Türk-İslam Tarihi'nde yol gösterici olarak evliyaların, dervişlerin, ilim adamlarının, bilginlerin önemi büyüktür. 

İslamiyet'ten sonra onların yol göstericiliği ile Türk Milleti, Türkistan'dan Anadolu'ya, Avrupa'dan Afrika'ya kadar yürümüş ve dünyaya iyiliği, güzelliği, adaleti yaymış, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıyla insanlığa hizmetler sunmuştur. 

Bu bakımdan evliyalar Türk düşünce tarihinin en önemli isimleridir. Fikirleri, kurdukları tarikatları, eğitim merkezleri ile Türk milletinin manevi hayatında derin izler bırakmışlardır. 

Onlara karşı gösterilen muhabbet ve saygı o derin izlerden kaynaklanmaktadır. 

***

Bunun en güzel örneğini Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî de görüyoruz. 

Aradan 743 yıl geçmesine rağmen, onun mesajlarının günümüzde de geçerli olması bu anlamda önemlidir. 

Yaşadığı dönemde Moğol İstilası dolayısıyla Afganistan'dan Anadolu Selçuklu Devleti'nin Başkenti Konya'ya gelen  Hz. Mevlana, Anadolu'nun şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. 

Öğretileri ile İslam'ın barış, hoşgörü, sevgi mesajlarını veren, yetiştirdiği Mevleviler ile bu mesajları dünyaya yayan Hz. Mevlana, müstesna bir öneme sahiptir. 

Yaşadığı dönemde Sadrettin Konevi, Celaleddin Karatay gibi şahsiyetlerle Cihan Devleti; Osmanlı'nın kurulmasının da temellerini atan  Hz. Mevlana, gönülleri fethetmiştir ve etmeye devam etmektedir...

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin Konya'ya gelmesi tesadüf değildir. 

Onu getiren güç, Osmanlı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına vesile olan güçtür...

Hz. Mevlana ailesiyle birlikte Şam'a vardıklarında büyük bir sevgi ile karşılandılar. Kendilerini bırakmak istemeyen Şam halkına, Mevlana'nın babası ve İslam dünyasının o dönemdeki en büyük bilgini Bâhâeddin Veled'in, şu sözleri o güce işaret etmektedir: "Rabbimiz yurdumuzun Anadolu topraklarında olmasını buyuruyor. Bizim son durağımız Konya şehri olacaktır. Bu belde bizi çekiyor..." 

Bâhâeddin Veled'in vefatından sonra O'nun mübarek cesedinin bulunduğu bu topraklara sürekli yerleştiği için mutlu olan Hz. Mevlana, Konya'nın her zaman korunaklı olacağını şu sözlerle belirtiyor: "Konya'ya veliler şehri deyiniz. Zira Konya'da doğan çocuk veli olur. Sultan'ül Ülema'nın mübarek cesedi, evlat ve ahvadı bu şehirde kaldığı müddetçe burada harp olmaz, düşmanlar galip gelemez..."

Hz. Mevlana o dönem Konya'ya gelmeseydi, Moğol İstilası sonucu yerle bir olan insanlar üzerindeki korkunun giderilip, Anadolu'nun yeniden toparlanması belki o kadar hızlı olmayacaktı. 

İslam'ın mesajları ile gönülleri aydınlatmasaydı, Anadolu'nun Türk-İslam Yurdu olarak kalması güçlenecek, Osmanlı'ya giden yol büyük bir tehlikeye girebilecekti. 

İşte Hz. Mevlana, korkuya kapılan bir devlete ve millete ışık oldu, yol gösterdi... 

"Biz başkalarına faydalı olalım diye bu dünya zindanında kaldık" diyen Hz. Mevlana görevini tamamladı ve sevgilisi Yüce Allah'a kavuştu... 

***

Kan ve gözyaşının eksik olmadığı günümüzde onun mesajları ile insanlık gönülde aşk dilde sevgiyi bekliyor. 

Hz. Peygamber (sav)'in hadisleri, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in evrensel mesajlarını aşk ve sevgi ile insanlığa ileten Hz. Mevlana, bir değer olarak varlığını korumaya devam edecek. 

Tıpkı Yunus Emre, Sadreddin Konevi, Şems-i Tebrizi, Hacı Bayram-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri gibi onlarca müstesna isimle gönül köprümüz olarak kalacak. 

Konya'dan dünyaya sevgi, aşk, muhabbet, hoşgörü sözleri yükselmeye devam edecek...