Hollanda'da yaşanılan küstahlık bir kez daha göstermiştir ki; 16 Nisan sadece Türkiye için değil dünya açısından önemli bir tarih.

Önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağının inişi engellendi, ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Rotterdam'daki Türkiye Başkonsolosluğu'na alınmadı, sınır dışı edildi...

Daha önce de Almanya, Türk bakanların programlarına yasak getirmiş, Avusturya'da Avrupa sınırları içinde Türkiye'nin 'evet' kampanyası yapmasının engellenmesini talep etmişti...

Bu olayların arkasında temel güç Almanya... Çünkü Hollanda ve Avusturya'nın dizginleri Almanya'nın elinde... Almanya, yapamadığını, söyleyemediğini piyonları aracılığı ile gerçekleştirir. Hollanda küstahlığı Almanya'dan aldığı güçle yapmıştır... Tıpkı şımarık çocuk Yunanistan'ın Kardak'da yaptığı gibi!...

Diğer tarafından Hollanda, terör örgütü PKK'ya destek veren ülke... Tam bir PKK sevici...

PYD-PKK terör örgütü 2016'da Hollanda’nın Lahey kentinde temsilcilik açtı.

Geçmişte de Kürt parlamentosu (SPK) Hollanda’nın Lahey kentinde kurulmuştu.

PKK’nın terör faaliyetlerini el altından yürüten ve örgüte uluslararası desteğin önünü açan SPK’nın en yoğun faaliyet gösterdiği yer Hollanda’dır.

Türkiye’den yasal veya yasadışı yollarla giden Kürtlere, Kürtçülük ideolojisini aşılamaktadır.

Hollandalı Milletvekili Harry van Bommel'in, "Hollanda hükümeti,  Türkiye yüzünden Suriye’de PYD’ye yeterli yardımı yapamamaktadır"sözü terör sevici olduklarının apaçık delilidir.

Hollanda aynı zamanda Bosna Savaşı'nda Srebrenitsa'daki 25 bin Boşnak Müslüman'ı Sırplara teslim edecek kadar da alçak bir ülkedir.

Durum böyleyken Avrupa'nın ve terör gruplarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilecek olan 16 Nisan'da "HAYIR" için şerefsizce çalışmaları doğaldır...

***

Yaşananlar  15 Temmuz süreciyle birlikte Türkiye'ye karşı kurulan planın bir parçası...

Gezi Kalkışması, 17-25 Aralık Hukuk Operasyonu, Kobani zırvalığı, Diyarbakır Sur'da yaşanan hendek çatışmaları ve 15 Temmuz darbe girişimi ile Türkiye'yi ele geçiremeyen Haçlı zihniyetinin şimdiki silahı ise Türkiye'yi Avrupa'da istenmeyen ülke ilan etmek!

Hedef 16 Nisan'da 'EVET' çıkmasını engellemek.

Biliyorlar ki 'EVET' çıkarsa Türkiye daha da güçleneceği gibi eskisi gibi siyasete müdahil olamayacaklar.

15 Temmuz'da başarısızlığa uğramanın şaşkınlığını yaşayıp, ardından Fırat Kalkanı Harekatı ve terörle mücadelede kararlı duruşla beyninden vurulmuşa dönen Avrupa, Türk'ün ayak sesi ile korkuya kapılmıştır.

Türkiye'de yaşanan sistem değişikliği de korkuya artırmaktadır.

Onun için Avrupa bu tür girişimlerle şu mesajı veriyor;

"Biz size 1839 Tanzimat Fermanı'ndan bugüne en uygun yönetimi seçtik. Siz kimsiniz ki bizim seçtiğimiz sistemi beğenmiyorsunuz, sistem değişikliğine gidiyorsunuz... Deli gömleğini giymeye devam edin yoksa Avrupa kapıları ilelebet Türkiye'ye kapanır."

Ama bilmiyorlar ki Türkiye eski Türkiye değil. Bakanları engellemekle Türkiye'yi dize getirme siyaseti fi tarihinde kaldı.

Avrupa'daki Türklerin gösterileri, Avrupa sokaklarında yaşanan tekbir sesleri, Avrupa'yı inleten Mehter Marşı, diplomatik misillemelerin devreye sokulması yeni bir uyanışın, dirilişin başlangıcıdır.

Türk Milleti şunu gördü ki 16 Nisan yeni bir dönüm noktasıdır.

Hilal ile Haç'ın savaşıdır.

Bin yıldır kinlerini kusanlar, Türk varlığını ortadan kaldırarak Anadolu'yu Hıristiyan yurdu yapmaya çalışmakta, Ortadoğu'da Büyük İsrail hayalini kurmaktadır.

Türk Milleti ise "Bin yıllık yeminini"çiğnemeyecektir.

16 Nisan'da çıkacak güçlü 'EVET' Hıristiyan birliğine tokat gibi inecek, Türkiye istikrar, istikbal ve istiklal yolunda güçlü şekilde varlığını sürdürecektir.

Türk Milleti gerçekleri görmüş ve büyük oyunu bozmak için sabırsızlıkla beklerken Hollanda'nın küstahlığını oyun olarak görenler büyük bir ahmaklık, aymazlık ve hainlik içindedir.

Hollanda'nın ne çıkarı olacaktır ki tiyatro oynamaktadır?

15 Temmuz'a oyun diyen Kandil sürüleri, Pensilvanya hainleri, terörle kol kola siyaset yapan güruh bu gün de yaşananlara tiyatro demekten, "ithal mağduriyet yaşatılıyor"demekten geri durmuyor.

Küstahlığa alkış tutmak ancak hainlerin, ahmakların, aymazların, adilerin, şerefsiz sürüsü müptezellerin işidir.

Avrupa "HAYIR", PKK/PYD "HAYIR", DEAŞ/IŞİD "HAYIR" derken yaşananları tiyatro görüp "HAYIR" demek ya beyinsizliktir ya da zihniyetini emperyalistlere satmaktır.

Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Hayır, bu ülkede terörü ikame etmeye çalışan PKK'lı bölücü terör örgütünün yandaşlarına destektir"sözü yerinde olmuştur.

"Kutuplaşmaya yol açılmasın, HAYIR veren de EVET veren de bizim vatandaşımız" sözünün masumiyeti bitmiştir.

Gelinen nokta vatan müdafaasıdır... "EVET" bu anlamda vatan müdafaasının safıdır!

***

MHP Lideri Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin, Avrupa Türk Konfederasyonu'nu harekete geçirmesi ise hepimizi gururlandırmıştır.

Siyasi hayatında Türk Milleti'nin onurunu ve Devlet'in şerefini üstün tutan Sayın Bahçeli'nin bu hareketi de gerek gurbetçilerimizi gerekse milletimizi duygulandırmıştır.

"Yeminimiz var"derken anlatmak istenilen budur. Türk'ün sesini kesmeye çalışanlara karşı Türk Ruhu yeniden harekete geçirilmiştir.

Avrupa'yı ve ihanet çetelerini titreten bu ruhtur ve oyunları bozan da yine milli ruh olacaktır.

İslam'ın sancaktarı Türk Milleti, 'EVET'le küffara bir kez daha dersini bildirecek, güçlü Türkiye'nin yolunu açacaktır....

Kork Avrupa, milli ruhla bütünleşen Türkiye'nin yükselen gücüyle titre!