Bir taraftan işçi, bir taraftan iş aradığımız doğrudur.

Ne işçi işi, ne de işveren işçiyi beğeniyor.

Bundan sebep midir bilmem ama artık işçi kiralama dönemi başladı.

Resmi kurumlar, dışarıdan bir hizmet alacaklarsa, bu hizmet alım işi için önce ilana çıkıyorlar. Bir tarih ve saat veriyorlar. Şartlarını yazıyorlar. Bu şartları sağlayabilecek kurumları da ihaleye katılmaya bu ilanlar yoluyla davet ediyorlar.

İhaleye firma ya da firmalar katılıyor. Genelde en düşük teklifi verene iş veriliyor. Sonra şartlar konuşuluyor, yer teslimi yapılıyor. İşin başlama ve bitiş tarihlerine göre, ihaleyi alan firma o işi yürütüyor.

Buraya kadar her şey normal...

Ancak son zamanlarda bu ihalelerde firmalar üzerinden insan kiralandığı veya satıldığını görür oldum. Gösterilen ile verilen aynı şey değil.

Resmi bir kurum, farz-ı misal geçici olarak çalıştıracağı 15 işçiyi temin etmek için ihaleye çıkıyor. Doğrudan 'ben 15 işçi alacağım, gelin başvurularınızı yapın. Anlaşırsak, işe başlarsınız' demiyor.

Peki ya ne diyorlar ihalede?

'Bize 15 adet geçici işçi lazım. Bu işçileri biz doğrudan almayacağız. İhaleye çıkacağız ve işletmecilerden bize bu elemanları temin etmesini isteyeceğiz. Biz paramızı da bu aracı firmaya vereceğiz. 15 işçinin hakları bizi ilgilendirmez. Bu 15 işçinin sosyal güvenlik hakları, maaşları ve benzeri tamamen yüklenici firmaya aittir. Bizim anlaşmamız, yüklenici firmayladır'diyorlar.

Şimdi ihaleyi alan firma, resmi kurumda çalıştıracağı işçiye ne kadar maaş ödeyecek? Daha fazla para kazanabilmek için tabana vuracak. En asgari ücreti ödemenin yollarını arayacak.

Bu da nasıl olacak? Zaten yerlerde sürünen asgari ücret, çıkış noktası olacak.

Vahşi kapitalizmin resmi kurumlar üzerindeki etkisinin en bariz örneğidir bu.

Bu mantık aynı zamanda vahşi kapitalizmin artık insanları metalaştırdığını, kiralamaya ve hatta satmaya başladığını, insan ticareti yapılan bir dönemde olduğumuzu gösteriyor.

Kölelik düzeninin modern versiyonu...

Kafamıza vura vura öğretilmeye çalışılan bir cümle var: “Biz Batı'nın ahlaksızlığını değil, teknolojik gelişmişliğini ve modernizmini örnek alıyoruz.”

Aslında öyle değil, biz Batı'nın ahlaksızlığını aldık, modernizm adı altında da kapitalist düzenin en vahşi halini aldık.

Bunun doğal bir sonucu olarak da bugün işçi lazım olduğunda hemen ihaleye çıkıyor, müteahhit firmalara ulaşıyor ve metalaştırılmış insanları adeta üzerine kâr koyarak ya bir süreliğine kiraya veriyor, ya da satıp geçiyoruz...