Birkaç gün önce Habertürk kanalında Konya’da kobiler buluşuyor diye bir program dikkatimi çekti.

KOBİ’ler, sigortacı ve sanayicilerle bir araya gelmişti.

İlgim bir kat daha arttı.

 Özellikle ilgimi çeken, Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası, Karatay Üniversitesi ve Habertürk TV’nin işbirliğinde Konya’da, “KOBİ’ler  buluşuyor”  konulu  bir program kadar programı düzenleyenlerdi.

Yıllardır yazdığım, düşündüğüm bir birliktelik sadece Konya’ya değil tüm ülkemize faydalı bir işin lokomotifi olmuşlardı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Türkiye Sigorta Birliği’nin destekleri ile KTO Karatay Üniversitesinde “Kobiler Buluşuyor” konulu programda;

Üniversite, sanayi, ticaret, sigorta sektörü,  devlet ve basının tüm ülkeye açık bir iş birliği yaparak farklı bir pencere açmaları ülke ekonomisine büyük bir katkı diye düşündüm.

Benim iddiam bu sinerji kalkınmanın sırrı.

Eğer bu ve benzeri  birliktelik, tamamlayıcılık devam eder ve bunu bütün illerimiz ve ilçelerimiz örnek alırsa ekonomi hayatımız bereketlenir.

Çok değerli bir paylaşım, güçlü bir istişare.

Gerçekten çok ilgimi çekti.

Toplantının içeriği, en az düzenleyenlerin iş birliği kadar güzel  ve zengindi.

 Programda KOBİ’lerin ticari risklere karşı nasıl adım atmaları gerektiği konuşuldu.

Özellikle ülkemizde kriz anlarında tahsilatlardaki sorunların, zincirleme sorunlara dönüşmesi  nedeni ile zor durumda kalan işletmeler, zaman zaman iflaslara kadar gittiğine hepimiz şahit oluyoruz. Bu sorun aynı zamanda ülkemizin de genel bir sorunu.
‘’Devlet destekli alacakların sigortalanması ‘’ hem işletmeler hem devlet açısından düzenli işbirliğinin de alt yapısına önemli katkılar yapar diye düşünüyorum.

Burada sigorta şirketi alacağı sigortalarken, aynı zamanda kendi riskini düşünerek hareket edeceğinden  işletme müşterilerini incelemeye alacağından, sağlam satışların önünü açacaktır.

Kötü niyetli alıcıların sırf kendi finans ihtiyacını karşılamak için, satıcı firmayı kaynak olarak kullanma girişimlerini önleyecektir.
Kendisi iflasa giderken yanında birçok insanı ve şirketi de iflasa sürükleyen şirket ve kişilerin bu davranışlarının önü kesilecektir.

Belki zor durumda olan alıcıların satıcı firmalarla daha açık ve birlikte sorunları çözme yolunun önü daha da açılacaktır.

Tabi ki böyle bir çalışma sistemi; alıcı ve satıcı gerçek ve tüzel kişilikleri daha düzenli bir muhasebe ve finans sistemi kullanmaya itecektir.

Belki bu vergiden kaçınma düşüncesi olan firmalara ters gelebilir ancak, uzun yıllar tecrübeleri göstermiştir ki; Dimyat’ta giderken evdeki bulgurdan olan  nice gerçek ve tüzel kişilik ekonomi tarihinde sadece anlatılan hikayeler olarak var.

Konuşmacılardan birisinin de söylediği gibi 10 yıl gibi yeni  firmalarda sigortalanma az %20 -30 iken  20 yıl ve üzeri ekonomi yaşamı olan firmalarda bu oran %50’yi geçmektedir.

Bu sistemle alacağı sigortalanan işletmeler daha uzun dönemli planlar ve projeler yapma  fırsatı yakalayacaklar.

İşletmelerin müşterilerden aldıkları  kıymetli evraklar üçüncü şahıs ve işletmeler tarafından daha rahat kabul edilerek, aynı zamanda  satıcı firmaya finans kaynağı  da oluşturarak  daha rahat satın almalar yapma imkanı verecektir.

Diğer bir faydası sistemli muhasebe ve finans kayıtları ile şirketler hesap verebilir kaliteye ulaşacak. Kayıtlar üzerinden analiz yapmak, gelir ve gider bütçeleri yapabilmek,  geleceğe dair sağlıklı öngörüler yapabilmek imkanı doğacaktır.

Bugün firmalarımızın çoğundan muhasebe, bütçe , maliyet analizi yönetim aracı olarak yeterince kullanılamamaktadır.

Bunun anlamı geleceği  sağlıklı bir şekilde öngörememekte,

Sağlıklı verimlilik, performans, araştırma, geliştirme yapamamakta , bu da innovasyonun önündeki en temel veriye ulaşamama sonucunu doğurmaktadır. 

Yönetim genelde duyumlar, gözlemler, güven gibi duygusal  saiklerle karar alırken, rakamlara dayanan gerçeklere ulaşmakta zorluk çekmektedir.

İşte işletmenin kendisini bulma, yeniden tanımlama, daha sağlıklı bir sektörde yer alma, toplam kaliteye ulaşan bir ekonomiye yaklaşma konusunda çok değerli bir programdı.

Bence benzer toplantılar arttırılmalı.

Hatta her konu farklı bir üniversiteye sorumluluk vererek çözümlenmeli.  Bu açıdan Karatay Üniversitesini de ayrıca kutlamak istiyorum. Hem katılımcı hem ev sahipliği olarak Konya ve ülke ekonomisine çok önemli bir katkı yapmıştır.

Ayrıca bu toplantı ülkemiz ekonomik bölgelerine de çok önemli bir örnek olmuştur.

Anadolu’nun en büyük faur  ve  kongre merkezinden birine sahip olmak ihracatta dokuzuncu sıraya yükselmek tesadüf değil.

Sıra kalifiye insan kaynakları ile katma değeri yüksek sürdürülebilir bir ekonomiyi temsil etmeye.

Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk’ü,Sanayi Odası Başkanı Sayın Memiş Kütükçü’yü böyle bir organizasyona imza attıkları için tebrik ediyorum.