Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde “İpek Yolu, Kervanlar ve Hanlar” dile geldi. Selçukluları bir ummana benzeten ve bunun farkında olmadığımızı ifade eden Yapımcı ve Fotoğraf Sanatçısı İbrahim Dıvarcı, “Hanlar, Doğu’nun ışığını ve irfanını Batı’ya taşıyan yoldur” dedi. 

Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde, Kervan Belgeselinden yola çıkarak Anadolu’da 200’e yakın han ile Türkiye’deki İpek Yolu’nu gündeme getiren İbrahim Dıvarcı, İpek Yolu ve kervanlar hakkında şu bilgileri verdi: “Büyük Selçuklu Devleti dokuz milyon 400 bin m2’den oluşan bizim en büyük kara imparatorluğudur. İpek Yolu’nun tarih sahnesine çıkışı Türklerin kaderiyle paralellik arzediyor. M.Ö. 300’de bir Çin prensinin çıktığı yolculuğa izafeten ve daha sonra insanların aynı yolu takip ederek oluşturdukları önce seyahat yolu, M.Ö. 200’den sonra ipek ve kâğıdın ticaret metaı olarak kullanılmasıyla birlikte bu yol bir ticaret yolu olarak kullanılmaya başlamış. İpek Yolu Çin’in Zianşehrihren çıkıyor ve yaklaşık 20.000 km. bir yol ağıyla Roma’ya ulaşıyor. Biz İpek Yolu kavramını ilk defa 1867’de bir Alman coğrafyacı ve seyyahın kullanması ve adlandırmasıyla biliyoruz. Daha önce bu yol güzergâhı Harezmi Yolu, Tebriz Yolu gibi değişik isimlerle adlandırılıyor. En büyük kervanlar Büyük Selçuklu döneminde 400 deveden oluştuğundan da haberdarız.”

Kervansarayların Anadolu’daki adının “han” olduğunu ve 200 handan geriye ancak 25-30 adedinin kaldığını ve çoğunun vakfiyesinin olduğunu belirten Dıvarcı, Emir Celâleddin Karatay tarafından Kayseri’de yaptırılan Karatay Hanının vakfiyesinin de bir hayli geniş olduğunu ve bir çeşit sigorta sistemi bulunduğunu ve hanların ticaretin yanı sıra güvenlik açısından da stratejik yapılar olduğunu ve istihbarat merkezi olarak da kullanıldıklarını da söyledi. Dıvarcı,“Aslında hanların öncüleri Ribat’tır. Ribat hem askerî, hem ticarî hem de İ’lây-ı Kelimetullah’ın tebliği için yapılan binalar. Türkistan illerinde ribatlar çoktur. Bizde sadece Ashab-ı Keyf’tedir. Anadolu Selçuklu’daki bütün hanlarının birleştiği nokta Konya’dır. İpek Yolu’nun dünya tarihinde ticaret kadar değerli ve önemli olmasının bir diğer yönü de Doğu’nun ışığını, irfanını, ilmini, kitaplarını Batı’ya taşıyan yoldur ” dedi. 

Yaklaşık 1500 yıl dünya ticaretini kalbinin attığı yer İpek Yolu olduğunu ve buyolun 16. Yüzyılın ortalarına doğru önemini koruduğunu belirten Dıvarcı, hanlarda konaklayan tüccarlardan ilk üç gün ücret alınmadığını ve satılan malların da vergiye tabi olmadığını ifade ederek şunları dile getirdi:  “Anadolu’daki hanlar 1960’lara kadar işlevlerini yerine getiriyor. Selçuklu’nun han ve köprüleri üzerine daha çok çalışılmalıdır. Selçuklu tarihiyle ilgili Vatikan ve Çin kaynakları incelenmelidir. Bizim Konya Aydınlar Ocağı’yla birlikte ve T.C. Cumhurbaşkanlığı’nın himayelerinde hazırladığımız bu Kervan Yolları projesinden 12 bölümlük TRT’de gösterilen “Kervan Belgeseli”, “Yolların Tanıkları Kervansaraylar” adlı bir hayli hacimli kitap ve “Kervan Fotoğraf Albümü” ortaya çıktı. Bu proje için 900 bin dolara maloldu. 

Konya Aydınlar Ocağı öncülüğünde Selçukluyla ilgili “Türklerin Mirası” adlı yeni bir projenin ön hazırlıklarına başladıkları müjdesini de veren Dıvarcı, sohbetini ise şu hadisi şerifle noktaladı: “Bu dünyada sanki bir garip veya bir yolcu gibi ol.”

Soru-cevap kısmından sonra Yapımcı ve Fotoğraf Sanatçısı İbrahim Dıvarcı’ya, derneğin teşekkür plaketiniHisder Başkan Yardımcısı Mustafa Dündar takdim etti.

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim