“Bir hayalim var; Konyaspor’un başarılı Avrupa kulüpleri arasında yer aldığı. Her yıl ligde kalıcı olmak veya her sezonu ilk on içerisinde tamamlamak tatmin edici hedefler değil. Çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Bu yüzden Yeşil Beyaz Dergisi’nin her sayısında Kavgam isimli bu bölümde Konyaspor’u ileriye taşımak için çeşitli projelere yer vereceğim.” Yeşil Beyaz Konya Dergisi yazarı Sami Sertçakar, derginin 23.sayısında hayallerini ve projelerini yazdı

Kabul edilemez hedeflerden biri olarak bahsettiğimiz ligi ilk on içerisinde tamamlamak şöyle dursun, mevcut durumda çetin bir ligde kalma savaşı vermekteyiz. En iyi senaryoda sezonu ligde kalmayı başararak tamamlayacağız. Ya sonra? Başarılarla, dolayısıyla yüksek gelirle geçirdiğimiz sezonların ardından düştüğümüz durum ortada. Lig, kupalar, iki sezon üst üste UEFA katılımı ve sattığımız oyunculardan elde edilen gelirleri göz önünde bulundurursak harika bir mali tablomuz vardı sezon başında. Böyle harika bir mali durumla dahi bu denli zor duruma düştüysek, borçla kapatacağımız mevcut sezonun ardından gelecek sezon bizi bekleyen durum oldukça korkutucu.

1-) Kabullenme

Öncelikle, samimi bir özeleştiri yapmadan hiçbir yere varamayız. İster taraftar, ister teknik heyet mensubu, ister futbolcu, ister yönetici olalım; ilk aşamamız “kabullenme.” Bir önceki paragrafta bahsettiğimiz başarıların ve imkanların ardından yaşanan durum, ders niteliğinde bir başarısızlık örneğidir. Büyük hatalar yapıldı ve Konyaspor gerçekten kötü yönetildi. Samimi bir şekilde bu gerçeği kabullenmek gerek ki yolumuza hatalarımızdan ders almış olarak devam edebilelim.

2-) Teşhis

Başarısızlığı kabullenmenin ardından atılması gereken adım ise teşhis. En önemli madde ile başlamak istiyorum. 

A-) Part-time kulüp yöneticiliği yapılmaz! Süper Lig’in son yıllara damga vuran takımı Konyaspor’un yönetimi hobi olarak yapılabilecek bir iş değildir. Özellikle, tutmadığınız takımın yöneticiliğini yapmak oldukça zor bir iş olsa gerek! Bir gönle iki sevgili sığmayacağı gibi, iki takıma gönül vermek de mümkün değildir. Böyle bir durumda ya ikisi de sizin için bir anlam ifade etmiyordur ya da bir tanesi zorakidir, mecburidir. Bir tarafta yöneticiliğini yaptığınız takım, diğer yanda bir İstanbul takımı. Sizinle hiçbir alakası olmayan İstanbul takımının taraftarı olmak için zorlama bir sebebiniz olmayacağına göre, zoraki tuttuğunuz takım hangisi siz karar verin. Hal böyle iken başarısızlığın sebebini çokta uzakta aramaya pek lüzum yok.

Çözüm: Tam zamanlı yönetim kadrosu. Maaşını Konyaspor’dan alan, dolayısıyla tek işi Konyaspor’a sahip çıkmak ve ileriye taşımak olan yöneticiler. Sıradan orta ölçekli bir şirketi yönetmek için dahi tüm zamanını işine adayan profesyonel yönetim kadrosuna ihtiyaç duyarken, Konyaspor gibi dev bir yapıyı yönetmek için böyle bir ekibe ihtiyacınız olması kaçınılmaz. Yarısından fazlasının etkin rol almayacağı çift haneli rakamlarda kişi sayısından oluşan kalabalık bir yönetim kadrosuna da ihtiyaç yok. Eskilerin söylediği gibi; yarım akıllı iki olacağına adam akıllı bir olsun. Gerekli yetkinliklere sahip yedi kişilik etkin bir ekip işi layıkıyla yerine getirecektir. Söz konusu yedi kişilik yönetim kadrosu nasıl seçilmeli? Tabi ki atama usulüyle değil! Mevcut yapının derhal değişmesi ve aday listelerin bin, iki bin kişiyle yapılacak kongrelerde üyeler tarafından oy birliğiyle seçilmesi gerekmekte. Bunun için ise kulübün taraftar üyeliğine açılması lazım. Şu anda bir taraftarın kulübe üye olabilmesi için mevcut yönetimden iki yöneticiyi kendisine referans yapmalı; yani kısaca kendi halinde Konyaspor’a gönül vermiş ve tuttuğu takıma bir şeyler katma amacı güden bir taraftarın kulübe üye olmasının önü kapatılmış durumda. Akıl alır gibi değil, fakat durum böyle. Oysa taraftar kulübe üye olsa; binlerce kişinin sağlayacağı yıllık üyelik aidatı kulüp için ciddi bir gelir kaynağı olacak. Yönetimler binlerce kişi tarafından sağlıklı bir şekilde seçilecek. Yalnızca ve yalnızca orada bulunmayı hak eden, planlı projeli insanlar görev başında olacak. Teyzesi defterdar olan faytonla damda gezemeyecek!

B-) Sezon başında Konyaspor’da yapılan transferler tüm Türkiye’de hayretle karşılandı. Çünkü herkes bütçesi tüm Süper Lig takımlarından daha iyi durumda olan Konyaspor’un kadrosuna büyük güç katmasını beklerken, Konyaspor hiçbir Süper Lig takımının kadrosunda istemeyeceği 3 forvet transfer etti. Bu o kadar önemli bir transfer konusu ki, sezonun ilk yarısı içerisinde takımı yöneten iki teknik adam da bu üç forvet ile oynamaktansa, takımı forvetsiz oynatmayı tercih ettiler! Nitekim devre arasında bu üç forveti gönderecek takım bile bulunamayışı durumun ne kadar vahim olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Kısaca, scouting yani oyuncu bulma ve transfer konusunda ligin en başarısız takımı unvanını bileğinin hakkıyla kazandı.

Çözüm: Konyaspor’un scouting bilgi ve başarısıyla ünü Türkiye çapında hızla yayılmakta olan bir taraftarı bulunmakta. Gerçek ismini gizli tutsa da Twitter kullanıcıları onu @KonyasporScout ismiyle yakından tanımaktalar. Diğer Süper Lig takımları bile kendisinin paylaşımlarını sıkı sıkıya takip ederken Konyaspor yönetiminin kendisinden faydalanmıyor olması gerçekten akıl alır gibi değil. Çoktan tanışılmak için kulübe davet edilmiş olması, scout ekibine dahil edilmiş olması gerekirdi. Kendisinin Twitter üzerinden kulübe tavsiye olarak sunduğu oyuncular birkaç yıl içerisinde büyük Avrupa kulüpleri tarafından fark edilmekte ve tabiri caizse kapılmakta. Eğer geçtiğimiz yıllarda değerlendirilmiş olsaydı bu oyuncuların takım başarısına sağlayacağı katkı bir yana, her yıl katlanan transfer değerleri sayesinde kulübe sağlayacağı maddi getiri de büyük miktarda olacaktı. Ne yazık ki göz göre göre mahrum kaldık ve kalmaya da devam ediyoruz.

Benzer bir şekilde Twitter üzerinde Konyaspor’un her hafta oynayacağı rakip üzerine kapsamlı bir analiz yayınlayan; rakibin önlem alınması gereken güçlü yanlarına ve kullanılması gereken zafiyetlerine dikkat çeken @KonyasporAnaliz isimli bir taraftar bulunmakta. Normal şartlarda kolaylıkla galip gelebileceğimiz birçok karşılaşmadan mağlubiyetle ayrıldık bu sezon. Özellikle her maç öncesi ve sonrası çalışmalarını dikkatle okuduğum bu arkadaşımızın parmak bastığı noktaların gerçekten bu karşılaşmaların kaybedilme nedenleri olarak önümüze çıktığını görmekteyim. Kulübe davet edilip mevcut teknik ekibe takviye güç olarak faydalanılamaz mıydı kendisinden? Bu şekilde kazanılması muhtemel birçok puanı kaybetmiş olmamız çok acı değil mi?

Benzer bir şekilde yıllardır Konyaspor kulübüne forma tasarımı teklifleri sunmaktayım. Özellikle UEFA arenasında boy gösterecek olan takımımız için önemli konulardan biri idi maçlarda üzerinde taşıyacağı formalar. Bir önceki sayıda yer alan forma tasarımlarım taraftar tarafından da büyük ilgi gördü. Objektif bir gözle değerlendirerek ben de tasarımların Avrupa kulüpleri standardının bile oldukça üzerinde bir güzelliğe sahip olduğunu söyleyebilirim. Göğüs kısmında bulunan iki çizginin aynı sezonda alınan iki kupayı temsil etmesine kadar ince detaylarla hazırlanmış bu formalar da maalesef kulüp yönetimi tarafından dikkate alınmadı. Tıpkı Konyaspor kulübü için sunmakta olduğum kalkınma projeleri gibi.

C-) Tüm Konya şehrinin takımı olan Konyaspor’un başta mali konular olmak üzere şeffaf olmayışı gerçekten garip bir durum. Sahibi şehir halkı olan bir kulübün mali durum ve dökümünün şehrin halkından gizlenmesi akıl alır gibi değil. Hem bu gizli kapaklı durum, hem anlaşılması mümkün olmayan transferler neticesinde dibe vuran mali yapı, hem de ortaya çıkan Konya Store skandalı neticesinde şehir halkının yönetime olan güveni çökmüş durumda. İnsanlar güvenmedikleri bir yapıya ne kadar destek verebilirler? Vermeyecekleri aşikâr.

Çözüm: Bu şehrin halkından, yani Konyaspor’un asıl sahibinden saklayacak hiçbir şeyimiz olmamalı. Gelir/gider tablosu ve mali durum açıkça taraftara ibraz edilebilmeli. Veremeyecek hesabı olmayan hesabı gizlemez değil mi? Ortada hiçbir problem olmasa her şey mükemmel ilerlese bile böyle olması gerekir; ki şu anda durum bunun tam tersi. Kimsenin aklında soru işareti bırakmamak için, şeffaf yapı şart. Madem alnımız ak başımız dik; bu tabloyu da gururla sunabiliriz değil mi?

Sevgili dostlar, bu sayı ile birlikte Konyaspor’un en zayıf yönlerini ve temeline dair yapılanma planımı konu edindiğim yazımda Kavgam isimli bölümüme giriş yaptım. Önümüzdeki sayılarda proje bazında ilerleyeceğim. Ekonomik kalkınma ve marka yönetimi ana temalı bir yazı dizisi sunacağım beğeninize.

Görüş ve fikirlerinizi iletişim adreslerim aracılığı ile bana ulaştırmanızı önemle rica ederim.

Konyaspor için hep birlikte üretmeye devam edelim.

Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle.

Saygılarımla.

İletişim: [email protected]

Twitter: @samisertcakar