15 Temmuz'da  P5+1 Ülkeleri nin(ABD, Rusya,Almanya, Birleşik Kırallık, Fıransa+ÇİN)sağladığı uzlaşma ile İran'a uygulanacak ambargo kararı, Nükleer konusunda hazırlanan son rapor ile gerçeğe dönüştü.

Ambargo belirli konularda devam etse de kalktı..

İran bölgesel ekonomiye geri döndü. Döndürüldü! döndürülmek zorunda kalındı..

İran bölgede gerçekleştirilen, adına başlangıçta Arap baharı da denilen operasyonda hesap edilmeyen şekilde etkili bir güç olarak ortaya çıktı..

Bölgede oluşturulması gereken dengede, Türkiye, Suudi Arabistan ve Rusya ilişkileri dikkate alındığında oyun dışında olmasından, oyun içinde olması daha uygun görüldü.

İran Türkiye'nin 1980 önce durumunda..Gelişmekte olan bir ülke.. Farkı büyük bir petrol ve doğal gaz üreticisi.. Kaynağı bol..

Devletçi yapısı ağır basıyor.. Ekonomi devlet kontrolünde.. Her ne kadar son zamanlarda serbest bölgeler tesis edilse de, özel girişim desteklense de kaynakların büyük kısmı devlet kontrolünde.

Gelişme potansiyeli büyük bir ülke.

Durgunluktan çıkmakta olan dünya ekonomisine bir nebze taze kan..

İran her şeye rağmen derin kültürü, sağlam gelenekleri olan bir ülke aynı zamanda..

Orta doğu, Asya , Uzak Doğu coğrafyasında , konumu, nüfus yapısı, ekonomisi açısında stratejik önemi var..

Almanya 15 Temmuz'daki toplantıda uzlaşma sağlanır sağlanmaz,  kalabalık bir iş adamı heyeti ve Ekonomi Bakanı, Sigmar Gabriel Batılı ilk delegasyon olarak soluğu  İran'da aldı. Görünür olarak tabii..

Fransa hiç çıkmadı..
Amerika'nın ve  İngiltere'nin de Ambargoya rağmen ilişkisinin devam ettiği tahmin ediliyor.İranlı dostlarımız hiç ayrılmadılar ki diyorlar..

Ki,  Amerika  geçtiğimiz günlerde Basra'da alıkonulan askerleri ile ilgili problemleri yumuşak bir diplomasi  ile çözüverdi..

İşte böyle bir ortamda,  Sayın Başbakan Davutoğlu'nun bakış açısı ile İran'ın yeni konumunu değerlendirmemiz lazım..

Bu herkesten çok bize yakışır.. 

Nüfusun %27 sinin Türk ve akrabaları olduğu düşünülürse, öncelikle nüfus olarak işbirliğini geliştirmeliyiz.

Komşuları Azerbaycan , Türkmenistan , Nahcıvan, Afganistan, Pakistan'ı düşünürsek Türk ve Türk dostu coğrafyanın tam merkezi..

Hızla gelişen Ticaret, teknoloji ve sanayi  hinterlandı, Hint Okyanusu ve  uzakdoğunun köprüsü..

 

İran'ının dünyaya açılmak için Türk sermayesi, ve Türk kara, deniz ve demir yollarını kullanmaya  ihtiyacı var..
Özellikle güvenilir komşu olduğumuzu en zor zamanda göstermiş bir ülke olarak, deneyimlerimizle  bölgesel sinerji meydana getirebiliriz..

Montaj sanayinin yoğun olduğu iran'da her türlü sanayi ürününü üreten ülkemizin önemli iş birliği imkanlarını değerlendirmeli..

İran Petro kimya endüstrisi ile ürettiği ürünler plastik sanayimizin ana girdisini sağlayabilir. Teknolojik tecrübemizle yüksek katma değere dönüştürebiliriz.

Ülkemizin 10 milyar dolara yakın ithalat yaptığı İran'la aramızda negatif ticaret hacmimizi pozitife çevirebiliriz..

Konya bu konuda önemli bir görev üstlenebilir.. Konya'nın üretmiş olduğu her ürünün İran'da pazarı var.. İran'la işbirliği yapıp çevre ülkelerde çözüm ortağı olunabilir..
Konya fuar alanı ile İran Batıya, Akdeniz'e, Kuzey Afrika'ya Türkiye üzerinden açılabilir..

Konya 'ya Çin'lilerin de ilgisinin olduğu bir dönemde , Konya için yeni bir dönüm noktası, gelişim seviyesi yakalanabilir.

Acil olarak;

Konya Sanayi Odası ve işadamları,

Ticaret Odası ve İşadamları,

Ziraat odaları ve çiftçilerimiz,

Ticaret Borsası, Organize Sanayi Bölgeleri İran'a işbirliği amaçlı geziler düzenlemeli..

İran-Türkiye iş konseyini Konya'da daha sonra da İran'da acilen toplamalı!İletişim başlatılmalı..

Kültürel ve eğitim alışverişi imkanlarını geliştirmeliyiz. Zaten var olan alt yapımızı, tarihsel ve ekonomik potansiyelimizi harekete geçirmeliyiz..
Evladı, Başbakan Davutoğlu'na  yakışır bir bakış açısı ile stratejik bir açılım yapmak Konya'nın  ihtiyacı olduğu kadar sorumluluğu..
Konya yeni Türkiye'de  Lokomotif  olmaya hazır olmalı!

Erken kalkan yol alır!