşılanın dışında mesaj vermeyi çok iyi becerir. Ancak yandaş medyanın tepkilerine bakınca güzel şeyler söylemediğini düşünüyorum. Ama yine de Bülent Arınç'a sert tepki gösteren AKP'li yazarlara aman dikkatli olun, sonra ters köşeye yatarsınız tavsiyesinde bulunmak istiyorum. ***

AK Parti Yurtdışı Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Yeneroğlu yurt dışından kullanılan oyların 750 binin AKP'ye çıkacağını tahmin ettiklerini söylemiş. Bu kadar kesin rakam verebildiğine göre Sayın Yeneroğlu'nun güvendiği bir yerler var demek ki. Aman dikkat! Oy sayımında yine Paralel Yapının kedileri trafolara girmesin.