Trump önce kriz çıkarıyor ardından operasyon yaptığı ülkelerden çuvalla para topluyor. İran krizi hortlatıyor, korkudan ödü patlayan Suudiler'den, Ortadoğu ülkelerinden 1 trilyon doları hüplüyor.
"K.Kore'yi vuracağız" diyor, Japonya'dan Avustralya'ya, Güney Kore'ye kadar önüne gelene 1 trilyon dolarlık silah satıyor.
Hortumlanan paralar öyle böyle değil...
Trilyonlarca dolardan bahsediyoruz. Trump küçük hamlelerle ülkesine en çok kazandıran başkan olarak tarihe geçmeye hazırlanıyor.
İktidara geldiği ilk günden beri Trump'a saldıran bir adam var. New York Times'da başyazar... Adı Paul Kruger... Paul, Trump para kazandıkça çıldırıyor, "Amerika'yı batırıyor" diye ağlıyor. Trump Twitter'dan "Dünya Yalan Habercilik Ödülleri" dağıttı. "Yalan habercilik"de 1. sıraya oturttuğu kişi Paul Kruger'di. İşte bu Paul, dünyada kaoslardan beslenen, faizden, döviz oyunlarından kazanan ailelerle sıkı bağları olan patronunun gazetesindeki son yazısında Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a saldırdı. "Erdoğan ile Trump birbirine çok benziyor" diyerek başladığı yazısındaki saldırıları okudukça gülmeye başladım.
ABD Başkanı'ndan "Yalan Habercilik Ödülü" alan Paul'un kudurmuş vaziyete geldiğini görünce ferahladım. Onların delirip ağızlarından köpükler saçarak saldırması Türkiye'nin doğru yolda olması demekti. Dünyada birçok sorun varken, New York Times başyazarı işi gücü bırakmış, Türkiye'ye saldırıyordu.
Adamın birinci gündem maddesi buydu..