Oruç, Farsça'daki rûze kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapça'da ise savm veya sıyam kelimsidir. Savm, Arapça'da bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek anlamındadır. Fıkhı manada ise imsak vaktinden iftar vaktine kadar bir şey yiyip içmemek ve cinsi münasebetten uzak durmak demektir.

İmsak, Arapça'da kendini tutmak, engellemek anlamına gelir. Orucun temel unsuru da bu anlamdadır. İmsak vakti, oruç yasaklarının (yeme- içme ve cinsî münâsebet) başlama vaktidir. Tan yerinin ağarması ile başlayan imsak, günesin batması ile son bulur ve oruçlu iftar eder, orucunu açar.

Oruç, peygamber Efendimizin Medine'ye hicretinden 1.5 yıl sonra Şaban ayının 10. günü farz kılınmıştır. Orucun farz kılındığını bildiren ayetler şunlardır:

"Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu gibi size de oruç tutma yükümlülüğü getirilmiştir, bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç, sayılı günlerdedir. İçinizden hasta veya yolculukta olanlar başka günlerde tutabilirler. Hasta veya yolcu olmadığı halde oruç tutmakta zorlananlar ise bir fakir doyumluğu fidye vermelidir. Daha fazlasını veren, kendine daha fazla iyilik etmiş olur.Fakat yine de eğer bilirseniz, oruç tutmanız sisin için daha hayırlıdır." (Bakara/183-184.ayetler)

Oruç, riyanın en az karışacağı bir ibadet olduğu için sevabı en fazla olan ibadetlerden sayılmıştır. Peygamber Efendimizden nakledildiğine göre Allah, "Oruç, benim içindir. Onun karşılığını ben vereceğim." buyurmaktadır.

Oruç, nefsin isteklerinden iradî olarak uzak durma olması yönüyle irade eğitimine, açlık ve susuzluğun verdiği sıkıntılara katlanmak yönüyle de sabır eğitimine dönüşmektedir. Oruç, insanın kendi istediğiyle bazı şeylerden uzak durduğu için irade kabiliyetini güçlendirir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde oruç etkili bir yoldur.

Oruç, içtimaî dayanışmayı da güçlendirir. Oruç tutan insan açların halinden daha iyi anlar ve onlara ikramlarda, yardımlarda bulunur. Ramazan ayında, herkes komşusuna pişirdiğinden ikram etmeye, sofrasına yetim ve kimsesizleri oturtmaya çalışır. Orucun özü de Allah'ın rızasını kazanmak için kendisine verdiği rızkları diğer kullarla, yaratıklarla paylaşmaktır.

Oruçla ilgili ilki kudsî hadis olmak itibarıyla Peygamber Efendimizin bazı sözleri şöyledir:

"Her bir iyilik için on mislinden yedi yüz misline kadar karşılık olabilir; fakat oruç başkadır. Çünkü oruç, benim içindir ve onun sevabını ben vereceğim."

Kim iman ederek ve sevabını Allah'tan umarak ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir."

"Canımı elimde tutan Allah'a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Allah der ki: "Ağzı kokan şu kul, şehvetini, yemesini, içmesini benim için terk ediyor. Mademki sırf benim için oruç tutmuş, o orucun ecrini ben veririm."

"Oruçlu için birisi iftar vakti öteki de Rabbi ile karşılaştığı vakit olmak üzere iki sevinç vardır."

Editör: TE Bilişim