İran ambargoları ile başlayan Amerikan müdahalesi Venezuela’daki iktidarı değiştirmek isteyen Amerika’nın öncülüğünde devam etmekte. Konunun bir çok alt parametresi olmasına rağmen farklı bir bakış açısı ile değerlendirmeler yapacağım.
AMA ÖNCESİNDE
Ticaret Bakanlığı, özellikle ihracatçı firmalarımızın yurtdışındaki yapılandırmaları ve faaliyetlerini etkin hale getirmek için “Türkiye Ticaret Merkezi” adıyla TİM liderliğinde ve Bakanlığın kontrolünde ticaret merkezilerini oluşturma sürecine girmişti ve ilk TTM İran’da Temmuz 2017 yılında açılmış ve sonrasında ise yeni TTM’ler başka ülkelerde kurulmaya başlanmıştı. Ama maalesef ki İran’da kurulan ilk TTM 18 ay sonra kapandı. Geriye 7 tane kadı.
MAALESEF Kİ ÖNCESİNDEN BELLİYDİ
Hani derler ya Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur. İşte İran’daki TTM’nin kapatılması da maalesef ki aynı oldu. 28 Ekim 2018 tarihindeki “İran Ambargosu: Türkiye ve Güç Dengesi” başlığını taşıyan yazımda aynen şu ifadeleri kullanmışım. “2017 yılında büyük bir heyecanla İran’da açılan ve Türkiye Ticaret Merkezinde faaliyete başlayan ihracatçı firmalarımızın durumu ne olacaktır? Devletimizin güvencesi ile İran’a giden firmalar yanlış mı yapmıştır?”
Evet büyük bir heyecanla İran’da kurulan Türkiye’nin ilk TTM maalesef ki 18 ay gibi kısa bir sürede kapandı. Peki, tüm sebep acaba İran ambargosu mu? Büyük ölçeğini evet İran ambargosu oluşturmakta ama tek sebep o değil.
- TTM’lerine verilen teşvik mekanizmasının etkin olmadığı
- TTM’lerinin doğru bir şekilde yönetilmediği
- ABD’nin İran ambargosundan geçici muafiyet sağlayan! Ülkemizin diğer tüm ülkeler gibi ABD’nin kararına uymak zorunda olması
- En son olarak ta ABD ambargolarına karşı, İran’ın kendi imalatçılarını korumak için birçok üründe koyduğu İran ithalat yasakları, İran’daki TTM’lerinin kapatılma sebeplerini oluşturmakta diye düşünmekteyim.
En son iki madde hariç diğer iki madde diğer tüm TTM’leri için geçerli olmakla birlikte yakın zamanda diğer TTM’lerde de aynı sıkıntıları görebiliriz. Umarım olmaz diyelim.
VENEZUELA’YA GELİRSEK
ABD’nin özellikle Trump yönetimi ile birlikte dünya özelindeki hegemonik gücünü tekrar tesis etme telaşını görmezden gelmeyiz. Trump’ın iktidara gelmesiyle birlikte Çin ile Ticaret savaşlarını başlatması ve bize sıçraması, Ortada fol yok, yumurta yokken ve de Obama döneminde yapılan anlaşma mevcutken, İran’ ambargolarını başlatması ve diğer ülkeleri de uymaları konusunda tehdit etmesi ve arada birçok konu olmasına rağmen, bu konuları atlayarak sonunda Venezuela’ya iktidarına müdahale çalışması karşımıza çıkıyor. Bunun arkasında hem salt ekonomik bağlamda hem de ekonomi politik bağlamda petrol var. ABD’nin 2017 yılında uygulamaya koyduğu ambargo ile birlikte yakın zaman içerisinde de ABD istediğini elde edemezse İran’a yaptığı özellikte petrol ambargosunu gündeme getirecektir.
ABD STRATEJİSİ BAZI ÜLKELER İÇİN AYNI
Dikkat ederseniz ABD’nin bazı ülkeler için stratejisi benzer nitelikte. Örneğin Venezuela ve İran için bu örnek oturmakta. Öncelikle ekonomik ambargo uygula, sonra ekonomiyi bozup kargaşa ortamı oluştur sonrasında ise ayaklanmalarla iktidarı devir. 3 aşamalı bir strateji. Türkiye özelinde de yakın tarih taraması yaparsak bunu net bir şekilde görebiliriz. Fakat Türkiye bu bağlamda farklı bir ülke. ABD, bu coğrafyada Türkiye’ye karşı bağımlı olduğu için bu stratejisini gizli ve derinden bazı dönemlerde de açıktan götürüyor. Gizli götürdüğü strateji; Askeri darbeler iken, açık götürdüğü süreç direkt ambargo koyamadığı için döviz kurları ile müdahale şeklinde oluyor. Kısa bir analizden sonra esas konumuza tekrar gelirsek;
MİKTAR BAĞLAMINDA PETROL
Venezuela petrolünü miktar bağlamında incelediğimizde; OPEC verilerine göre 302 milyar varil rezervle dünyadaki en fazla rezervi elinde tutmakla birlikte, OPEC petrol rezervinin ise % 24,8’ine sahip bir ülke, ayrıca günlük üretim kapasitesi ise 2 milyon varil.
PETROL ÇEŞİTLİLİĞİ BAKIMINDAN
Petrolün çeşitlilik bakımından çok farklı özellikleri var. Graviti (yoğunluk) ve sülfür oranı vb. Ben çok detaya girmeden Venezuela petrolünün “ağır bir petrol” çeşidi olduğunu söyleyip ve de dizel yapımındaki en önemli petrol çeşitliliklerinden birisi olduğunun altını çizeyim. Bilin bakalım 2017 Venezuela ambargo öncesi ABD en fazla bu petrol çeşidini nereden alıyordu? Cevabımız Venezuela ve Kanada. Öncelik sıralamasını yapan ABD, öncesinde Kanada’yı NAFTA anlaşması ile terbiye edip istediği kıvama getirince, 2017 sonrası ambargo ile başlattığı süreci, iktidar değişimi ile (darbe ile) Venezuela’yı istediği kıvama getirmek. Salt ekonomik bağlamda Venezuela ve Kanada’yı bu bağlamda değerlendirebiliriz.
GELELİM EKONOMİ POLİTİK BAĞLAMA
Tabi ki de OPEC diyeceğiz. ABD’nin üyesi olmadığı OPEC’e dışarıdan müdahale stratejisi ekonomik politik bağlamda en önemli görüş. Ama öncesinde siz okurlarımız için kısaca OPEC’i anlatmaya çalışayım.
NEDİR BU OPEC?
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) 14 Eylül 1960 tarihinde Bağdat'ta İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Venezuela'nın anlaşma imzalamasıyla kuruldu. . Şu anda OPEC, Suudi Arabistan, Venezuela, İran İslam Cumhuriyeti, Irak, Kuveyt, BAE, Libya, Nijerya, Katar, Cezayir, Angola ve Ekvador olmak üzere 12 üyeden oluşuyor. Dünya petrol fiyatlarının en büyük belirleyicisi olan OPEC’e, ABD ve Rusya üye değil.
OPEC BAĞLAMINDA ABD ANALİZİ YAPARSAK
ABD bu bağlamda yakın zamanda yandaşları kanalı ile (Suudi Arabistan ve BAE) Katar’a operasyon çekti. Katar 57 yıldır üyesi olduğu OPEC’ten 2019 yılı itibariyle ayrılma kararı aldı. Şu an itibariyle Venezuela ve İran’a operasyon çekiyor Ayrıca Arap Baharı maskesi altında Libya’yı ve kimyasal silahlar bahane edilerek Irak’ı kontrolü altına aldı. Şu an OPEC içerisinde en büyük yandaşları ise, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Unutmayalım ki petrol fiyatlarının şiddetli düştüğü yakın zamanda ABD, OPEC üzerinden yandaşları kanalı ile (petrol arzını kıstırmayarak) Rusya’nın tek ihracat kalemi olan petrolün fiyat bazında düşmesine müsaade ettirerek Rusya ekonomisine sert bir operasyon çekmişti. Dolayısı ile ekonomi politik bağlamda OPEC, ABD’nin kontrol altında tutması gerektiği bir kuruluş.
Önümüzdeki hafta farklı bir gündem konusu olmaz ve Venezuela’daki mevcut iktidar değişmez ise, yakınlaşan ilişkiler göz önüne alındığında Venezuela ve Türkiye arasında Petrol ticaretini, dış ticaretin farklı tekniklerini kullanarak nasıl başlatabiliriz? Ayrıca farklı ve avantajlı hale getirebiliriz sorularının cevabını teknik bir dille aktarmayı umuyorum.
SONUÇ: Olaylara bakış açısının büyüklüğü ve küçüklüğü arasındaki fark, Orman ile ağaç arasındaki fark gibidir.