Küfr olur başka değil kavmini sürmek ileri(2)

Farklı etnik unsurlara mensup olup da bu etnik mensubiyetinin Türkiye aleyhine kullanılmasından utanmayanlar, “kimsin?” denilince “Türküm” demekten gocunmayan kesimi sürekli aşağıladılar. Milletin kendi kendini sevmesi ve giderek kendisi için yaşamasının önü böylece tıkandı.

Türkiye ahalisinin kendine giden yollarını tıkayarak milletleşmesine mani olanlar Sakarya Harbi'nin mağluplarıydı. 90 sene yürütülen bu faaliyetin sorumluları bugün “bak siz işe yaramaz bir topluluksunuz” demeye başladılar. Milleti dilinden, dininden, örfünden, adabı muaşeretinden koparanlar bu defa millete dönüp "bak sen işe yaramaz bir güruhsun" diyorlar.

Mesela Recep İvedik tiplemesi kimi temsil etmek üzere, kimin üzerine giydirilmek üzere üretildi? Bu filmle Türkiye'deki herhangi bir etnik unsur aşağılanmakta mıdır? Recep İvedik; Çerkes, Kürt, Laz, Arnavut veya Ermeni değildir. Bu sebeple kolayca küçük düşürülebilir. Türk filmi denilen filmlerde, Türk dizisi denilen dizilerde Türk Milletine mensubiyet her zaman aşağılanma sebebi olarak takdim edildi, ediliyor. Dikkatli bir nazarla bakıldığı zaman bunları herkes fark edebilir. Ailesine ve çevresine karşı kaba, bilgiye karşı küstah, eğitimsiz, estetikten bihaber ortalama bir vatandaş tipine sokularak sürekli hakir görülür.

'Türkiye'de bir millet yaşıyor ve ben de ona mensubum' diye düşünen bir kişi acaba İstanbul'da faaliyet gösteren uluslararası bir firmada en alt düzeyde bir yöneticiliğe getirilebilir mi? “Ben ülkeme borçluyum” diyen bir kişi acaba bürokraside önemli bir mevkii işgal edebilir, siyaset yapmasına izin verilir mi? ana akam medyaya mensup gazete ve tv'lerde söz söylemesine yazı yazmasına müsaade verilir mi?

Ve hatta acaba işe alınır mı? Türkiye'de sağlam bir gelire sahip olmak ve gelirini artırmak için Türkiye aleyhine yapılmakta ve yapılacak olan planların parçası olmaktan sıkılmayan bir kişilikte olmanız icap eder. Böyle olduğunuzu ispat etmelisiniz. Bunun en kolay ispatı ise etnik mensubiyetinizi önemsediğinizi göstermenizdir. Ermeni, Rum, Yahudi olduğunuzun bilincinde olduğunuzu veya kendinize hatırlatılınca bu kimliğe adaptasyon konusunda direnç göstermeyeceğinizi belirtmeniz kâfidir. Ha, siz gayrimüslim bir kökene sahip değilsiniz. O halde derhal kendinize Çerkes, Arnavut, Kürt, Laz, Gürcü..vs bir köken bulmalısınız. Ve gayrimüslim ahalinin emri altında yaşamaktan gocunmayacağınızı uygun bir lisanla beyan etmelisiniz. “Müslümanız ama o kadar da değil” diyeceksiniz mesela.

“Nasıl olsa Türkiye ortadan kalkacak biz kendi cemaatimizin, halkımızın işleriyle ilgilenelim. Türkiye için enerjimizi boşuna harcamayalım” diye düşünenler bunlar. Bunların önemli bir kısmı Siyasal İslam cereyanından istifade ile bugün bedavadan imkânlar ve mevkiler elde ettiler. 'İslam Ümmeti'nden bahseden bu sahtekârlar ümmetin işlerinin hale yola girmesi için ilk yapılacak işin Türk Milleti'nin kendisine gelmesi olduğu hakikatini görmezden gelerek “millet varlığı aleyhine bir ümmetçilik” icat ettiler. Türkiye mevzu bahis olduğunda millet varlığı ile Ümmet-i Muhammed'in menfaatinin paralel olduğu, hatta giderek birbiriyle tamamen irtibatlı, mutabık olduğu bilerek saklandı. Türk Milliyeti aleyhine yürüttükleri kabileci, kavmiyetçi gizli emellerini ümmetçilik maskesi altında gayet başarı ile yürüttüler. Bu 'ümmetçi' (ama kabileci) elemanlar milli varlık aleyhine yürütülen bütün faaliyetlere zerzevat kabilinden dâhildirler. Onları bir gün Lazlar derneğinde, bir gün Kürtçe enstitüsü açılışında, bir gün Çerkes Dernekleri Federasyonu kokteylinde, bir gün 'Türkiye özür dilesin' yürüyüşlerinde görebilirsiniz.

Güya İslamcıdırlar ancak dünyayı haraca bağlayan küfür düzeni ve gayrimüslim zihniyet aleyhine zerrece bir faaliyet göstermezler. Güya Müslümandırlar ancak yaptıkları faaliyetin Ermeni, Rum, Yahudi davalarına hizmet etmesinden asla utanmazlar. Bir takım yurt dışı fonlardan temin ettikleri yardımlarla faaliyetlerini yürütürler. Türkiye'nin gâvurlaşması yönündeki faaliyete karşı durmamaları şartıyla kendilerine bu yardımların yapıldığını gayet iyi bildikleri için gayrimüslim menfaatleri aleyhine hiçbir işin içine girmezler. Türkiye'nin ortadan kaldırılmasının İslamî bir gerekçesinin üretilmesi işinde de çok mâhirdirler. Yancıdırlar! Türk varlığının ortadan kalkması halinde kendilerinin söz sahibi olamayacağını bildikleri için Ermeni, Rum ve Yahudi ağa babalarının yanında bir işlev görmeye hazır olduklarını lisan-ı hâl ile beyan ederler.

Müslümanlarla birlikte camiye gelip namaz kılan bu garip insan türünü ne olarak tavsif edeceğiz bilemiyorum?

Türk milliyetçiliği aleyhine kolayca saf tutabilen İslamcıların, mevzu-u bahis Çerkes, Kürt, Arnavut, Laz milliyetçiliği olduğu zaman ağızlarını bıçak açmıyor. Neden? Çünkü konuşmasına müsaade verilenlerin tamamı bu etnik aidiyetleri sebebiyle o mevkileri işgal edebilmektedir. Bu sebeple onlara nasihat yetiştirme derdinde olmak saflık olur.

Yapabileceğimiz, şayet kaldıysa bunların dışında kalan ve Müslümanlığından utanmayan ahâliye bunların yaptığı ihaneti işaret etmekten ibarettir.

Sel gidecek kum kalacaktır. Bilinsin ki birileri hıyanetin farkında. Ve yine bilinsin ki, cezayı müstelzim işlere bulaşanlar er ya da geç Türk Milleti tarafından mutlaka lâyıkı veçhile cezalandırılacaklar. Hıyanet şebekesine dâhil olma temayülü olanlara yaptıkları işin ne anlama geldiğini Akif'in mısralarıyla hatırlatalım:

 

Hani, milliyyetin İslâm idi! Kavmiyyet ne!

Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine.

“Arnavutluk” ne demek? Var mı Şeriatte yeri?

Küfr olur başka değil kavmini sürmek ileri

 

(Bu yazı Çelimli Çalım'ın 15.sayısında neşredilmiştir.)