Yakın tarihimizin nüktedan şahsiyetlerinden merhum Osman Yüksel Serdengeçti vardı. Müthiş bir zeka idi. CHP’nin altı okundan biri olan inkılapçılığı şöyle tarif ediyor; “Yeşil türbenin kapatılması mavi gişenin açılması, Mukaddesat ve alınyazısı gibi kelimelerin yerine şans, talih ve sürprizin ikamesi, Fatih’in kendi şehrinde hapsedilmesi, Buna mukabil yeni, milyonlarca liralık anıtlar inşası. Fatiha’nın eş dakika sükuta tebdili (şimdi buna saygı duruşu deniliyor. O tarihlerde saygı duruşu 5 dakikaydı).

Günümüzde bazı politikacılar iki-bir “devrim” lafı ediyorlar. Hatırlatmak isterim ki, “devrim” lafı inkılap kavramının uydurukçasıdır.  Devrimcilerin “devrim” lafını etmelerine kimsenin bir diyeceği yok ama muhafazakâr olduğunu söyleyenlere ne oluyor? 

Serdengeçti 1940’lı yıllarda inkılapçılık kavramını tarif etmiş.  Aradan 70-80 sene sonra gelinen seviyeye bakalım; mukaddesat ve alınyazısı gibi kelimeler günümüzde dinler arası diyalog haline gelmiştir. Şans ve talih gibi kelimeler “sayısal loto, süper loto, şans topu gibi yüksek seviyelere gelerek “çağdaş uygarlık seviyesini yakalamış” durumdayız. 

Fatih Sultan Mehned’in türbesi 1949’da CHP tarafından rey mülahazasıyla açıldı. Hatta Fatih’in türbesiyle birlikte İmam-hatip kursları (DP döneminde okul olacak bunlar) ve Ankara İlahiyat Fakültesi açıldı. Günümüzdeki reformcu, Türkçe ibadetçi, mezhep tanımayan ilahiyatçıların büyük bir kısmı buradan “feyz” almıştır. 

Son olarak “ihtiram sükutu” denilen günümüzde “saygı duruşu” olarak ifade edilen 10 kasım merasimi 1940’lı yıllarda 5 dakika iken günümüzde bir dakikaya tenzil edildi.