Milli maç dolayısı ile verilen arayı Konyaspor iyi değerlendirmiş. Aykut Kocaman futbolcular üzerinde etkili olmaya başlamış. Futbolcular saha içerisinde oyunda oldukları zaman dahi bir gözleri ile Aykut Kocaman'ın vereceği talimatı kolluyorlar. Olması gereken de bu zaten, çünkü kenarda bulunan teknik adam oyunu saha içerisinde bulunan futbolcudan daha iyi okur.

Futbolculuk kariyerinde gol krallıkları bulunan Aykut Kocaman, antrenörlük kariyeri bakımından da Konyasporlu futbolcuların gıpta edeceği bir geçmişe sahip. Futbolcu başında bulunan hocanın bilgisi yanında kariyerine de önem verir. Fenerbahçe'de futbolculuk hayatında şampiyonluklar ve gol krallığı yaşamış, antrenörlük döneminde de şampiyonluk yaşamış bir teknik adam olarak Aykut Kocaman'ın yeri diğer antrenörlere göre biraz daha ayrıcalıklı.

Aykut Kocaman'da bu ayrıcalığın farkında olmalı ki iş başına geçtikten sonra yavaş yavaş bir değişim başlatmanın gayretinde. Bunu yaparken oyuncuları kıracak sert uygulamalar yerine daha yumuşak ve anlaşılabilir değişimler yaşatıyor takıma.

Mesela Aykut hoca iş başına geçtikten sonra lig maçlarında kaleyi Belec'e teslim etti. Kaya'yı kaybetmemek içinse kupa maçlarında ona şans tanıdı. Ancak kaleci tercihinin Belec olduğunu çevresine hissettirdi.

Hasan Kabze Aykut Kocaman'ın değişmez forveti oldu. Bu devamlılık Hasan'ın her geçen hafta oyuna daha fazla asılmasını ve sürekli oyun içinde kalmasını sağladı. Bu güven sonunda Hasan Antep önünde hem bir gol buldu hem de aşırtma vuruşu direkten döndü.

Ömer Ali yeni bir kimlik kazandı. Daha önce oyundan kaçan ve biraz çıtkırıldım görüntüsü veren Ömer Ali gitti yerine gol atan, gol kovalayan ve bütün enerjisini ortaya koyan bir Ömer Ali geldi. Ömer Ali'nin son haftalarda ortaya koyduğu sert ve dikine rakip kaleyi hedef alan oyun tarzı, Alman stilini andırmaya başladı. Bu yolda ilerleyen bir Ömer Ali ligin yıldız futbolcuları arasına girmeye aday.

Antep maçına gelecek olursak, ne yalan söyleyeyim stada tereddütlü gitmiştim. Antep ligin diri ve iyi futbol oynayan ekiplerinden birisi. Üç ihtimalli bir maç olarak düşündüğüm müsabakanın 20. dakikasından sonra fikrim değişti. Konyaspor bu oyununu değiştirmeden sürdürürse en kötü ihtimal beraberlik olur fikrine kapıldım. Beni bu fikre iten sebep sahaya çıkan on birin kazanma azminin çok yukarıda olması idi. Forvet oyuncularının dahi defansa gelip rakibe pres yapmaları ve defans oyuncuların sürekli ileriye çıkması bunun ispatı idi.

Oyuna daha ilk yarıda ağırlığını koyan Konyaspor beklediği gole ikinci yarının hemen başında kavuştu. Gol oynamıyor diye eleştirilen Hlep'in kullandığı bir korner vuruşu sonrasında yene kötü olduğu söylenen Rangelov'un kafa vuruşu sonrasında geldi. Bu golden sonra bizim korkularımız tekrar depreşti. Daha önceki maçlarda yaşadığımız gol attıktan sonra geriye yaslanma hastalığının tekrar nüksetmesinden korktuk. Ancak korktuğumuz olmadı, aksine Konyaspor ikinci golü kovalamaya başladı. Bu da Aykut Kocaman'ın takıma verdiği önemli katkılardan birisi idi.

Maçın yıldızlarından olan Hasan Kabze'nin attığı ikinci golden sonra tribünler iyice rahatladı, üçüncüyü bile beklemeye başladık. Bu beklenti gerçekleşmese de üç puanı almayı başardık.

Aykut Kocaman bu yolda ilerlemeye devam eder futbolcular ile dostça ilişkilerini geliştirirse gelecek günler ve öncelikle önümüzdeki hafta oynanacak Akhisar maçından umutlu olduğumu söyleyebilirim.

Tabii kendisini gönderen takıma karşı hırs dolu olan Gekas'ı unutmamak şartı ile!