İsrail, kural tanımadan vahşetini ve Vandallığını devam ettiriyor. Üç dinin de kutsal saydığı Kudüs'te yer alan Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksay-ı asker postalları ile kirletti. Sözde medeni geçinen dünyadan bu konuda bir tepki gelmedi, zaten bir tepki beklemek de safdillik olurdu. 

İsrail veya Yahudiler kendileri için vaat edildiğine inandıkları vaat edilmiş topraklara sahip olabilmek için yüz yıldır büyük bir mücadele veriyorlar. Mücadelenin ilk ayağını İkinci Dünya Savaşından sonra Filistin toprakları üzerinde kurdukları İsrail Devleti ile gerçekleştirdiler.(Menderes Hükümeti İsrail'i tanıdı) Devletin ilanı üzerinden yetmiş yıla yakın bir süre geçti. İkinci ve en önemli adım olan vaat edilmiş toprakların kazanılması projesi ise 2050 yılına kadar gerçekleştirilmek isteniyor. 

Bunu gerçekleştirmek için ilk kez düğmeye 1980'li yılların başında basıldı. Önce İran- Irak savaşı çıkarıldı. İran karşısında kaybetmek istemeyen Saddam yönetimi altındaki Irak, ABD tarafından silahlandırıldı. Bu dönemde Irak, petrolden kazandığı parayı halkın refahı için harcamak yerine ABD'den silah almaya ayırdı.

Yaklaşık on yıl süren Irak –İran Savaşı galibi olmayan bir savaş olarak tarihe geçti. Savaş sonrasında elinde bulunan silahlara güvenen Saddam, ABD'nin de cesaretlendirmesi ile Kuveyt'i işgal etti. Bu işgal, pusuda bekleyen ve oyunun asıl kurucusu olan İsrail'i harekete geçirdi. ABD ve yanına aldığı Avrupalı ülkeler ile birlikte Kuveyt'in kurtarılması işine soyundu. ABD'ye çok güvenen Saddam oyuna getirilerek işgalde direnmesi sağlandı. Bu, batı kamuoyuna yandaş medya tarafından çok acıklı bir şekilde yansıtıldı.

Irak haberleri ile birlikte dönemin Kuveyt Emirinin masum yüzü ve hemen akabinde petrole bulanmış bir kuş görüntüsü devreye sokuldu. Sonradan ortaya çıktığına göre bu kuş görüntüsü bir petrol tankeri faciasından sonra çekilmiş. Dünya kamuoyu bu görüntülerle müdahale için hazır hale getirildi ve arkasından Irak'a müdahale gerçekleştirildi.

Bu müdahale sonrası Irak topraklarının kuzeyinde uçuşa yasak bölge oluşturuldu. Bu yasağı denetlemek için de Türkiye'ye Çekiç Güç konuşlandırıldı.(iktidarda Turgut Özal hükümeti vardı.) Irak'ın kuzeyinde yaşayan Kürt'lerden zeki olanlar! (aslında Yahudi kökenliler) ABD'ye götürülerek eğitildiler. Bu arada Çekiç Güç Kuzey Irak'a yardım bahanesi ile PKK'ya silah ve mühimmat sağladı. 

Şartlar tamamen olgunlaşınca ABD Irak'a müdahale edip Saddam yönetimini devirmek istedi. Bunun için Türk Hükümetinden hava sahasını ve Kara yoluyla asker sevk edilmesi için bir tezkere çıkarmasını istedi. 2000'li yılların hemen başında gerçekleşen bu istek dönemin hükümeti tarafından reddedildi.(Koalisyon hükümetinde Başbakan Ecevit idi.) Türk Hükümetinden beklediği desteği alamayan ABD beklemeye geçti. 

2002 Kasımında yapılan seçimlerden sonra iktidara gelen AKP Abdullah Gül başkanlığında hükümeti kurduktan sonra tezkere TBMM'ye getirildi. Bülent Arınç ve Ertuğrul Yalçınbayır'ın başını çektiği bir hareket hayır kampanyası başlattı ve bunda başarılı olarak tezkerenin reddedilmesini sağladılar. Buna çok kızan ABD yaptığı bir operasyonla parti üzerinde tartışılmaz bir otoriteye sahip olan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'ten milletvekili seçilmesini sağlayacak bir formülle devreye girdi. Erdoğan milletvekili seçildikten sonra parti başkanı olarak Başbakanlığa geçti ve tezkere tekrar TBMM'ye getirildi. Yapılan oylama sonrasında AKP oyları ile tezkere kabul edildi. 

Bu kabul ile İsrail'in planının gerçekleşmesi için yol açılmış oldu. Irak parçalandı, Kuzeyinde kurulan Kürt Devletinin başına ABD tarafından eğitilen Kürtler! geçirildi. Böylece Orta Doğuda İsrail'den sonra ikinci bir Arap olmayan devlet kurma çalışması hızlandı. 

Arkasından devreye sokulan Arap Baharı! Projesi ile İslam dünyasının enerjisi boşaltıldı ve Büyük İsrail'in önündeki ikinci engel Suriye üzerine yoğunlaşıldı. İlk önceleri Suriye ile dostça münasebete giren ve sınırları kaldırmaktan bahseden ve sınırdaki mayınları temizlemek için ihale açan (ne hikmetse bu ihale bir İsrail firmasına verilmişti. CHP'nin Anayasa Mahkemesine başvurusu üzerine bu karar iptal edildi) AKP birden Esad'ın diktatör olduğunu hatırladı ve ilişkileri dondurdu. Suriye'de çıkan iç karışıklık sonucunda Irak'ın Kuzeyinde kurulan Kürt Devletinin bir benzeri de burada kurulmak istendi. İşler istediği gibi gitmeyince de buraya peşmerge taşındı. 

Suriye de halledildikten sonra sırada Türkiye'nin güneyi, Kürdistan'ın kuzeyi var. Bunun için de PKK-PYD ve Peşmerge silahlandırılıyor. Bu işlerin yoğunluk kazandığı on iki yıl içerisinde de Türkiye'de iktidarda AKP ve Erdoğan hükümeti var. Bundan sonraki gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz. 

Yalnız şunu söylemem gerekiyor, İsrail veya diğer devletler kendi cibilliyetlerinin gereğini yerine getiriyorlar. Onlara kızmak yerine bu işlere önlem almayan kendi yöneticilerimize kızmamız gerekiyor. 

***

Asgari ücrete yapılan zam belli oldu. Günlük olarak 1LİRA zam yapıldı. Enflasyonu simit üzerinden hesaplamayı seven hükümet asgari ücrete bir simit fiyatından fazla zam yaptı.  Bundan böyle asgari ücretli her üç günde bir artırdığı para ile fazladan bir simit alabilecek. Hadi yine iyisiniz!

UYANMAK YOK, UYUMAYA DEVAM!