Kurban Bayramı nedeniyle 9 günlük bir aranın ardından bugün ilk iş günü...

Bugün aynı zamanda yaklaşık 3 aylık bir tatil döneminin ardından ders başı yapan öğrencilerin de ilk okul günü...

Konya'da yüzbinlerce Türkiye genelinde ise milyonlarca öğrenci bugün yeniden okul yolunu tutacak, sıraları dolduracak...

Tatilin bitmiş olmasının burukluğu, okula, arkadaşlara ve öğretmenlere kavuşmanın mutluluğu ile farklı duygular birarada yaşanacak...

Öncelikle yeni eğitim öğretim yılının vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını dileyelim. 

Türkiye'de eğitim öğretim, her yıl farklı bir tema ile başlıyor.

Bu yılın teması ise 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi nedeniyle darbe üzerine oluşturuldu. Yeni yılda 15 Temmuz Milli İrade Zaferi ve Şehitleri Anma temasıyla öğrencilere vatan sevgisi konusu anlatılacak. 

Türkiye'nin üzerine kara bulut gibi çöken vatan hainlerinin bardağı taşıran son damlası olan 15 Temmuz hamlesi ile FETÖ'nün içimize kadar işlemiş büyük bir kalleş ordusu olduğunu öğrenmiş olduk.

15 Temmuz'un ardından devletin içinde hemen her kuruma sinmiş olan vatan hainlerini tespit edip temizlemek için geniş çaplı operasyonlar yapıldı. Bu operasyonlarda en çok dikkat çeken ise Milli Eğitim Bakanlığı'nda yapılan görevden alma, görevine son verme, görevden atma,  ilişik kesme olaylarının görece diğerlerinden daha fazla olmasıydı. 

Belli başlı bölümlerde öğretmen fazlası, bir kısım bölümlerde de öğretmen açığı vardı. FETÖ ile doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılı olduğu için kamudan atılan öğretmenlerin sayısının hayli kabarık olması, okullarda eğitim öğretimin işleyişi açısından endişe verici. 

Bu endişenin iki boyutu var...

Birincisi, ülkemizin geleceği olan, yarınlarda öğretmen, doktor, polis, asker, milletvekili, bakan, başbakan olacak olan yavrularımızı kime emanet etmişiz sorusu...

Paralelciler 17-25 Aralık'a kadar açıktan, sonrasında ise kendilerini kamufle ederek faaliyetlerini sürdürdüler. İçlerinde her ne kadar 'Fethullah hocamız ne dediyse o' diyenler olsa da, kendilerini iyi bir şekilde kamufle edip, takiyye yaparak 'Biz artık onlardan değiliz. Hata yapmışız. 15 Temmuz olayından sonra gerçekleri gördük' deyip, yürüdükleri yolun geri kalanını iz bırakmadan götürmeye çalışanlar da var...

Adına öğretmen dediğimiz, ülkemizin geleceğini emanet edip, 'eti senin kemiği benim' demesek de vatan için hayırlı birer evlat olmaları yolunda eğitilmeleri için kendilerine teslim ettiğimiz öğretmenlerimiz varın bakın bugüne kadar kime ve neye hizmet etmişler. 

Öğretmenlerimizin hepsini karalamak gibi bir yanlışa düşmek değil niyetim. Ancak Türkiye genelinde gözaltına alınan, görevden atılan öğretmenlerin sayısının kabarık olması beni bu konuda endişelenmekte haklı kılıyor kanımca...

Endişenin ikinci boyutuna gelince...

Sayıca oldukça fazla görevden atılan öğretmenler... Bunların yerinin nasıl doldurulacağı konusu da endişelendiriyor insanı...

Bugün itibariyle yeni eğitim öğretim dönemi başlamış oldu. Milli Eğitim camiasına bakarsanız büyük çaplı sıkıntılar yaşanmayacak. Bu süreçte yapılan ve yapılacak olan yeni atamalarla problem küçükken çözülmüş olacak. O da yetmezse sözleşmeli öğretmenler devreye girecek. 

Okula giden öğrencinin 'sınıfta öğretmen yok' diyerek dönüp gelmemesi için devlet bütün tedbirleri alıyor gördüğümüz kadarıyla. Ancak yine de eğitim sisteminin hasar görmemesi, çarkların sorunsuz bir şekilde işlemesi için öğretmen atamalarının ivedilikle yapılması, ataması yapılacak olan öğretmenlerin sayısının artırılması fikri halkın genel görüşünü ifade ediyor. 

Hayırlısı diyelim...