Günlük yaşamımıza bir bakalım,

Veya günlük yaşamımız içerisinde ekonomimize bir bakalım,

Ya da siyasetimize!

Az gittik, uz gittik dere tepe düz gittik; bir de dönüp baktık ki, bir arpa boyu yol gittik misali..

Her zaman böyle olmasa da sık sık böyle durumlarla karşılaşıyoruzdur..

Karşılaşmıyorsak, zaten durumumuz çok iyidir,

Mesela ekonomimiz çok iyidir..

Bireysel yaşamımızda sorunlardan çok çabuk sıyrılıp çıkıyor, daha refah bir hayata ulaşıyoruzdur! 

Şirketimiz hızla gelişiyor, patentler alıyor, yeni müşteriler buluyoruz, ya da ihracatta yeni pazarlara ulaşıyoruzdur!

Ülke olarak kişi başına düşen milli gelirimiz yerinde saymıyor! 

İhracatımız hızla gelişiyor!

Turizm gelirlerimiz ve gelen turist sayısı hızla artıyordur!

Acaba böyle mi?

Kişisel yaşamımızdan, işimize, işletmemize çalıştığımız kuruma , ülkemize kadar böyle miyiz?

Öyle olsaydı hissederdik değil mi?

Biz de olmasa komşumuzda hissederdik ya da millet olmasa devlette hissederdik..

Ama durum faklı..

Çok şükür vahim durumda değiliz şimdilik ama tehlike çanları çalışıyor..

İlerleyemeyen kişiler, kurumlar, devletlerin gerilemesi kaçınılmaz..

Öncelikle inancımız gereği iki günü bir birine eşit olan ziyandadır derler..

Alışkanlık, taklit, rehavet, üşengeçlik, erteleme ,vazgeçme, işi ve hayatı savsaklama bizleri değil önceki günle denk hayatımızı daha da geri götürür..Peki ne yapmalıyız?

Öncelikle kişisel olarak;

Hazreti Ali ''İlim Çin'de olsa bul'' derken öğrenmemize , keşfetmemize fetih etmemize işaret etmiştir.Tabi ki daha gelişmiş hayatları..yaşamı bilgiyi..

Dinimiz yaşamla, kafirle mücadele edin derken,Kuran'ı anlamak, yaşamak ve yaşatmayı, Cihad olarak tanımlamış.. Cihadı Sadece savaşa indirmemiştir..

Yine Kurtuluş savaşından Sonra Atatürk esas savaşın  eğitimle yapılan savaş olduğunu söylemiştir..

Öğrenmek, eğitim,bilgi edinmek, beceri kazanmak, keşfetmek, yeniliklere ulaşma azmi, günümüzün moda tabiri innavasyon( farklılık meydana getiren yenilik) becerisi hepsi katma değerin alt yapısı, temeli..

Yaşamı, ekonomiyi, üretimi, ürünleri geliştirmek zenginleştirmek..
Lider olmak, sektöründe önder olmak, lokomotif olmak için katma değeri yüksek yaşamı öğrenmeli, yaşamımızın ana gücü olarak kullanmalıyız.

Konya bu alanda önemli avantajlara sahip..

Deneyimli iş gücü ve girişimcilik gücü.. İmalat sanayinde kazandığı beceri..Mesela Otomotivde ve dökümcülükte, dünya devlerine yaptığı üretimlerle sağladığı küresel ilişkiler, ayakkabı sektöründe ünlü markalara yaptığı fason üretimlerle sağladığı kaliteli üretim deneyi ile önemli bir eşiğe gelmiş durumda..

Bu konuda kendi markasını üretme çabası olan şirketler var.. Güzel pazarlara da ulaşıyorlar. Yeni mağazalar açıyorlar ama daha yolun başındayız..

Belki yeni teknolojik hammadde ve ara maddelerle bir aşamaya daha gelinmiş olabilir; ama bu aşamayı hızla geçmek lazım,, Belki bu aşama  şimdilik patent satın alma, know how satın alma olabilir ama esas amaç kendi teknolojimizi üretmemiz lazım..

Kendi tasarımımıza ulaşmak.. Takip etmek değil lokomotif olmak..Araştırma geliştirmeye yeteri kadar ilgi göstermek .Bu konuda devletin önemli teşvikleri var..Bütçede Arge  harcamaları önemli bir yer tutuyor. Avrupa birliği fonları innovasyon içeren keşiflere önemli destekler veriyor

Bunun için ucuz iş gücü yerine maliyeti düşük işgücüne ulaşmanın yolarını aramız lazım..Donanımlı iş gücüne  ulaşmamız lazım..
Şimdi daha üniversite aşamasında , gelişmiş ve gelişmek isteyen işletmeler geleceği parlak gençleri işyerinde çalıştırmak için bağlantılar kuruyor.. Staj imkanları ile gençleri gerçek iş yaşamı ile tanıştırıp onlarla  gelecekte işbirliği arayışları içindeler.. 

Bu konuda üniversiteler ile tam uyum içerisinde çalışıyorlar.. Üniversite ve iş yerleri ile kaliteli ilişkiler karşılık kazançların anahtarı durumunda.
Birçok üniversite bu tip taleplere açık.. Karşılık kazanç burada sihirli cümle.. Yoksa Üniversiteyi kullanmak, sömürmek hiçbir sonuç sağlamaz..

 Gerek sponsorluk, gerek burslarla  üniversiteleri kendi laboratuarları haline getirebilirler.

İşte tam burada Katma değerli yaşama , katma değer üreten ekonomiye ulaşmak için;

Önce bilgiye , teknolojiye ihtiyaç duyacağız.. Bu ihtiyacın farkında olacağız!Yoksa duyumlara göre ben de bundan istiyorum mantığı ile boşa kürek çekilir..

Sonra bunun bir yönetim işi olduğunu, öncelikle iş sahibi ve yaşam sahibi olarak bu ihtiyacın farkına kendimiz varacağız..

Hedefimiz 1 TON 340 dolar  çelik  metalinin kütüğünden , 1 kg çelik ürünü 340 dolara üretmek olmalı. Yüksek kaliteli çelik ürünlerine ulaşmak..