Her sabah vakti ses geldi kulağıma
"Zikr söyle!" dedi, zikrini söyleyip yürüdüm ben işte,
Aşıksızları gördüm ise, yolda kaldı
O sebepten aşk dükkanını kurdum ben işte,
On birimde rahmet deryası dolup taştı
"Allah" dedim, şeytan benden uzak kaçtı
Hay u heves, ben bencillik durmayıp göçtü
On ikide bu sırları gördüm ben işte;
On üçünde nefsani arzuları ele aldım
Nefs başına yüz bin bela sarıp saldım
Kibirlenmeyi ayak altında basıp aldım
On dördünde toprak gibi oldum ben işte;
On beşinde huri ve gılman karşı geldi
Başını eğip, başını eğip saygı gösterdi
Firdevs adlı cennetinden haberci geldi
Cemali için hepsini terk ettim ben işte;
On altıda bütün ruhlar pay verdi
"Hay hay size mübarek olsun" deyip Adem geldi
"Evladım" deyip, boynuma sarılıp gönlümü aldı
On yedimde Türkistan'da durdum ben işte;
On sekizinde kırklar ile şarap içtim
Zikrini söyleyip, hazır durup göğsümü deştim
Nasip kıldı, cennet gezip huriler kucakladım
Hakk Mustafa cemallerini gördüm ben işte;
On dokuzunda yetmiş makam açığa çıkarıldı
Zikrini söyleyip iç ve dışım temizlendi
Nereye varsam, Hızır babam hazır oldu
Gavslargavsı mey içirdi, duydum ben işte;
Yaşım yetti yirmiye, geçtim makam
Allah'a hamd olsun, pir hizmetini eyledim tamam
Dünyadaki kurt ve kuşlar eyledi selâm
O sebepten Hakk'a yakın oldum ben işte;
Mümin değil, hikmet işitip ağlamıyor
Erenlerin söylediği sözü dinlemiyor
Ayet, hadis, Kur'an'ı anlamıyor
Bu rivayeti arş üzerinde gördüm ben işte;
Rivayeti görüp Hakk'la söyleştim ben
Yüz bin türlü meleklere yüzleştim ben
O sebepten Hakk'ı söyleyip izleştim ben
Can ve gönlümü O'na feda kıldım ben işte;
Kul Hoca Ahmed Yaşın ulaştı yirmi bire
Neyleyeceksin, günahların dağdan ağır
Kıyamet günü gazap eylese, Rabbim Kadir
Ey dostlar, nasıl cevap söyleyim ben işte;