Dün akşam saatlerinde bir arkadaşım telefonla arayıp, şiddet içeren bir ses tonuyla dedi ki:

“Rasim kaldırımlar niye var? Yayaların trafikte güvenli bir şekilde seyredebilmesi için değil mi? Yayalar kaldırımlarda güvenli değil miydi? Yayalara ayrılan alandan araçların geçmesi ne kadar doğru? Kaldırımda yürürken arkamdan gelen aracın korna sesiyle ödüm ağzıma geldi sandım. Niye bu şehirde böyle olaylarla karşılaşıyoruz?” diye soruları ardı ardına sıraladı...

Kaldırımlardan araçların gitmesini ben sağladım sanki...

Tabi o şiddetli ses tonuna karşılık bu cevabı veremezdim kendisine.

Olayın ne olduğunu baştan sona kadar anlattı, ben de çıt bile çıkarmadan dinledim. 

Hatta bir ara, 'Orda mısın, duyuyor musun beni?' diye sordu...

Ankara Yolu akşam saatlerinde Ankara'yı aratmıyor...

Galericiler Kavşağı'nda başlayan trafik yoğunluğu, Belh Kavşağı'na kadar uzanıyor. Araçlar minik adımlarla ilerliyor. Belh Kavşağı'na uzanan yol akşam saatlerinde 15 dakikada ancak alınıyor. 

Yaya olarak gidenler, belki araçla gidenlerden daha hızlı ulaşır Galericiler Kavşağı'ndan Belh Kavşağı'na...

Öncelikle şunu kabul etmek lazım...

Konya'da artık trafik yoğun. Ne kadar önlem alınmaya çalışılsa, alternatif güzergahlar oluşturulup, sürücüler bu yollara yönlendirilse de trafik yoğunluğu var ve her zaman olacak...

Ancak trafik yoğun diye saygısızlık etmek, başkalarının canına kast etmek asıl sorun...

Telefondaki arkadaşımın kızdığı ve bana içini döktüğü nokta da bu...

'Kavga sebebi' diyor...

Sürücü trafikten sıkılmış anlaşılan ki, yolu bırakıp kaldırıma çıkmış. Kaldırımdan ilerlemeye çalışıyor. 

Evet, kaldırımlar yayaların trafikte güvenli bir şekilde seyahat etmesi için yapılmış. Kaldırımın tanımı da bu zaten.

Ancak bakıyoruz ki, kaldırımlar amacı dışında kullanılıyor. Kimileri araçlarını gelişigüzel park ediyor, kimileri de arkadaşımın başına gelen örnekte olduğu gibi yol tıkanmışsa, araçlar için alternatif bir yol haline gelebiliyor. 

Bütün bunların temelinde aslında trafik kültürümüzün oluşmaması yer alıyor. 

Kim olsa korkar, kim olsa kızar...

Yayasınız sonuçta. Kaportanız yok. Sizi dış etkenlerden koruyabilecek bir materyaliniz yok. Araç size çarptığı anda soluğu en yakın hastanede alırsınız. 

Artık yayalar kaldırımlarda bile güvenle seyahat edebileceklerine inanmıyor. 

Çünkü bizim bilinçsiz şoförlerimiz var. Başkalarının can güvenliğini hiçe sayabiliyorlar sağolsunlar.

Belki akşama kadar o kaldırımları kendi çocukları, ana babaları da kullanıyor ama işin bu kısmını hiç düşünmüyorlar. 

Netice itibariyle, kaldırımlar asıl amacına hizmet etmeyecekse, yayalara saygı diye bir şey kalmamışsa kaldırımları ortadan kaldıralım. 

Hiç değilse yol kenarlarında kalabalık etmesinler.

Trafiğin ağa babaları olan bazı sürücüler de daha geniş yolda seyahat etsinler...