Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki sohbetlerinde, “Müslüman olmayana İslâmiyet’i ve Türkiye’yi nasıl anlatırız?” konusu gündeme geldi. NEÜ Ahmet Keleşoğlu İlâhiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Dinler Tarihi Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Kemal Enz Argon, babasının Türk olduğunu ve Amerika’nın Boston şehri Massachusetts eyaletinde doğup büyüdüğünü söyledi. Dinini 1990’lı yıllarda yaşamaya başladığını, üniversite hayatını Finlandiya’da geçirdiğini ve 2000’li yıllarda din alanında yüksek lisans ve doktora yapmak üzere ABD’ye tekrar döndüğünü ifade eden Dr. Kemal Argon, danışmanının Filistinli İbrahim Abdurabi ve doktora konusunun da “Güney Asya’daki İslâmî Hareketler ve Mevdudî” olduğunu belirtti.

Sohbetini İngilizce olarak yapan ve Yusuf Ziya Karipek tarafından Türkçe’ye tercüme edilen sohbette Dr. Argon, 200 yıldan beri uluslararası medyanın, Türkiye’yi kötü temsil etme ve Türk karşıtlığı noktasında yoğun bir çaba harcadığını ve uluslararası güçlerin Türkiye’yi daha nötr hale getirme çabası içerisinde olduğunu söyledi. Dr. Argon, “Güzel (otantik) temsil ile kötü (sahtekâr) temsil noktasında ayırıma gitmemiz gerekiyor. Çoğu insanlar bizim hayatımıza bakarak cevaplar bulmaya, bizim hayatımızdan temsil örnekleri bulmaya çalışacaklardır. Bundan dolayı ister bir gazete köşesi olsun, ister akademisyenler olsun, ister bir aktivist olsun onlar yaptıkları çalışmalarda kimleri temsil ettiklerini, kimin için konuştuklarını bilmemiz gerekiyor. Ağzımızı açtığımız zaman biz kimi temsil ederek konuşuyor veya bilgisayar başında bir makale yazarken kimi temsil ederek bu makaleleri ele alıyoruz?” dedi. 

ENTELEKTÜEL İNSANLARA İHTİYAÇ VAR

15 Temmuz darbe girişimi olduktan sonra Mevlâna Meydanı’nda toplanan insanların enerjisini eşiyle birlikte görme imkânı bulduğunu,insanların kendi ülkeleri ve vatanları için otantik veya sevgi dolu temsillerini o şekilde gösterdiklerini gördüğünü kaydeden Argon, geçen sene TRT World’un düzenlediği foruma katıldığını, orada Türkiye’nin entelektüel ve kültür olarak çok elit bir sınıfa sahip olduğunu, onlarda gördüğü potansiyelin de Türk kimliğini kullanarak uluslararası medya ve uluslararası insanlarla iletişime geçip Türk aklını onlara gösterme yeteneğine sahip insanları gördüğünü dile getirerek “Bizim Türk aklını uluslararası alanda daha çok temsil eden entelektüel insanlara ihtiyacımız var” dedi. Müslüman Türk insanının ülkelerini ve dinlerini temsil etme açısından yabancı dil bilme dahil güzel bir donanıma sahip olmaları gerektiğini ders başlamadan önce talebelerine mesaj olarak ilettiğini söyleyen Argon, dünyadaki İslamofobi ve Türkfobi algısını çözmek için temsil noktasında deneyimli, sahasında tecrübeli insanların yetiştirilmesi ve İslâm hakkında daha iyi bilgilere sahip olması gerektiği üzerinde de durdu. 

NASREDDİN HOCA GÜZELİ TEMSİL EDİYOR

TheNew York Times örneğinden hareketle Türkiye ve Türkler hakkında Batı medyasında kötü algı oluşturacak yazı ve makalelerin kaleme alındığını, bunları oryantalist düşünce ve fikirleri temsil ettiğini kaydeden Argon, sırf İslamofobi için dünyada 250 milyon dolarlık bir kaynak aktarımı olduğunu belirterek “Ben kendimi Hanefi ve sünni olarak tanımlarım. Karşı taraftaki muhataplarımızın da bu ve buna benzer özelliklerini de bilmeliyiz” dedi. 

Otantik temsilde Nasreddin Hoca’yı “yerinde ve hazır cevaplılığı” ile örnek olarak gösteren Argon, İslamofobiye karşı Ahmed Yesevi ve İmam Maturidi’nin yolunun takip edilmesi gerektiğine işaret etti. Türk tarihi incelendiğinde Türk’ün barbar olmadığı, zalim olmadığı, korkunç olmadığının görüleceğini de dile getiren Argon, “İslamofobi ve Türkfobi endüstrisi ile sektörüne karşı temsil noktasında en büyük örnek Çanakkale’dir” dedi. Argon, “Türk ve Müslüman olarak Batı medeniyetiyle karşı karşıya kaldığımız zaman hangi değerleri eleştirel düşünceye tabi tutarak hangisinin bize faydalı olacağını, hangisinin zararlı olacağını süzmemiz ve faydalı olanını alıp, zararlı olanını dışarıda bırakmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü büyük bir dünyada yaşıyoruz. Farklı ideolojiler, farklı medeniyetlerle karşı karşıya kalacağız.  Onları anlamada, onları süzmede eleştirel düşünceyi geliştirmemiz gerekiyor. Bu noktada gençlere tecrübe sahibi ve olaylara daha hikmetli bakan kişilerin önderlik etmesi gerekmektedir” diye konuştu.

Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbetin soru-cevap kısmında kendisine sorulan soruları da cevaplandıran Dr. Kemal Enz Argon’a, Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin teşekkür plaketini ise dernek başkan yardımcısı Mustafa Dündar takdim etti.

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim