İslam alemi mübarek Kurban Bayramı’nı idrak edecek. Günümüzde her ne kadar bazı milli ve manevi duygular körelse de, bayramlar bu duyguların yeniden perçinlenmesine vesile oluyor. 

Hayat şartlarının zorlaşması, iş yoğunluğunun artması, yüce dinimiz İslam’ın gereği olan akraba, komşu ziyaretlerini aksatmamıza neden oluyor, büyüklerimizin hayır dualarından mahrum bırakıyor. Ne var ki; bayramlar bu güzel manevi duyguların az da olsa yeniden yaşanmasına vesile oluyor.

Yine kültürel ve ahlaki bazı değerlerimizi yitirdiğimiz bugünlerde, sevgi, saygı, paylaşma duygularımızın körelmesi, klasik olacak ancak “Nerede o eski bayramlar” cümlesini kurmamıza neden oluyor. 

Ben duygusunun hakim olduğu günümüzde, insanlar maalesef olması gerektiği gibi davranamıyor. İyi ki bayramlar var ki, bu duyguları kısa süreliğine de olsa hatırlıyor ve yaşamaya çalışıyoruz. Bu nedenle, manevi hazzın oldukça yüksek olduğu Kurban Bayramı’nın en güzel şekilde değerlendirilmesi kanaatindeyim. 

****

Bir taraftan kendi ülkemiz ve toplumumuz adına, az önce bahsettiğim milli ve manevi duyguların büyük oranda yitirilmesinden dem vursam da, dünyada yaşanan gelişmelere bakarak bu olumsuzluklara rağmen ne kadar şükretsek azdır diye de düşünmeden geçemeyeceğim. Ne kadar büyük bir milletiz ki, tüm olumsuzluklara rağmen diz çökmedik, vatanımızı korumayı bildik. Öyle ki; Dünyanın dört bir tarafından, Müslümanlara yönelik zulümleri her birlikte üzülerek takip ediyoruz. Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Afganistan’da, Yemen’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve daha nice bölgelerde yaşanan zulümler, tüm İslam aleminin yüreklerini burkuyor. 

Bir bayramı da “Bayram gibi yaşayalım” diye düşünürken, bakıyoruz bir bölgede yine Müslümanlar zulüm görüyor, insanlık katlediliyor. Son günlerde Arakan’dan gelen zulüm ve katliam haberleri, bizleri yine derinden sarstı. Tam bayram öncesi yaşanan bu katliam ve zulüm, bayramın bizlerde yaşatacağı sevince ne yazık ki gölge düşürdü. Maalesef, Arakan’daki on binlerce Müslüman, İslam düşmanları tarafından katlediliyor ve yerlerinden sürülüyor. Gelen fotoğraflar içler acısı… Katliama uğrayan Müslüman olmasa da, bir insan olarak katledilen o masumların fotoğrafları, vicdanı olan her bireyin yüreğini yakmalıdır. 

Bu acı tabloları görünce, İslam’ın sancaktarlığını yapan Türk milleti olarak, hala dimdik ayakta olmamızın bizde büyük bir şükür sebebi olduğunu hatırlatmak gerek. 

Toplum olarak, kendi dinamiklerimizde yitirdiğimiz bazı duygulardan dolayı “Nerede o eski bayramlar” desek de, Arakan’da yaşanan zulme karşı oradaki Müslümanların Kurban Bayramı’nı güzel bir şekilde geçiremeyecek olmalarını düşününce; “Kime göre bayram?” sorusunu da akıllarımıza getiriyoruz. Biz yine çok şükür ki güzel bir bayram geçirecekken, orada katliam ve zulmün gölgesinde yaşam savaşı veren Müslümanlar, aynı duyguları yaşayamayacak. 

***

Dünyanın dört bir tarafında Müslümanların zulüm görmemesi için, bizlerin ayakta durması ve güçlü olması gerektiğini her fırsatta hatırlamalıyız. Bizim güçlü olmamız sadece bizi eğil, tüm İslam dünyasının menfaatinedir. Bize bu misyonu tarihimiz yüklemektedir. Bunun bilincinde olarak, daha çok çalışmalı, kültürel ve manevi değerlerimize daha sıkı sarılmalı, birlik beraberlik içerisinde İslam dünyasının geleceğini yeniden dizayn etmeliyiz. 

Bu duygu ve düşüncelerle; başta Arakan’da acımasızca katledilen masum canlar olmak üzere, dünyanın dört bir tarafında zulümlerle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, Kurban Bayramı’nın İslam alemine hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. Bayramın tüm İslam alemine bayram olması dileğiyle… Sevgi, saygı ve dua ile…