Sudan, kuru ve yaş havadan, kükürt oksijen ve ozonla hidrojenden hatta yüksek sıcaklıkta bile oksijenden bazik ve asitli çözeltilerden etkilenmediğinden doğada metalik halde bulunan ender metallerden biridir.

         Altın metali; gümüş, bakır, meteor demiri ile birlikte taş devrinden bu yana bilinen metallerdendir. Mısırlıların ve Sümerlilerin Mezopotamya’da  altın üreterek kullandıklarına dair bulgular vardır. Doğada az bulunmasına karşın metalik halde bulunduğundan, zor elde edildiği ve işlendiğinden ilk çağlardan bu yana hep üretilmiştir.

         Üstün özellikleri, kendine özgü rengini ve parlaklığını hiç kaybetmediğinden, ziynet süs eşyası yapımında kullanılmaktadır. Hatta zenginlerin özel eşyalarının yapımında zenginlik göstergesi olarak tarih boyunca madde ve para olarak kullanılmaya devam etmektedir.

        

Günümüzde Altın sadece kuyumculuk sektöründe yer almıyor. Elektrik iletkenliği en yüksek olan ve kolayca kimyasal tepkimeye girmeyen altın, Elektronik sanayi, Uzay çalışmaları, Sağlık sektörüne kadar çok geniş kullanım alanına sahiptir.

         Bugüne kadar yeryüzünden çıkarılan bütün altının yarıdan fazlası hükümetlerin ve merkez bankalarının elindedir. Gerek her ülkede kağıt para emisyonunun güvencesi olarak, gerek milletlerarası bir ödeme aracı olarak eskiden beri büyük önem taşıyan altın, metalle çalışan zanaatçıların gözünde de değerini korumaktadır. Kuyumculukta altının genellikle gümüşlü, paladyumlu, bakırlı veya platinli alaşımları çok kullanılır.

         Sonuç olarak, bir ülkenin parasının değerine bakarak zenginliğini tespit etmek mümkün değil, Oysa altın daha sabit bir değer, işte bu nedenle asırlardır milletler zenginliklerini arttırmak için altın rezervlerini genişletmeyi hedef almışlardır.

        

Önümüzdeki günlerde “Altın Neden Altın” konusuna değinmek üzere,

Selam ve dua ile