Tarla Günlerinin Getirdikleri(1)

Değerli okuyucularım Konya’da tohumculuk başlıklı Ekiz ve Alp Tarım firmaları tarafından yapılan tarla günleri nedeniyle yazmış olduğum yazılara tarla günlerinin getirdikleri ile devam etmek istedim. Tohumlukla ilgili konuları mevzuat ve tarafların farklılığı nedeniyle oldukça uzun olan mevzuları kısa yazılarla özetlemek oldukça zor olmaktadır. Tarımda tohumluğun öneminin gıda güvenliğine yansımasından, özellikle tarla günlerinin çeşit ıslahı, ıslah edilen çeşitlerin ilgili ve üreticiler gözüyle tarlada görülmesi, sertifikalı tohumluk üretimi, kullanımının yaygınlaşması ve benimsenmesi hususlarına bu kısaca yazılarımızda değinilmeye çalışılmıştır.

Islah edilen çeşit nereden geliyor, yeryüzünde bulunan yüksek bitkilerin sayısı nedir, kaç tanesinden faydalanıyoruz, tarımda ne kadarının kültürü yapılıyor, bunlar hakkında neler biliyoruz? Yeryüzünde bulunan yüksek bitkilerin sayısı hakkında çeşitli fikirler ileri sürülmekle beraber 270.000 civarında olduğu belirtilmektedir. Bu 270.000 bitkinin takriben 70.000 kadarından yararlanırken, 200 bin tanesinden henüz yararlanılmamaktadır. Yararlanılmayan bitkiler daha fazla olmakla beraber, ilk etapta bunlardan 25.000 kadarının tıbbi ve aromatik amaçlar için, 10.000 kadarının da besin kaynağı olarak değerlendirilebileceği öngörülmektedir. Tarımda kültürü yapılan bitki sayısı da 500 kadar, en fazla tarla kültüründe üretimi yapılan bitki sayısı da 200 kadar olup bazı yörelerde 15-20’ye kadar düşmektedir. Bitki çeşit ve tür olarak sayı daha fazladır. Bu türlerin yeryüzünde dağılışı eşit olmadığı gibi, aynı kuşaktaki coğrafi bölgelerde de farklılık göstermektedir. Tür çeşitliliği tropik bölgelerde fazla, kutuplara doğru gidildikçe ise tür sayısı azalmaktadır. Tür bakımından en zengin yerler Güney Amerika’nın kuzey kesimleri ile Endonezya takımadalarıdır. Ülkelerin biyolojik zenginliği ve çeşitliliği açısından bulundurdukları tür sayısı yanında, endemik ( sadece o ülke ile sınırlı) tür sayısı da büyük öneme sahiptir. Ülkemiz bitki coğrafyası bölgeleri arasında Iran Turan bölgesi en çok endemik tür barındırmaktadır. Bunu Akdeniz ve Avrupa-Sibirya bitki coğrafyası bölgeleri takip eder. Türkiye coğrafik bölgeler arasında ise 800 kadar tür ile en çok endemik tür Akdeniz bölgesinde bulunur; bunu 380 türle Doğu Anadolu, 280 türle İç Anadolu Bölgesi takip etmektedir(Aslan, N). Bu gen kaynağı zenginliğimiz ülkemizde ki ıslahçılar ve ıslah çalışmaları açısından önemlidir.

İnsanın tarımla uğraştığı son 10 bin yılda yeryüzündeki doğal bitki örtüsü büyük değişikliğe uğramış ve uğramaya da devam etmektedir. Özellikle son 50-60 yıl içinde insanın doğaya müdahalesi sonucunda, biyolojik dengeler büyük ölçüde etkilenmiş, yeryüzündeki ekosistemler, canlı türleri, genetik çeşitlilik büyük bir hızla azalmaya ve hatta yer yer yok olmaya başlamıştır. İnsanın yararlanabileceği doğal kaynaklar maalesef yine insan eliyle yok edilmeye veya değişime uğratılmış olup bu değişimler bitki örtülerinin yok olmasına, erozyonlara, iklim değişikliklerine ve küresel ısınmaya yol açmıştır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de küresel iklim değişikliği tehlikesi görüldüğünden bitki yetiştirme sistemlerinde bazı değişiklikler yapılmasını gerektirmiştir. Bu nedenle kurağa, soğuğa ve yüksek sıcaklıklara dayanıklı çeşitler geliştirilmeli ve bu çeşitler iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerde üretilebilmelidir. İşte ıslahçılar bunları gerçekleştirme gayreti içerisindedirler. Su, sıcaklık, ışık, toprak, rüzgâr (iklim), nem, hava gibi etmenlere karşı dayanıklı çeşitler geliştirmek için doğal şartlarda yürütülen ıslah çalışmaları en az 6- 8 veya 10-12 yıl gibi uzun zaman almaktadır. Sera şartlarında bu süre yarıya kadar kısaltılabilmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı, Erzurum Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde kurulan Soğuğa Dayanıklılık Test Merkezi ve Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesindeki Kuraklık Test Merkezi’nin kurulmasıyla soğuğa ve kurağa dayanıklılık ıslahı çalışmalarında iyi bir alt yapı oluşturulmuştur. Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesindeki Kuraklık Test Merkezi’nin kurulması Konya’mız için önemli bir avantaj ve kazançdır.

Islahçılar, bitkilerin atalarından gen aktarması, ıslah çeşitleri veya önceden kültüre alınmış bitkileri ıslahta ana materyal olarak kullanırlar. Biyolojik zenginlik, genetik kaynaklar ve gen bankası bitki ıslahı için önemli bir materyal kaynağıdır. Bitkisel üretimin temeli iyi tohumdur. Tohumun katma değeri de yüksektir. Tohumculuk sektörü ülkemizdeki bitkisel üretimin geleceği için çok iyi irdelenmelidir. Hızlı gelişen tohum ıslah tekniklerinden başlayarak, üretimi, üretilen tohumların yaygınlaştırılması ve ihracat potansiyeline kadar birçok konu planlama, projelendirilme ve kalıcı stratejilerin belirlenmesini gerekmektedir.

Tarımın önemi, gıda krizine yol açan iklim değişimi ve salgın hastalık dönemlerinde daha da öne çıkmaktadır. Tarım ürünlerinde kendine yeterlilik, bir ülke için ilk akla gelen husus olmakla beraber bu gün için belli ekolojilere sahip ülkelerde bu mümkün değildir. Ülkemiz ana ürünler bakımından şanslı olmakla birlikte tarım ürünleri ihtiyaçlarının tamamını karşılaması mümkün görülmemektedir. Bazı temel tarım ürünleri temini açısından yeterlilik söz konusu olduğunda, ülkemiz birçok ülkeye göre daha şanslıdır. Tohum üretimi de bunlardan sayılabilir.  Ülkemiz tohumda kendine yeterli midir? Ne yazık ki yeterli olduğumuzu henüz söyleyemeyiz. 2019 yılı verilerine göre Türkiye 155.4 milyon dolarlık tohum ihracatına karşın, 177.3 milyon dolarlık tohum ithalat etmiştir.

Çeşit ıslahı uzun yıllar almakta tescil ve yayılması da bir o kadar zaman almakta olup tarıma ve ekonomiye önemli katkı sağlamakta ve dünyada açlığın önüne geçmektedir. Ülkemizde tohumculukla ilgili tüm işlerin düzenlemesi önceleri 308 sayılı yasa ile ve günümüzde ise 8.11.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5553 sayılı Tohumculuk Yasası ve ilgili yönetmeliklerle yapılmaktadır. Türkiye’de tohumculuğun geçirdiği yapısal değişiklikler kendini göstermiş ve kaliteli tohumluk kullanılmasıyla birim alandan alınan verimler yükselmiştir. Islah çalışmaları sonucu birçok üründe 50-60 yıl öncesine göre birim alandan alınan verim 3-4 kat artırılmıştır. Eskiden tahılda bire beş, bire yedi aldım tabiri yerine bu yıllarda 20 kg tohum atılan bir dekardan kurak alanlarda 300- 400 kg ve sulanabilen alanlardan 800- 1100 kg arasında verim alınabilmektedir.  Batıda bitki ıslah firmaları 19. Yüzyılda kurulmuş iken, ülkemizde 1980’li yıllarda Türk özel sektör tohum firmaları kurulmuştur. Türkiye’de Tarımsal Araştırma Enstitüleri bitki ıslahının temelini oluşturan bir örnek olmuş, bu firmalara eleman veren kuruluşlar olmuş veya bu araştırma kurumlarından emekli olanlar kendi firmalarını kurmuşlardır. Son yıllarda AR-GE’ye yeterince yatırım yapan özel sektör daha hızlı mesafe almakta, devlette bu çalışmaları desteklemektedir. Islah ve tescil edilen tohumların çiftçi tarafından benimsenmesi ve ekimde yaygın olarak kullanılması batı ülkelerinde çok hızlı olur iken ülkemizde daha yavaş olmaktadır. Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından tescil ettirilen pamuk çeşitlerinin, yörede üretimi yoğun olarak yapılan ilçelerdeki benimsenme durumunu, çiftçilerin tohum temini ile ilgili karşılaştıkları sorunları, pamuk çeşitleri konusunda yararlandıkları bilgi kaynaklarını belirlemek ve enstitünün geliştirdiği tohumları benimseyen ve benimsemeyen çiftçileri sosyal-ekonomik özellikler ve iletişim davranışları bakımından karşılaştırmak amacıyla bir araştırma yapılmıştır. Araştırmanın katılımcıları pamuk üretiminin en yaygın olarak yapıldığı köylerden işletme büyüklüğü ölçütü ve tesadüfi tabakalı örnekleme metoduna göre seçilen 127 çiftçiden oluşturulmuştur. Araştırma bulguları yörede kullanılan toplam pamuk tohumunun %17.3’ünün Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından tescil edilen çeşitlerden oluştuğunu göstermektedir. Enstitü tarafından geliştirilmiş pamuk çeşitlerinin benimsenme oranının oldukça düşük kaldığı araştırmada, benimseyen ve benimsemeyen çiftçiler arasında sosyoekonomik özellikler ve iletişim davranışları bakımından önemli farklılıklar bulunmuştur. Araştırmada Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından tescil edilmiş çeşitlerin çiftçiler tarafından kullanımını artırmak için eğitim ve yayım faaliyetlerinin düzenli olarak yapılması ve çiftçilerin yeniliklerin yararlarından haberdar edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır(Kaynak ve Boz, 2015). Tahıllarda ve diğer bitkilerde de durum çok farklı olmadığı görülmektedir. Sertifikalı tohumluk kullanımı ile ilgili 1990’lı yıllarda Konya’da yaptığımız bir çalışmada Tigem’in çiftliklerinin bulunduğu Sarayönü ilçemizde en fazla kullanıcı bulunmuştu. Bu da göstermektedir ki tohumluk üreticisi kuruluşun bölgede olması veya diğer bölgelere etkin gidebilmesi sertifikalı tohum kullanımı artıracaktır. Yukarıda örnekte olduğu gibi üreticinin çeşidi benimsemesi aldığı eğitim ve iletişimle ilgilidir. Yerinde görmek tarla günlerinin en önemli farklılığıdır. Bazı dökümanlar üretici açısından tatmin edici görünse de acaba mı sorusu kafada yer etmekte tarla günlerinde ise bu sorular yok olmaktadır, bu bakımdan demonstrasyon, yerinde gösterim önemli olup yaygınlaştırılmalıdır. Sağlıkla, hoşça kalınız(Devam edecek).