ANKARA’M
Kalıplaşmış armonilerin son noktası
Özgürlük şarkısının başlangıcı.
Bir sesin bütün tınıları
Bir rengin derin tonlamalarından,
Rengarenk gökkuşağına giden yol.
Karanlıktan aydınlığa,
Memleketimin bütün boyutları.
Her görüşün bağnazlığını
Her düşüncenin,
Her inancın,
Geri kalmışlığının,
Perdelendiği
Ankara'm
Hayatımızı yırtan etkinlikler.
Ruhumu şekillendiren
Gençliğimin meyveye tutuğu
Platonik derinliklerimden
Gerçek zirvelerin,eteklerine
Delikanlılığımın son rüzgarlarından
Sakin engin denizlere
Yelkenimin rüzgarla dolduğu
Ankara'm
Dümenim elimde
Hayatımın yelkenlisi
Okyanusların havarisi
Özgürlüğün deniz feneri
İnsanlığın kulak kesildiği,
Kendisini yeniden bulan,
Bütün limanların güven kaynağı
Ankara'm
Bu hafta yazıma 2009 yılında yazdığım bir şiirimle başladım. Henüz Ankara’nın kendisini bulma arifesinde.
Uygar ve modern devletlerin maskesinin tam düşmediği, Aylan bebeğin insanlık sahiline vurmadığı bir zamanda.
Özgürlük barış, demokrasi paketlerinin içerisine göçler , Suriye’de Libya, Mısır’da milyonlarca insanın ve insanlığın gizlenmediği zamanlarda yazdım.
Sayın Cumhurbaşkanımız Abdulhamit ve Cumhuriyetten sonra, gelmiş geçmiş devlet büyüklerimizin hepsinden liderleri çok stratejik alanda liderlik yapan bir devlet başkanı.
Şimdiye kadar neredeyse tek saha maç misali rakipsiz yönetti.
Kendisi de söylüyor rakip ne kadar kuvvetli olursa devlet o kadar iyi yönetilir.
Muarrem İnce’nin CHP’nin adayı olması ile dengeli yönetim için umudum yeniden doğdu.
Güzel konuşan, kültürlü, dinamik, Halka yakın hatta içinden, gazeteciliğinin verdiği farklı bakış açısı ile ülkemize çok katkı yapacağını düşünmüyorum.
Kavgayı çıkaran taraf olmayacağım, ama kavgacı olurlarsa daniskasını yaparım diyor. Bence o halde bile sakin olabilen adayı bu millet değerlendirecek, Partici olmayacağım, paylaşımcı olacağım , milletimizin bütün unsurlarını kapsayacak bir yönetim yapacağım diyor.
Benim ölçüm;
Eğer sakin olabilirse, her türlü tahrikte bile
Gerçekten her türlü inanç, fikir, dil, ırk gözetmeksizin adalet ,demokrasi, barışı gözetecek bir yönetim anlayışı,
Moultay’ın ben ‘’MHP’lileri hakim yapacak kadar düşüncesiz miyim ‘’ öz eleştirisini yapacak bürokrasi yönetimi, Ülkemizin dünyadaki konumunu gözeten, liderliği hedef alan alan projeler, Çevreye saygılı sanayileşme, İnnovasyon ve Endüstri 4:0 ı ve ötesine hazırlık yapan Türkiye’nin insan kaynakları hedef alan eğitim, Liyakata önem bir görevlendirme anlayışını merkeze koyan bir menifesto ve bu amaç doğrultusunda girişimler ve projelerle kampanyayı sürdürürse, Memleketin bekası için iyi iki kişiden birini tercih etmek ,ise tercihim neden olmasın diye düşündüm.
Ankara’daki seçim sadece Anadolu’yu ilgilendirmiyor, bütün dünya dört gözle pür dikkat bizi izliyor.
Biz küresel adaletin düzenleyici gücü olmaya aday bir tercih yapmamız lazım.
Bu seçimin en zayıf halkası taraftar tipi seçmen..
Hepimiz vicdanımızı yeniden kontrol edelim. Her oy külli iradeye açılan cüz-i iradedir.