Artık uçarı kaçarı kalmadı...

İster dünya genelindeki ekonomik daralma diyelim, ister Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler diyelim, ister siyasi konjonktür diyelim, ister savaşlar ve iç karışıklar...

Adını ne koyarsak koyalım, soğuk hava gibi Balkanlar'dan, sıcak hava gibi Libya'dan değil; nereden geldiği belli olmayan bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. 

Hedefleri olan bir ülkeyiz...

Bundan 5 yıl önceki büyüme ivmemize bakarak tamam demiştik, Türkiye bu hızla büyümeye devam ederse 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yerimizi alırız...

O günün şartlarına bakıldığında her ne kadar ortaya koyduğumuz hedef yüksek olsa da ütopik değildi. Ulaşılması zor ama muhtemel bir hedefti.

Dış ticaretimizin merkezine Ortadoğu ülkelerini oturtmuş olduğumuz gelenekçi yapımız da her zamankinden daha hakimdi. Irak, İran, Suriye gibi yakın komşularımızın yanı sıra Mısır ve Libya gibi Ortadoğu'nun belli başlı ülkeleri ile ciddi ticari ilişkiler içerisindeydik. 

Yeni iş bağlantıları kuruluyor, karşılıklı alışverişler daha etkin hale geliyordu. Sonrasında birileri bu durumu kıskanmış olacaklar ki, baltalar inmeye başladı ardı ardına...

Bizim açık pazarlar bir anda bombardıman altında kaldı. Açık değil, kapalı bir pazar dahi kalmadı ortada...

Şimdilerde yeni keşif hareketlerine yönelmemiz gerektiği kanısı oluştu iş erbabında...

Yeni bağlantı yolları aranmaya başladı. Aksi halde bu at bu arabayı çekemeyecekti...

***

21-23 Nisan tarihleri arasında Amerika'nın Florida eyaletinde düzenlenen ve sektörünün en büyük organizasyonlarından biri olan Uluslararası Reklamcılık ve Tabela Fuarı'na katılan Tuncay Özkan ağabeyi Konya'ya gelir gelmez, ayağının tozuyla ziyaret ettik. 

Gözlerinden ve konuşmasından ne kadar yorgun olduğu anlaşılıyordu. Gecenin geç saatlerinde evine girmiş olsa da sabahleyin bismillah diyerek yeniden başlamış güne. 

Kırmadı bizi sağolsun. 

Biz de yorgun olduğunu fark ettiğimiz için daha fazla yormak istemedik. Kısa bir süre sohbet ettik. 

Amerika'ya ve fuara ilişkin düşüncelerini dinledik. 

Hani yukarıda pazardan bahsettik ya. Tuncay ağabey, Amerika'nın Türkiye için önemli bir pazar olacağı kanaatinde. Amerika'da yaşayanların rahatlarına düşkün olduklarına değiniyor. Orada ciddi bir tüketim toplumu gördüğünü dile getiriyor. 

Özellikle hizmet sektöründe açıkları olduğuna ve bu açığı kapatmak için Türkiye'nin harekete geçmesi gerektiğine inanıyor. 

Amerika'da kendisinin de önemli atakları var. New York'ta daha önce kendi işyerinin bir temsilciliğini açmıştı. Şimdi de yeni iş bağlantıları ile birlikte Şikago'da bir şube açma planı var. 

Biz de girişimci ruha ve yeni pazar arayışına Tuncay Özkan ağabeyi örnek göstererek, Konyalı girişimci ve yatırımcıları Amerika'yı bir gezmeleri için yönlendirmek isteriz. 

Gidin bakın bakalım, bu pazarda belki size de bir tezgah vardır. 

Alalım, verelim de ekonomimize can verilim değil mi?