Selçuk Üniversitesi rektörlük sürecinde yaptığımız programlar esnasında konuşulan projelerin önemi bugün daha da iyi anlaşılıyor.

Salgınla mücadele döneminden bahsediyorum.

Birincisi üniversite sanayi işbirliği…

İkincisi ise dijital dönüşüm…

Daha yazabileceğimiz birçok proje de var.

Misal, yöresel ürünlerin değerlendirilmesi…

Yöresel ürünlerin ekonomiye katkısı çok önemli bir konu zira korona süreci gıda üretiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oldu.

Tabi bunlar da üniversitenin başarması gereken işlerden.

Yani altyapısını üniversiteler çalışacak.

Çalışmalı…

Saydığımız diğer başlıkları irdeleyeceğiz ama hazır, gıda güvenliği ve üretimin artırılmasına girmişken ilçelerin öne çıkardıkları ürünün, üretim artışına üniversiteler katkı sunabilir.

Sunmalıdır…

Konya özelinde örnek mi?

Karapınar’ın yoğurdu…

Beyşehir çileği…

Hadim kirazı…

Ereğli kirazı…

Örnekler çoğaltılabilir ve her ilçenin kendine özgü doğal ürünleri vardır.

Ha yeri gelmişken…

Bu konuyla ilgili bir dönemden aklımda kalanı da yazıvereyim.

Kimse yanlış anlamasın ve İl Kültür Müdürü Abdüssettar Yarar’ı başarılı bulduğumu en başından yazayım.

Konya’nın kültürüne dair doğru şeyler yapmaya çalıştığını da hatırlatayım.

Abdüssettar Yarar, yeniden İl Kültür Müdürü olarak atandıktan sonra gazetecileri davet ederek Konya’nın kültür ve turizmine dair fikir alışverişinde bulunmuştu.

Eline kocaman bir ajanda alarak bütün fikirleri tek tek not almıştı.

Öne çıkan başlıklardan bir tanesi de Konya’da ilçelerin ürettiği yerel/yöresel ürünleri bir panayırda sergileme projesiydi.

Kendisi bu teklifi çok da olumlu bulmuş ve çalışmayı çok kısa sürede gündeme getirerek hayata geçireceğini söylemişti.

Peki ne kadar zaman geçti?

Hatırladığım kadarıyla 4 yıl…

Demem o ki; bu konuya üniversiteler el atarsa hızlı bir şekilde gündeme gelir ve proje hayata geçer. İlgili belediyelerin de çalışmaları önemli ama yine düğümü üniversiteler çözecek.

Zira korona süreci bize gıda üretim ve güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koydu.

Neyse…

Diğer başlıklara dönelim…

Ne demiştik?

İlk olarak üniversite sanayi işbirliği…

Projeleri rektör adaylarının hepsiyle konuştuk.

Önceki süreçlerde de bunlara dair çok şey söyledik, söylenildi.

Selçuk Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin’in projelerinin çoğu bu başlıklar üzerineydi.

Rektör adaylarından Prof. Dr. Abdullah Karaman özellikle dijital dönüşümün önemine dikkat çekmişti.

Yine Rektör Adayı Prof. Dr. Hüseyin Altunbaş da sanayi işbirliği ve uygulamanın önemine her konuşmasında yer vermişti.

Hatta şimdiye kadar adaylık sürecinde söyleşi gerçekleştirdiğimiz bütün isimler aynı projeleri gündeme getirmişti.

Dediğim gibi birçok başlık var ama korona süreci bize dijitalleşmenin ehemmiyetini öğretti.

Uzaktan çalışma ve uzaktan ticaret…

Artık dünya orada dönüyor.

Hem kolay hem de güvenli…

Malum artık herşey dijitalleşiyor…

Hem şehri hem de ülkeyi bu değişime hazırlamak gerekiyor. Korona sürecinde bunu da bizzat yaşadık.

Bu değişim de üniversiteler eliyle olacak.

Bir de şehir ile üniversite işbirliği…

Öğrencileri saha ile buluşturamazsanız geleceğe hazırlayamazsınız.

Dolayısıyla üretimin de önünü tıkamış olursunuz.

Bütün bu başlıkları üniversiteler yeni dönemde iyice gözden geçirmeliler.

Başka türlü korona sürecinden hiçbir şey öğrenememiş, sorumluluklarımızın farkına varamamış olacağız.

Zira bu süreç üniversitelere çok büyük sorumluluklar yükledi.

Haydi bekliyoruz çalışmaları…