Çumra Belediyesi tarafından ilki 2000 yılında, ikincisi 2008 yılında yapılan ve bu yıl üçüncüsü yapılan 3. Çumra Sempozyumunun 5. Oturumu Çatalhöyük Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çumra Belediye Başkanı Recep Candan’ın da katıldığı sempozyumda ilk konuşmacı olan Makine Yüksek Mühendisi ve Bürokrat Ali Altuntaş, Konya'nın ana su kaynağının ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü olduğunu söyleyerek “Çarşamba çayından gelen sular ile Suğla Gölünden gelen sular KuşçaKöyü yakınlarında buluşur ama her zaman değil. Beyşehir ve Suğla gölünden gelen kontrolsüz sular ovaya ya bereket getirmiş ya da felaket. Çumra Ovası'nın su ile imtihanı bitmez. Suyun ihtiyaç duyulan miktarda ve uygun zamanda olması berekettir. Fazlası ise felaket getirir. Suyun yokluğunu ise kıyamet olarak söyleyebiliriz. Uzun gayretlerden sonra ise Mavi Tünel hizmete açıldı. Başbaşı barajı yapıldı. Apa Barajına su da verildi. Konya Çumra ovası ve bu ovanın sakinleri iki büyük tehlike ile karşı karşıyadır. Birincisi yeraltı su tüketimindeki kontrolsüz ve aşırı tüketim sonucu yeraltı su seviyelerinde giderek artan su seviyesi düşüşü diğeri ise çölleşme riskidir. Çok su tüketen bitkilerin önemli bir kısmından vazgeçerek, tasarruflu sulama yaparak, uygun toprak işleme teknikleri ile bu riskleri azaltabiliriz” diye konuştu.
KONYA SAHİP OLDUĞU POTANSİYELLE ZİRVEDE
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Prof. Dr. Süleyman Soylu, Konya Ovası’nın başta Konya ili olmak üzere sadece bitkisel üretimde değil aynı zamanda bitkisel üretimin ana unsuru olan tohum üretiminde Türkiye'de ilk sırada yer aldığına dikkat çekerek, “Islah edilmiş kaliteli tohumlukların tarımda kullanılması hem tarımsal işletmeler hem de bölgesel ve ülkesel ekonomiler açısından kayda değer faydalar temin etmektedir. Bunlardan bazıları verim ve kalite artışları gibi bitkisel üretimde gerçekleşen kazanımlardır. Konya Ovasının tohumluk üretimi için uygun olmasının nedenleri şunlardır; ekolojinin yabancı tozlaşan bitkiler için uygun olması, coğrafi konumu, iklim yapısının çoğu bitki türü için uygun olması, geniş ve sulanabilir arazilerin çok olmasıdır. Konya sahip olduğu altyapı ve potansiyel ile tohumculukta en başta yer almaktadır” ifadelerine yer verdi.
ACAR’DAN TÜRKİYE’DE BİR İLK!
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Prof. Dr. Ramazan Acar, Çumra'da yetiştirilebilecek bazı alternatif yem bitkilerinden bahsetti. Acar, “Ayçiçeği küspesi başta sığır olmak üzere koyun, tavşan, kuş ve kümes hayvanları için uygun bir yemdir. Mısıra göre kurağa dayanıklı olup, yeterli yağış alan kıraç alanlarda da sulamadan yetiştirilebilir. Yer elması ise en çok süt ineklerine, besi sığırlarına, at gibi hayvanlara verilir. Yer elmasının yaprakları ve sapı silo olarak değerlendirilmektedir. Yem karpuzunun meyvesi de yem olarak taze tüketilir. Yemlik karpuzunu Türkiye'ye ben kazandırdım. Yem karpuzu 1 yıldan fazla bir süre depoda muhafaza edilebilir” dedi.
GELECEK NESİLLERE BİR ŞEYLER BIRAKILMALI
Biyolog-Araştırmacı Mustafa Yavuz Çolak, tarımın 10 bin yıldır sürdürülebilen bir şey olduğunu ve bunun tartışılır bir hâl aldığının altını çizerek, “Üreticilerimizin ve tüketicilerimizin sorunları var. Sürdürülebilir kavramı, kaynakların sınırlı olduğunu da gösteren bir kavramdır. 2050 yılında nüfus artayacağı için gıda sorunu olacağı için daha fazla üretim ve tarım gerekiyor. Bunun aksine tarım alanlarımızın azaldığını görüyoruz. Yer altı su seviyeleri azalmış durumda. En iyisini yetiştirecek çiftçiler var ama ürün yok. Tarım ve hayvancılık birbirini tamamlayan iki unsur. Biz gelecek nesillerimizin önüne et ve süt koymalıyız. Çiftçi, su ve toprak iyi olduğu sürece üretim de iyi olur. Yeni planlamalar ve uygulamalar gerekiyor. Ayrıca suyu yönetmek de bu noktada çok önemli. Türkiye'de ilk taban suyunu kullanan ilçe ise Çumra'dır. Kıtlıkların gelip geçici olacağını umut ediyoruz. Bir zaman sonra nereye göç edebiliriz diye umarım düşünmeyiz. Herkeste endişe var, bunların çözüm bulması umuduyla. Herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Çiftçi Ramazan Turan ise, sempozyumda hatıralarından bahsederek salonda renkli anlar yaşanmasına sebep oldu. Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Mülayim sempozyumun kapanışını gerçekleştirdi.
TUBA KAYA
