İçinde bulunduğumuz siyasi süreçte liderler veya farklı görüşü savunanlar birbirilerine atıp tutuyor. 

Bir nevi yıpratma politikası da diyebiliriz. Ancak bu atışmalarda zaman zaman trajikomik olaylar ortaya çıkıyor. 

Liderlerin olaylara yaklaşım tarzları az çok kendisini belli ediyor. İster istemez, ağızlarından çıkacak ufacık bir kelime, üzerinde düşünüldüğünde zihniyetin ve bakış açısının ne olduğunu ortaya koyabiliyor. 

Halkı kandırmak mı, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek mi, artık adına ne derseniz deyin...

Malumunuz olduğu üzere son dönemde petrol fiyatlarında afaki bir artış yaşandı. Önce 11 kuruşluk bir zam yapıldı. Bu yetmedi, hemen ertesi gün 7 kuruşluk ikinci bir zam haberi daha geldi. 

Dünyanın en pahalı yakıtını tüketen ülke olma unvanımızı korurken, en yakın rakiplerimize fark atma konusunda da kendimizden emin adımlarla ilerliyoruz. 

Seçim sürecinde yapılacak olan bu tür zamlar, muhalefete kocaman kocaman fırsatlar sunar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da her seçim döneminin rutin vaatlerinden biri olan petrol fiyatlarını düşüreceği ile ilgili nutuklar attı meydanda. 

Tam da dönemiydi... Petrol fiyatlarına yapılan 18 kuruşluk zam, Kılıçdaroğlu için hükümeti eleştirmeye yönelik bir malzemeydi. 

Kılıçdaroğlu, iktidara gelmesi halinde özellikle çiftçiler için petrol fiyatını 1,5 TL'ye kadar düşüreceğini söylüyor. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise, “Bir kere petrolün bize geliş maliyeti 1,8 TL. Kılıçdaroğlu, petrolü zararına mı satacak. Bunu nasıl daha aşağısına düşürecek” tarzında cevap veriyor. 

Kemal Kılıçdaroğlu, olmayacak duaya mı amin demeye çalışıyor? Yoksa Taner Yıldız, litresi 4 liraya dayanmış olan mazottan ne kadar vergi alındığını istemeden ağzından mı kaçırıyor?

Ben bilemedim...

Aklıma bir fıkra geldi bu atışmaları dinledikten sonra. 

Temel'in biri askerlik yapıyormuş. Komutan, askerleri motive etmek ve daha başarılı olmalarını sağlamak için düşman kellesi başına 10 TL ödül koymuş. 

Askerler cephede savaşmaya başlamış. Tekrar birliklerine dönüp sayım yaptıklarında Temel'i görememişler.

Temel birkaç gün ortalıkta hiç görünmese de sonrasında çıkıp gelmiş birliğine...

Komutan ateş küpü... Neredesin sen kaç gündür?

Temel hemen bir çuvala doldurduğu düşman kellelerini yere dökerek, “Komutanım, bunlar için kayboldum ortalıktan” demiş.

Komutan, Temel'in başarısını görünce kızmaktan vazgeçip tebriklere boğmuş Temel'i...

Sonrasında ise, “Temel, malum savaş halindeyiz. Kelle başı 10 TL dedik ama bu bizim bütçemizi sarsacak. Gel biz senin kelleleri 5 TL'den alalım.”

Temel de demiş ki, “Komutanım 5 TL kurtarmaz. Kelleleri 8 TL'ye zaten ben aldım.”

İşte tepemizdekilerin yaptığı da bu. Kelle alıp, kelle satıyorlar...

Mesnevi'den:

“Mala, mevkiye aşık olan gönül, ya bu toprağa zebundur, ya kara suya!”