Anadolu Selçuklu Devleti bize büyük bir miras bırakmış. Bu miras bugün sahibi olduğumuz medeniyettir. Türk-İslam medeniyeti...

Bu medeniyetin üzerine inşa etmişiz bugünkü Konya'yı...

Tabi bu inşa sürecinde aldığımız mirası da hor kullanmışız. Öyle dönemler gelmiş ki, şehri yönetenler, görev başında olanlar, imza yetkisini elinde bulunduranlar adeta bir yıkım politikası gütmüşler.

Nasıl bir düşmanlık, nasıl bir öfke ve nasıl bir değer bilmezlikle yapılmışsa, yıllar geçtikçe geçmişe ait olan, nereden geldiğimizi gelecek nesillere aktaracak olan bu vasıflar bir bir yok edilmeye çalışılmış.

Gün gelmiş, tarihin gözler önünde yıkılıp gittiğine şahitlik edilmiş ama kimse kılını dahi kımıldatmamış.

Yıkılsın da yerine plazalar, alışveriş merkezleri dikelim mantığıyla hareket edilmiş. Şehircilik bilinciyle, tarih bilinciyle, kültür bilinciyle hareket edilmemiş. Bu büyük kültürel miras hiçe sayılmış.

Gün gelmiş, bilerek ve isteyerek kazma vurulmuş bu büyük mirasa. O büyük yapıtlar, o büyük eserler bir taş yığını gibi görünmüş. Yok edelim de şehrin orta yerindeki bu kirli görüntüyü bertaraf etmiş olalım denilmiş.

O taş parçaları taşınmış, bazı binaların temeli atıldığında temel malzemesi olarak kullanılmış.

Gün gelmiş, akşam güneşinin siluetini bozuyor düşüncesi ile bir minareyi tıraşlama isteği doğmuş.

Gün gelmiş, ağaç oyma işçiliği ile tek parça halinde yapılmış olan ve eşine az rastlanacak olan ahşap minare, bıçkıyla doğranıp yakacak olarak kullanılmış.

Tarihe karşı büyük bir vefasızlık etmişiz.

Ama sorun bakalım niye etmişiz?

Tarihi yanlış yere inşa etmiş atalarımız da ondan. Yani suçlusu, sorumlusu, kabahatlisi ileriyi göremeyen, dünden bugünü göremeyen atalarımız...

Suçlular tabi ki...

Ne diye bir dönem kışla olarak kullanılacak alana cami yapıyorsunuz ki?

Ne diye Alaeddin'in tepesine cami, köşk yapıyorsunuz ki?

Ne diye İnce Minareli Medrese'yi bugün bulunduğu alana yapıyorsunuz ki?

Sonra ne diye bugün Şems civarında otopark olarak kullanılan alana zamanında cami, kümbet, türbe yapıyorsunuz?

Ne diye Hz. Mevlana Konya'ya geldiğinde uzun yıllar dershane olarak kullanılan ve birkaç yıl önce Mehmet Ali Uz'un büyük gayretleri ile tespit edilen alana medrese yapıyor?

Yani zamanında şehri imar edenler, bugünleri hiç düşünmemişler. Suçları çok büyük!

Gelelim bugüne...

Konya Büyükşehir Belediyesi'nin bana göre en takdir edilesi iki çalışmasından biri tarihi değerleri gün yüzüne çıkarmak için yaptığı çalışmalar ve ilgili kurumlarla birlikte ortaya koyduğu olağanüstü gayret.

Diğeri de yeni stadyum. Onu ayrı tutalım. O konuya bu yazıda fazla girmemek lazım.

Ecdat yanlış yerlere imar etmiş şehri. Bugün bizim üzerine büyük büyük yatırımlar yapacağımız yerlere tarihi mirası bırakmışlar. Ama yanlış da olsa yapmışlar artık, korumak gerekiyordu.

İşte geçmişten günümüze kadar tarihe gösterilen büyük saygısızlık, yapılan onca vefasızlık ve yıkım şimdilerde bir nebze giderilmeye çalışılıyor. Yeniden yapılanma ve toparlanma sürecinde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Tarihin yeniden canlanması için Konya Büyükşehir Belediyesi'nin gösterdiği gayreti görmezden gelmek doğru olmaz. İlgili kurum ve kuruluşları da harekete geçirdi diyebiliriz. El birliği ile yıkılan yerler yeniden toparlanmaya çalışılıyor.

Yazının girişinde Anadolu Selçuklu Devleti'nin mirasına sahibiz dedim ya. Elimize mikrofonu alıp dışarı çıksak, bu mirası bize bırakan Anadolu Selçuklu Sultanlarının mezarının bulunduğu yeri sorsak, kaç kişi bilebilir?

Tahminimce sorduğumuz her 10 kişiden 9'u doğru cevap veremez.

Çok geniş bir alan üzerinde bir taraftan bu miras yeniden tüm olumsuzluklara rağmen gün yüzüne çıkarılırken, diğer taraftan da varisler olarak üzerimize düşeni yapmanın gayreti içindeyiz.