Toplumlar gitgide yaşlandıkça ve yaşam süresi uzadıkça, kronik hastalıkların tedavisi daha önem kazanmakta ve kronik hastalıklarla yaşayan kişilerin sayısı artmaktadır. Kronik hastalıklar tüm ülkelerde demografik ve epidemiyolojik dönüşümün sonucu olarak artmaktadır. Küresel bir sağlık sorunu olan kronik hastalıkların 2008 yılında gerçekleşen 57 milyon ölümün yüzde 63’ünden sorumlu olduğu saptanmıştır . 

Ülkemiz yaşlanmakta olan nüfusu ve değişmekte olan yaşam şekli nedeniyle kronik hastalıklarla mücadeleye hazırlıklı olmalıdır. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) ölüm verileri toplam ölümlerin içinde kalp hastalıklarının payının gittikçe artma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Kalp hastalıkları 1989’da yüzde 40, 1993’de yüzde 45, 2009’da yüzde 40 ile tüm ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almıştır. Hastalığın neden olduğu mortalite ve morbidite birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de ulusal düzeyde sakatlığa ayarlanmış yaşam yılı kaybına (DALY) neden olan ilk 10 hastalık arasında ikinci sırayı iskemik kalp hastalıkları, üçüncü sırayı ise serebrovasküler hastalıklar almaktadır. İskemik kalp hastalıklarına bağlı kaybedilen yaşam yılları, bütün kayıpların yüzde 8’ini, serebrovasküler hastalıklara bağlı kayıplar ise tüm kayıpların yüzde 6’sını oluşturmaktadır.

Peki kalp ve damar sağlığımızı neler tehdit ediyor ve kalbimizi korumak için neler yapmalıyız? Hipertansiyon, kolesterol, obezite (aşırı şişmanlık), şeker hastalığı ve sigara kullanımı kalp sağlığını tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır. Sigaranın içerisindeki zararlı maddeler ve kandaki yüksek şeker damar duvarını zedeleyerek damar tıkanıklığına ve sonuçta kalp krizi ve inme gibi hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Yüksek kolesterol ve obezite ise damarların içinin tıkanmasına neden olmaktadır. Sonuç olarak tüm bu etmenler ölüme giden yolda birer kardiyovasküler risk faktörüdür.

Kalp hastalıklarının giderek artış göstermesi ile birlikte koruyucu sağlık önlemlerinin değeri daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Sağlıklı beslenme, hazır gıdalar yerine taze besinlerin tercih edilmesi, aşırı tuz kullanımının önüne geçilmesi, düzenli sağlık kontrolleri, kan değerlerine dikkat edilmesi kalp sağlığını koruma tedbirleri arasındadır. Ayrıca hayata karşı iyimser olmak, aile ve çevre ile kaliteli zaman geçirmek, uyku düzenini kontrol altında tutmak da önemlidir. Bunlara ek olarak hareketsiz yaşamdan uzaklamak ve düzenli hareket etmek kalp sağlığı için gereklidir. 

Ailesinde kalp damar hastalığı olanların riskin farkında olarak önlem alması da gereklidir. Düzenli kalp sağlığı kontrolleri ve kalp sağlığına faydalı olan omega -3 ve koenzim Q10 içerikli destekler bu konuda önemlidir. Omega -3 desteği için balık yağı, keten tohumu yağı ve chia tohumu yağı gibi yağlar tercih edilebilir. Hazır Kalp Sağlığı Haftası’nda iken kalbimizi daha çok düşünüp daha iyi bakalım.

Kaynaklar:

http://www.istanbulhalksagligi.gov.tr/duyuru/12-18-nisan-kalp-sagligi-haftasi/125
https://millionhearts.hhs.gov/files/4_Steps_Forward_English.PDF