Öğretmen-öğrenci ilişkilerinde, öğretmenlerin öğrencilerin davranışlarını kabul edip etmemeleri çok önemlidir. Kabul çizgisi değişkendir ve üç sebebi vardır.

1. Öğretmendeki değişiklikler,

2. Öğrencideki değişiklikler

3. Durum ve çevredeki değişiklikler,

Öğrenci davranışların kabul edilebilir ve edilemez davranışlar arasındaki ayrım, ilişkilerde ortaya çıkacak meselelerin, öğretmenler tarafından halledilmesine yardımcı olacaktır. Fakat burada öğretmen-öğrenci ilişkisine ortaya çıkan sorunun kime ait olduğunun çözülmesi gerekir. Öğretmenler kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen, öğrencinin özel sorunları ile doğrudan ilgilendiren sorunları ayırt etmelidir. Öğrencilerin okuldan kaynaklanan ya da kaynaklanmayan birçok sorunları da vardır ve bu sorunlarla baş etmeye çalışırlar.

3.Öğrencilerin sorunları olduğunda öğretmenler ne yapabilir?

Birçok öğretmenin iki ortak şikâyeti vardır; yardımcı olmakta yetersiz kalışları ve yardım için el uzattıklarında geri çevrilmeleri. Öğretmenler, sorun ortaya çıkınca, sorunları nasıl etkili bir biçimde tepki göstereceklerini bilemediklerinden yardımcı olamazlar. Öğretmen, öğrencinin davranışının kabul edilemez olduğu mesajını verir, onun değişmesini, sanki sorunu yokmuş gibi davranmasın ve sorunu ne olursa olsun onu bir kenara bırakmasını ister. Öğretmenin bu yaklaşım diline "Kabul etmeme dili" denir.

Kabul Etmeme Dili = İletişimin On İki Engeli

Bunlar öğrencinin öğrenmesini engelleyen sorunları çözmesinde gerekli olan iki yönlü iletişimi yavaşlatır, engeller ya da bütünüyle yok eder.

1. Emir vermek yönlendirmek,

2. Uyarmak gözdağı vermek,

3. Ahlak dersi vermek,

4. Öğüt vermek, çözüm ve öneri getirmek,

5. Öğretme, nutuk çekmek, mantıklı düşünceler önermek,

6. Yargılamak, eleştirmek, suçlamak, aynı düşüncede olmamak,

7. Ad takmak, alay etmek,

8. Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak,

9. Övmek, aynı düşüncede olmak, olumlu değerlendirme yapmak,

10. Güven vermek, desteklemek, avutmak, duygularını paylaşmak,

11. Soru sormak, sınamak, sorguya çekmek, çapraz sorgulamak,

12. Sözünden dönmek, oyalamak, alay etmek, şakacı davranmak, konuyu saptırmak.

Her ne kadar öğretmenler, kabul etmeme dili kavramını (12 Engel) öğrencilerle kurdukları iletişim alışkanlıklarını çözümleme ve değiştirmede çok yararlı bir araç olarak görüyorlarsa da, şüphelerini üç temel soru üzerinde yoğunlaştırırlar:

1. Gerçekleri söylemenin, öğüt vermenin ve açıklamanın nesi yanlış? (Öğretmenin asıl vazifesi bu değil mi?)

2. Övmek ve değerlendirmek neden engel olsun? (Övme iyi davranışları pekiştirir)

3. Soru sormak neden etkisiz kabul ediliyor? (Çünkü bu öğretmede en değerli yollardan)

Kabul Dili Neden Güçlüdür?

"12 Engel" kabul etmeme dilidir, çünkü sorunu olan kişiye, değişmesi gerektiği, sorunlu olmanın kabul edilemeyeceğini ve sorunlu kişide bir sorun bulunduğunu iletir. Bir kişi, başka birini içtenlikle kabul eder ve iletebilirse, o kişide yardım etme yeteneği var demektir. Başkalarını oldukları gibi kabul etmek, ilişkileri kuvvetlendirmede önemli bir etkendir. Kabul, küçücük tohumları bile en güzel çiçeğe dönüştürebilecek verimli bir toprak gibidir.  Burada asıl iş tohumdadır. Genç insan da kendi organizmasında bir gelişme yeteneği taşır. Kabul, gencin gizli gücünün ortaya çıkmasına imkân sağlar. Kabul, çocukları açar, onları, duygularını ve sorunlarını paylaşmak için yüreklendirir.