Galatasaray ile Konyaspor arasında yapılan müsabakada her iki taraf da gol atma becerisini gösteremeyince maç başladığı gibi golsüz bitti. Kazanan takımın hanesine yazılması gereken üç puandan birisi Galatasaray'a birisi Konyaspor'a verilirken birisi de buharlaştı. İyi oynayan takıma fazla puan verilmesi gerekse idi buharlaşan puanı Konyaspor hanesine yazmak gerekirdi. 

Maçta Konyaspor'un üstünlüğü vardı, diyebiliriz. Bu üstünlüğü Galatasaray'ın kötü gününde olmasına bağlamak yerine Konyasporlu futbolcuların isteğine ve kenarda bulunan teknik heyetin uygulamaya çalıştığı taktiğe mal etmek daha doğru olur. Gerçekten de teknik heyet Konyaspor'u müsabaka için iyi hazırlamış, rakibi de iyi analiz etmiş. Galatasaray'ın adından korkmayan kora kor hatta bazen daha iyi mücadele eden bir Konyaspor izledik. 

Futbolda ne kadar iyi mücadele ederseniz edin hasadı karlı bir şekilde kaldırabilmek için rakipten fazla gol atmanız gerekiyor. Konyaspor çok iyi mücadele etmesine rağmen hasadın meyvesi olan golü rakip kaleye bırakamayınca üç puanı alamadı. Bunun yerine amorti ile yetinmek zorunda kaldı. Bu da hiç yoktan iyi bir puandır. Bir daha ki bilet için cebinden para ödemek yerine kazandığı bu amorti ile rakiplerine göre biraz daha rahat olacaktır.

Şu anda kaçan üç puana yanıyor ve takımı eleştiriyoruz. Burak'ın son dakikalarda üst direkten dönen füzesi kaleye girmiş olsa idi kaçan bir puana yanıyor olacaktık. Demek ki bazı hallerde 1 puan da iyi oluyormuş.

Geride kalan 27 hafta sonrasında Konyaspor hanesine 32 puan yazdırmayı başardı. Bu puanları 9 galibiyet, 5 beraberlik sonunda elde etti. Oynadığı 27 maçın 14'ünden puan veya puanlar çıkarabilen Konyaspor 13 maçta ise puan almayı başaramamış. Attığı 35 gole karşılık kalesinde 37 gol görmüş. 

Hafta sonu Antalya'ya misafir oluyor Konyaspor. Mevsim itibari ile tam piknik yapılacak bir hava olacağını düşünüyorum Antalya'da. Ancak Konyaspor'un seyahat amacı, piknik yapmak değil, iş bitirmek. İşin başarılı bir şekilde bitirilip bitirilmediğinin ölçüsü de maç sonrasında hanesine yazılacak puanla ölçülecek. Şayet üç puan Konyaspor'a yazılırsa seyahat amacına ulaşmış demektir. Aksi halde! Evet, aksi halde Rize, Elazığ ve Antalya'nın nefesini ensemizde değil hemen burnumuzun dibinde hissedeceğiz. Hatta maçını kazanmış bir Erciyes de bu üçlünün yanında yer alacaktır. 

Antalya bu güne kadar 27 puan toplamış. 5 galibiyet, 12 beraberlik ve 9 mağlubiyet almış. 27 gol atıp 30 gol yemiş. İstatistiğin bize gösterdiğine göre bir beraberlik takımı Antalyaspor. Buradan bir puan almak başarı sayılır mı? Rakiplerimizin alacağı puana göre evet veya hayır diyebiliriz. Rakipler kaybederse Antalya ile aradaki 5 puanın korunması başarı sayılabilir. Maçın kazanılması halinde bu farkın 8'e çıkacağı dikkatlerden kaçmamalı. Kaybedilirse fark ikiye iner. 

Yani hedef önce galibiyet, sonra galibiyet, sonra yine galibiyet, olmazsa beraberlik olmalı. Mağlubiyet kafaların bir köşesinde acaba diye dahi yer almamalı. Bu yıl ligde kalmak ve önümüzdeki sezon daha güçlü bir şekilde sesimizi duyurmak istiyorsak geride kalan 7 maçtan en az 12 puan çıkartmalıyız. Bu da 4 galibiyet veya 3 galibiyet 3 beraberlik demektir. Kaybetme lüksümüz hemen hemen hiç yok gibi. 

Konyaspor bu yıl şartlar ne olursa olsun iç çekişmeyi bir yana bırakıp önümüzdeki sezonda Süper Ligde mücadele etme hakkını kaybetmemelidir. Oyuncuların ve teknik heyetin bunu başaracak gücü olduğunu görüyor ve biliyorum. Taraftar takımının yanında ve desteğini sürekli devam ettiriyor. Bu durumda görev Konya'nın ileri gelenlerine ve şehri yönetenlere düşüyor. Onlar kenetlenip kalan 7 maçta maddi ve manevi destekleri ile takımın yanında yer almalılar.

Antalya maçı sonrasında Konyaspor'un üç puanla şehre dönmesini ligde kaldıktan sonra pikniği daha rahat ve bol para ile yapmalarını diliyorum.