Yusuf Suresi 21. Ayet; Ve Lâ Gâlibe İllallah...

"Galip olan Allah'tır" ifadesinin yer aldığı bu ayetin önemi Mevlana Kültür Merkezi'nde vurgulanıyor...

Konya'nın 'Altın Dokunuşları' olarak ifade edilen KOMEK'in bu yıl ki teması 'Endülüs'ten Selçuklu'ya' oldu...

Ortaya çıkan çalışmalardaki kültürel tema şunu gösterdi ki Endülüs eşittir Selçuklu, Selçuklu eşittir Osmanlı...

Sanat çizgileri, mimari yapıları, kültürel öğeleri ile Endülüs, Selçuklu'nun köklerini barındırıyor...

Alparslan'ın Anadolu'ya girerken düşüncesi neyse, Endülüs'e giden Târık bin Ziyâd'ın da düşüncesi oydu; İlay-ı Kelimetullah Sancağını yer yüzünde hakim kılmak... Cihan Devleti Osmanlı da aynı inançla kurulmadı mı?...

İşte bu inançla Endülüs'teki El Hamra Sarayı'nın her yerine "Ve Lâ Gâlibe İllallah..." yazıldı.

Sanki biliyorlardı, bir gün oradan göçeceklerini ama şu inanca sahiptiler; "Biz gelir geçeriz ama tek galip Allah'tır..."

Ve inandıkları gibi Endülüs'teki Müslümanlar İslam'ın aydınlığıyla Avrupa'ya çağ atlatmışlardır. Kendileri gitse de Allah'ın izniyle medeniyetlerinin izleri bugün dahi insanlığı etkilemekte...

***

Endülüs, karanlıkta kalan Avrupa'ya İslam'ın ışığını götürdü. Karanlıktaki Avrupa'ya Kur'an-ı Kerim'in aydınlığında bilimi, ilmi, sanatı, medeniyeti gösterdi... Endülüs medeniyeti sadece Avrupa'yı değil İslam Dünyası'nı da etkiledi. Selçuklu ve Osmanlı da Endülüs Medeniyeti'nin etkisi altına kaldı. Endülüs'teki alim ve bilim insanları da Anadolu'ya gelmiş, medeniyetin şekillenmesinde büyük görevlerde bulunmuşlardır...

Fransız Fizikçi Pierre Curie'nin şu sözü aslında her şeyi özetliyor; "Endülüs'ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Eğer yakılan bir milyon kitabın yarısı kalmış olsaydı, çoktan uzayda galaksiler arasında geziyorduk..."

***

KOMEK bu anlamda önemli bir çalışmaya imza attı... Zor olanı seçti... İmkansızı başardı...   'Endülüs'ten Selçuklu'ya' medeniyetin izlerini ilmek ilmek dokudu...

Bildiğimiz fakat unuttuğumuz Endülüs gibi bir değerimizi, bizi biz yapan medeniyetimizi yeniden hatırlamamıza vesile oldu; KOMEK...

Konya Büyükşehir Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ahmet Köseoğlu'nun vurguladığı gibi Endülüs biziz, Endülüs Selçuklu, Endülüs Osmanlı, Endülüs İslam Medeniyetinin özeti...

KOMEK Temsilcisi Fatma Demir'in ifade ettiği gibi Altın Dokunuşları önemli kılan bizi biz yapan değerleri işlemesi....

31 ilçede kursiyerler tarafından titizlikle hazırlanan eserleri incelerken, sergi alanını gezerken, bilgi şöleni izlerken medeniyetimizin izlerini hissediyorsunuz.

El Hamra Sarayı'ndaki motiflerle Alaeddin Köşkü'ndeki motiflerin benzerliğine şaşıracaksınız.

Ve Lâ Gâlibe İllallah... yazısını gördükçe manevi coşku içinde duygulanacaksınız, derinlere dalacaksınız... Bu benzerlik nasıl olur? sorusu kafanızı karıştıracak! Fakat bir şey aklınıza gelecek; aslında İslam Medeniyeti bir bütün, ayrımız gayrimiz yok. İslam Sancağı'nın gittiği her yer bizim kaderimiz, gönül bağımız bunu KOMEK bir kez daha gözler önüne serdi...

***

Diğer yandan Mevlana Kültür Merkezi'nin her yeri adeta Endülüs'ten bir parça ile donatılmış. Endülüs'teki bahçe havuzundan, çevre düzenlemesine kadar her şey düzenlenmiş... El Hamra Sarayı'nda olduğu gibi çeşmeden şerbet ikramı dahi düşünülmüş, Endülüs'ün önem verdiği nar çiçeği de ihmal edilmemiş... Endülüslü gençlerin geleneksel elbiseleri ile varlığı... Tarih ve kültür bütünleşmesi oluşturulmuş...

Bizi derin düşüncelere götüren serginin temasıyla ilgili Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek'e de teşekkür etmek gerekiyor. "Diriliş" diyoruz ya işte KOMEK bir dirilişi daha başlattı. Endülüs'ü-Selçuklu ile birleştirdi, Endülüs'ün Başkenti Kurtuba ile Selçuklu'nun Başkenti Konya'nın kaderlerinin aynı olduğuna ışık yaktı. İki kadim medeniyetin buluşturması açısından Kurtuba ile Konya arasında gönül köprüsünün kurulmasına vesile oldu. Kim bilir ve inşallah da olur karşılıklı kültür turları da başlayabilir. Başkan Akyürek'in bu noktada çalışması olabileceğine inanıyorum. 1 yıldır Endülüs üzerinde çalışan Sayın Ahmet Köseoğlu'nun da  böyle bir çalışmaya gerekli desteği vereceğini düşünüyorum...

KOMEK'le başlayan çalışmanın yarım kalmaması da ecdada gösterilen vefanın, yeniden diriliş yolunda güzel bir örneği olacaktır.

***

Heyecanla takip ettiğim KOMEK sergisi, bir günde gezilip görülecek bir yer değil. Çünkü her eseri gördükçe dakikalarca izliyorsunuz, altın dokunuşlara hayran kalıyorsunuz, bir de geçmişe daldığınızda gözlerinizi alamıyorsunuz... Onun için diyorum ki bir boş vakit ayırın Mevlana Kültür Merkezi'ne gidin. Göreceksiniz pişman olmayacaksınız. 8-9 ay süren el emeğinin eserlerini gördükçe heyecanlanacaksınız, şaşıracaksınız... Belki de KOMEK ailesine katılmak isteyeceksiniz!...

Ben Endülüs'ü görmek için gittim aslında Selçuklu'yu, Osmanlı'yı gördüm. 711 yılında kurulan Endülüs, 1075 yılında kurulan Anadolu Selçuklu Devleti... Medeniyet çizgileri, kültürel öğeleri aynı... Bu kültürel etkileşimle filan açıklanacak kadar kolay iş değil! İslam Medeniyeti'nin gücünün iyi analiz edilmesi gerekir... Bugünkü İspanya'da kurulan Endülüs'le, Anadolu'da kurulan Selçuklu'nun bütünlüğü KOMEK sergisinde. Bu nedenle serginin görülmesinde yarar vardır...

***

Anlamlı ve mesaj derinliği fazla olan böyle güzel bir çalışmayı ortaya koyan KOMEK'in değerli hocaları ve günlerce eserleri ilmek ilmek işleyen kursiyerler yine Konya'yı gururlandırdı... Kendilerine teşekkür ediyorum...

Allah kendilerini nazardan korusun, başarılarını daim kılsın inşallah...

Ve Lâ Gâlibe İllallah...