Herhangi bir konuda, sahip olunan, değerlerin devamlılık arz etmesi, istenilen düzeydeki istikrarının sağlanması sürekliliktir. İyiye doğru, tutarlı bir değişim gelişimin de lokomotifidir. Aynı zamanda da her evresinde dengeli olması sürekliliği anlamlı kılar. Süreklilik istikametimizi de belirler.

Sağlıkta, yaşam kalitesinde, üretimde, eğitimde verimliliğin, kalitenin, mutluluğun istikrarlı bir şekilde, sürdürülebilir hale gelmesi.

Bu kavramların ülkemizde yeterince anlaşılamadığını düşünüyorum. Hatta fazlası ile hafife alındığını, olayın ciddiyeti ile dalga geçildiğini bile düşünüyorum. Bizler, anı yaşamakla, anlık yaşamayı fazlası ile karıştırıyoruz!

Günü kurtarmak, her şeyin kestirme yolunu buluvermek hatta kuralsızlaştırmayı marifetmiş gibi savunduğumuz, çevremizde sıklıkla karşılaştığımız gülümseyerek, övünerek anlattığımız davranışlardır. Övünülen bir ortam bulduğumuzda ise kendi yaşamımızdaki yanlışları da ortamda yarışa sokmaktan çekinmediğimiz bir yaşam tarzı.

BİLİNÇALTINDAKİ YARIŞ ATIMIZ TRAFİK

Mesela birisi, virajlı bir yolda sollanmaması gereken bir yerde,  on adet aracı ipe dizer gibi solladığını anlatıyorsa, biz hemen başka bir zaman çok daha tehlikelisini kahramanca yaptığımızı anlatıveririz. Trafikte bir de haklı olma, hakkını yedirmeme çabası vardır. Birçok kazada görmüşüzdür, sürücü haklıdır ama ölmüştür. Oysa az sabretse belki haksız olacaktı ama yaşayacaktı. Doğru olan yaşamak değil midir? aslında! Trafikte kestirme işler yaparken aynı zamanda trafiğin genelinde görünmeyen bir yavaşlama, tıkanmanın hiç fakında bile değiliz.

Acaba trafik ihlali yaparak topluma ne kadar ekonomik zarar veriyoruzdur. En az terör kadar kaybolan canları sanki sıradanlaştırdık. Büyük şehirlerde trafik karmaşasının önemli bir kısmı da sürücülerden kaynaklanmakta! Kocaman caddeleri olan kentlerde, kısa zamanda amacına ulaşmak için yapılan kural ihlalleri ve tıkanan trafikler..

SAĞLIKLI YAŞLANAMAMAK

Sağlıkta son zamanlarda ülkemizde tedavi konusunda, dünya çapında başarılara imza atıyoruz. Ülkemiz bu sebeple sağlık turizminin de hızla geliştiği bir bölge oluyor. Oysa sağlıkta toplum olarak sağlıklı yaşamak, sağlıklı yaşlanmak konusunda aynı beceriyi gösteremiyoruz. Tedavi eden doktorlar diyet uzmanlarımız var da, koruyucu hekimlik, sağlıklı beslenme konusunda, sağlık sektörümüzün önemli bir dönüşüme ihtiyacı var.

Toplumun doğru beslenme, sağlıklı yaşama konusunda kulaktan duyma bilgilerle yaşamını sürdürebiliyor. Aile hekimliği ile bir adım atıldı ama o da ilaç yazmak ve sevk yapmaktan öte gidemiyor.

Halbuki koruyucu hekimlik ve doğru beslenme ile sonradan cerrahi müdahalelere bile sebep olan birçok hastalığa yakalanmayabiliriz.  Ya da erken teşhisle çok kısa zamanda tedbir alıp büyük hastalıklardan kurtulabiliriz.

GECEKONDU İŞYERLERİ

Ülkemizde genel olarak her iş alanında, işi yapama biçimimiz işletmelerin sürekliliği esasına göre değil de sanki her an çadırı toplayıp gidecek gibi işyerleri aracılığı ile yapıyoruz.

Kendi işyerimizin kiracısı gibiyiz.

Zaten işe başlarken göç yolda dizilir diyerek bir ucundan başlayarak, plansız projesiz başlıyoruz. Yatırım bitiyor sonra yapılan işe göre sadece şeklen yasalara uydurmak için, belgeler düzenliyoruz, projeler yapıyoruz. Kanun açık noktalarını esas kural haline getirerek, çıkş noktaları arıyoruz. Yani “mış” gibi iş yönetiyoruz. Fayda maliyete göre değil ilk yatırımın ucuzluğuna göre işe başlıyoruz.

İşi yaparken de işin sürekliliğini sağlayan verimliliğini koruyan, arttıran yatırımları gereksiz görüyoruz.

Onun için sürekli sürpriz maliyetler, kazalar bizim yaşam biçimimiz oluyor. Bunları da uyanıklık adına yapıyoruz. Hem işletmemizin hem de başka insanların yaşamlarını tehlikeye atarak!

Oysa gerçek marifet ehli,  marifeti gerçeği bulmak için kullanır. Keşfettiği, bulduğu gerçeği kurumsallaştırır, insanlığın emrine sunar. Paylaşır. Nesilden nesile geçmesini sağlar.

Nam ve şöhret asıl mirastır. Dikkatimi çekti son zamanlarda işletmeler sanki kuruluşu çok eski imiş gibi, elli yıldır veya şu tarihten beri diyerek eski ve kurumsal bir şirketmiş görüntüsü vermeye çalışıyor.

İşin önemi açısından iyi gelişme. İnşallah gerçekten yıllarca yaşayacak kurumsallaşmış şirket olurlar.

Şunu da belirtmek istiyorum, Avrupa'da iki yüz üç yüz yıllık kurumsallaşmış aile şirketleri var. .Darısı bizimkilere.

Sürekli kalite, sürekli verimlilik, yüzyıllık şirketler, sağlıklı yaşlanan insanlar, akıcı bir trafik aslında toplumsal israfı önleyen önemli yaşam biçimi.

Kimse yaşamdan daha hızlı gidemez. Birlikte yaşadığımız dünya ile eş zamanlı ve uyumlu olabilirsek ancak biz de bir değer olabiliriz.

Yoksa her şeyin ucuzuna kaçarken, yaşamı ucuzlatırız. Kazalardan, facialardan kendimizi kurtaramayız. Kısa dönemli maliyetleri düşüreceğiz derken gerçek yaşamın maliyetini arttırırız. Ona da kader! deriz.