Beşiktaş maçından önce genel beklenti puan ya da puanlardan çok, takımın milli ara öncesindeki etkisiz, silik, ne yaptığından bihaber halinin ortadan kalkması ve mücadele etmesiydi. Konyaspor bu beklentiden çok da uzak olmayan bir şekilde maça başladı.

Henüz maçın başında gelen gol tedirgin bir umut hali yaşattı taraftara. Tabi pek uzun sürmedi bu durum. Ne olacağını bilmiyorduk ama mutlaka bir şey olacağından emindik. Çünkü son dönemde Konyaspor bu duyguya o kadar alıştırdı ki camiayı, olumsuzluktan emin hale gelen, hatta bunu sezebilen bir özellik eklendi.

Konyaspor taraftarını çok şaşırtamayan bir şekilde gol iptal edildi. Uzun süre anlaşılamadı iptalin gerekçesi. Aslında bir gerekçeye gerek var mı ondan da emin değilim? İptal edilmesi gerekiyorsa iptal edilecektir nihayetinde.

Golden sonra da Konyaspor’un etkinliği sürdü. İlk yarıda zaman zaman düşüşler olsa da altında korku olan bir etkinlik rakibin üstünde kuruldu. İkinci yarı Konyaspor’un ilk yarı mücadelesinin bir nebze düştüğü bir evre oldu. Saha içindeki özgüvensiz hal neredeyse kaybedeceğini haykırmaya başlamıştı ki Burak Yılmaz’ın golü geldi. Golün uzun süre sonra saha içinde en azından mücadelesi ile öne çıkan Bajic’in hatası ile gelmesi pek şaşırtıcı değildi orda bulunanlar için.

Nihayetinde iki takımın da kazanmayı hak edecek aleni üstünlüğü kuramadığı maçta en az hak eden 3 puanı aldı gitti. Son haftalarda alınan kötü sonuçların ağırlığı maçtaki hakem yönetimini isyana bile izin vermedi.

İptal edilen gol çok tartışıldı. Bütün yazılanları söylenenleri takip ettim. Kimisi golün temiz olduğunu, iptalin yanlış karar olduğunu ifade ederken, bazıları ise kural bazlı ürkek savunmalar yaptı. Gol iptal edilmese Beşiktaşlıların bile itirazı aklına getirmeyeceği, başka bir yerde, başka bir rakibe karşı asla iptal edilmeyecek bir pozisyonda doğru karar verildiğine inanmamızı bekliyorlar. İnanalım bakalım.

Sorun şu ki futbolun bazı kuralları sadece ihtiyaç hasıl olduğunda kullanılıyor...

Maç sonunda Aykut Kocaman’ın ruh hali ve Alper kararı öne çıktı. Aykut Kocaman’ı ilk kez bu kadar üzgün ve aşırı kırgın gördüm. Elbette taraftarın büyük güveni ve beklentisine karşılık verememek canını yakıyordur. Fakat bu halin kimseye bir faydası yok. Her şeye rağmen bu takımı ayağa kaldıracak olan kendisi. Herkesin gardı düşse o dimdik durmak zorunda.

Aykut Kocaman’ın Alper Uludağ ile devam etmeyeceğini açıklaması bir başka tartışılan konu. Birincisi bu kararın sebepleri kamuoyuna geniş bir şekilde izah edilmeli. Ayrıca son 1 yıl içinde yapılan 3, yapılması planlanan 4. Sol bek transferinin sorumluluğunu da biri almalı.

Konyaspor büyük beklentilerle girdiği sezonda büyük hüsran yaşıyor. Devre arasına kadar olan bölümde çok zor maçlar oynayacak.  Bir şekilde bu maçları atlatıp devre arasında yeni bir planlama yapılmalı. En az 4 transfer yapılacağına yönelik duyumlar geliyor. Elbette yapılacak transfer sayısı ve niteliği tartışılır ama Konyaspor’un en önemli adımı kullanmadığı ve ücretini ödediği oyunculardan kurtulmak olmalı.

Taraftarın umudu kestiği ve bir daha bağ kurulamayacak olan bazı isimlerle ilgili alınacak keskin kararlar da düşünülmeli…