Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, 102. Vefat Yıldönümünde II. Abdülhamid Han gündeme geldi. Mahmut Sami Ramazanoğlu İ.H.L. 10. Sınıf öğrencisi Ahmet Canlı, Sultan II. Abdülhamîd Hân’ın 10 Şubat 1918 tarihinde vefatı dolayısıyla Abdülhamid Han’ın tarihî kişiliği, mücadelesi, devlet adamlığı, hizmetlerini ve son günlerini dile getirdi. Konuşmasına “Osmanlı’yı 30 küsur sene tek başına ayakta tutan, dışardan yediği tüm darbelere rağmen yıkılmayan, modernleşmemizin mimarı, halkının ve yaşarken de öldükten sonra da dünya Müslümanlarını sevdalısı Halife-i Müslimin Sultan Abdülhamid Han’ı anlatmak için kısa bir konuşma yapacağım” diyerek başlayan Ahmet Canlı, Sultan II. Abdülhamid Han’ın, Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. Padişahı ve İslâm âleminin 113. halifesi olduğunu söyledi.

‘O, DEĞERİ ANLAŞILMAYAN BİR SULTANDI’

Tüm hayatını Osmanlı’ya adayan büyük sultan Abdülhamid’in 21 Eylül 1842’de Payitahta doğduğunu ve Beylerbeyi Köşkünde 10 Şubat 1918’de hayata gözlerini yumduğunu söyleyen Ahmet Canlı, devrin en iyi hocalarından eğitim alan Abdülhamid ile ilgili olarak şu ifadelere yer verdi: “Edebiyat, tarih, İslam ilimleri ve hat sanatının yanı sıra musikiyle de meşgul olmuştur. İyi bir piyanistti. Ayrıca üst düzey eserler çıkaracak kadar marangozluk öğrenmiştir. Günde 16 saat çalıştığı söylenen Sultan Abdülhamid’in ayrıca, zekâ ve hafızasının muazzam derecede güçlü olduğu belirtilmektedir. Onun cenazesinde halk sokaklara dökülmüş, “Bizi bırakıp da nereye gidiyor ey Abdülhamid!” diye yas tutmuştur. Fakat o, tahtındayken de değeri anlaşılmayan bir Sultan’dır.”

‘ABDÜLHAMİD, AVRUPALILARI 30 SENE UYUTTU!’

Devlet-i Aliyye’nin tahtına nasıl oturduğunu da dile getiren Canlı, Berlin Antlaşması’yla devletin dizginlerini eline alan Abdülhamid’in dış politikası (denge politikası) ve siyasi dehasıyla ilgili şunları dile getirdi: “Bir yandan İngilizlere göz kırparken diğer yandan da Almanlara göz kırpıyor. Fransızları Ruslara karşı kışkırtırken diğer yandan da Osmanlı ordusunu kuvvetlendiriyor. Anlayacağınız Avrupalıları 30 sene kadar oyalıyor, hatta ve hatta ayakta uyutuyor.”

‘O, TÜRK TARİHİNİN GÖRDÜĞÜ EN BÜYÜK İNKILAPÇIYDI’

Sultan Abdülhamid’in hilafeti, İngilizlere karşı Hindistan’da “politik bir güç” olarak kullandığını ve Hicaz Demiryolu’nu da Ümmet-i Muhammed’in verdiği muhteşem destek ile borçsuz ve harçsız yaptırdığını belirten Canlı, “O, Türk tarihinin gördüğü en büyük inkılapçıydı. Ne harfini almak istedi Batı’nın ne aile kültürünü ne de kanunlarını. Bir tek modern sanayisini taşımak istedi o. Çobanların dahi okuma yazma öğrenmesi için okul açtırdı. Atalarının ve Çavuş nahiyesinden Memiş Efendi, Konya’dan Sadreddin-i Konevî başta olmak üzere Anadolu’da yetişmiş büyük zatların türbelerini yaptıran ilk Sultan odur. Telefonun icadından hemen beş yıl sonra Osmanlı’ya geldiğini kaçımız biliyor?” Canlı, konuşmasına “Kendisine bombalı suikast düzenleyen bombacıyı dahi affeden bir insana Kızıl Sultan diyenlerin kanı kurusun!” diyerek son verdi.

İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen tarih sohbetinden sonra Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, 16 yaşında tarih sevdalısı olan Ahmet Canlı’ya, Abdullah Uçar’ın “Şiir-Yorum-Fıkra” adlı kitabını araştırmacı-yazar Mehmet Ali Uz’la birlikte takdim etti. Çıkışta ise katılımcılara Konya Aydınlar Ocağı’nın katkılarıyla “Özel Sayı” olarak hazırlanan Akademik Sayfalar’ın “Ulu Hakan Abdülhamid Han” adlı risalesi dağıtıldı. Ayrıca bisküvi-lokum ile tatlı ikramında bulunuldu.

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim