Tek odalı bir evde eğitim gören 3 çocuktan biri olarak eğitim hayatına başlayarak eğitimin önemini o yaşlarda anlayan ve ömür boyu eğitime verdiği değeri yaşatmaya ve aktarmaya çalışan siyasetçi yazar Mustafa Kabakcı, 69 yaşında lisans mezunu oldu. 2019 yılında Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi’nde başladığı sosyoloji bölümünü tamamlayan Kabakcı, ilime verdiği önemle, gençlere de ışık tutuyor. Kabakcı’nınn şimdiki hayali ise yabancı dilini geliştirerek gezmeye daha çok vakit ayırmak.

4-7-69

ÖMÜR BOYU DEVAM EDEN BİR SERÜVEN!

Evin eğitim gören 3 çocuğundan biri olarak Cihanbeyli’de ilkokul ve ortaokulu tamamlayan Kabakcı, lise öğretmen okulunu tamamlayarak uzun yollar öğretmenlik yaptığını söyledi. Uzun yıllar Türkiye’de ve Almanya’da öğretmenlik yaparak eğitime katkı sunan Kabakcı, bu süreçte üniversite sınavlarına girerek bölüm denemeleri yaptığını da şu ifadelerle dile getirdi: “Eğitim hayatına devam etme kararıyla sınava girerek Gazi Üniversitesi Basın- Yayın bölümünü kazandım, 1 yıl devam ettikten sonra bıraktım. Selçuk Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı bölümüne başladıktan bir müddet sonra bırakarak Anadolu Üniversitesi Eğitim bölümünü tamamladım ve eğitim hayatına bir müddet ara verdim. Ara verdim diyorum çünkü eğitim, ömür boyu devam eden bir serüven.”

‘SOSYOLOJİ GELENEĞİ BİZDE BAŞLAMIŞ, BATIDA BİLİM DALİ HALİNE GELMİŞ!’

Eğitimin yanı sıra ticari hayatıyla birlikte sivil toplumdaki yerini de aktaran Kabakcı, “Konya Ticaret Odası’nın meclis başkanlığını ve İstanbul Dünya Ticaret Merkezi başkan vekilliği yaptım. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’yla siyaset yaptım; genel merkezde genel sekreterliğini yaptım. Daha sonra AK Parti’de 2007 yılında 23 ve 24.dönem milletvekilliği yaptım.” dedi. Gündem takibi ve dünyayı anlamakla ilgili olan gayretinin araştırmalara dönüştüğünü aktaran Kabakcı, bu kapsamda yeniden okumaya karar verdiğini belirterek, “Ne gündem takibinden vazgeçebiliyor ne de dünyayı anlamakla ilgili gayretimi bir kenara bırakamadığım bir anda yeniden okumaya karar verdim. Türk tarihine merakım vardı, toplumların ilerleyişini incelerken batılı toplumların sosyolojiyi çok fazla önemsediklerini gördüm. Oysa ki geçmişe baktığımız zaman sosyoloji geleneği İbn-i Haldun ile birlikte bizle başlıyor ancak batı, bunu bir disiplinle bilim dalı haline getirmiş.” ifadelerini kullandı.

‘ÖNEMİNİ HATIRLATMAK İÇİN BU BÖLÜMÜ TERCİH ETTİM’

Toplumsal olaylara olan bakış açısını geliştirmek ve toplumu anlamak adına bir bölüm okuma araştırmalarına girdiğini söyleyen Kabakcı, kararsız kaldığı 4 bölüm arasından sosyolojinin kendisine daha çok fayda sağlayacağını düşünerek sosyolojiye yöneldiğini ifade etti. 2019 yılında KTO Karatay Üniversitesi’nde sosyoloji bölümüne kayıt yaptırarak bu yıl mezun olan Kabakcı, sosyal bilimlerin bir ülke için önemine de şu şekilde değindi: “Sosyal bilimlerin öneminin toplumda kaybolmuş olmasına üzülüyorum, millet en akıllı çocuklarını tıp ya mühendisliğe yönlendiriyor. Bir ülkede medeniyet inşasında sosyal ve beşerî ilimlerin ihmalinin söz konusu olamayacağı kanaatindeyim. Toplumda maddi kazancın çok olması düşüncesi bizi mühendisliğe iterken, bunun yalnızca bu ilimlerle kalmaması gerektiğini düşündüm. Bu kapsamda sosyolojiyi tercih ederek beşerî ilimlerin önemine vurgu yapmak istedim.”

‘KARGO KÜLTÜRÜNDEN UZAKLAŞMALIYIZ’

Kabakcı, günümüzde kargo kültürünün hakim olduğunu ve kurtuluşun dışarıdan geleceğine olan inancın değişmesi gerektiğinin altını çizerken, bu kapsamda gençlerin geleceğin bilincinden olduğunu ancak bir noktada yetişkinlerin de gençlere yardımcı olması gerektiğini savundu. Bu kapsamda Kabakcı, “Kargo kültüründen sıyrılmamız gerekiyor. Kargo kültürü, sizin geleceğinizi bir başkasının kurtaracağına inanıp kurtuluşun dışarıdan geleceğine inanmaktır. Biz iyi şeylerin olması için dışarıdan birilerinin gelip bizi kurtarmasını bekliyoruz. Gençler, kendilerini nasıl bir dünyanın beklediğinin farkında ancak eskiyi tanıyamamış olmak gibi bir zaafları var. Herkes okuduğu kitapla kafasında bir dünya inşa eder, gençler ise şu anda görsel ve sosyal medya üzerinden kendilerine bir inşa ediyorlar ve orada kendilerine çok ciddi birer rol biçiyorlar. Bizlerin ise gençlerden beklentileri farklı. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmalıyız; gençlere tarihin bize yüklediği mesuliyeti anlatmalı; onları donanımlı hale getirerek geleceğe yolcu etmeliyiz. Bu yüzden önce kendi sorumluluğumuzu bilerek onlara geçmişi aktarmalıyız.” diye konuştu.

4-9-50

HER KİTAP YENİ BİR DÜNYA; HER DÜNYA, BİR GENÇLİK!

Tasarruf ve dönüşüm şart! Tasarruf ve dönüşüm şart!

Gençlerin günlük hayatta konuştuğu kelimelerin de sınırlı sayıda olduğunu ve konuşmaktan haz almadıklarını gözlemlediğini söyleyen Kabakcı, bu kapsamda gençlere şu tavsiyelerde bulundu: “Gençlerin konuşurken kelimelerinin sınırlı olduğunu ve her zaman aynı konuları tekrar ettiklerini gözlemliyorum. Sebebi ise herkeste var olan bilgilerin konuşulması. Ancak birisi kitap okumuşsa eğer, herkesin bilmediği bir kaynaktan tesisini suyla doldurmuş gibi olur ve konuştukları dinlenir; önemsenir. Her kitap ayrı bir dünyadır ve her yeni bir dünyaya giriş yapmak, insanı dinç tutar. Onun için kitap taşıyorum, önerirken aynı zamanda kendim okuyorum.”

YAŞLILIĞA TESLİM OLMAK YOK!

Beşeri ilimlerden yoksun bir ülkenin gelişiminin tamamlanamayacağını vurgulayan Kabakcı, sosyal bilimlerin gelişimi için yapmış olduğu faaliyetlere devam edeceğini bildirdi. Kabakcı, “Yaşlılığa teslim olma ya da bu işten vazgeçme gibi bir düşüncem yok. Üzerime düşen sosyal sorumluluk alanıyla ilgili çalışmalarıma devam edeceğim. Torunların yüksek lisans eğitimine başlamamı isteseler de ben var olan Almanca dil bilgimin yanına biraz da İngilizceyi katmak ve biraz da seyahate vakit ayırmak istiyorum. Şu ana kadar yazmış olduğum 50’ye yakın hikaye kitabım var; fotoğrafla ve Konya’yla ilgili yazdığım kitaplar var. Yazdığım hikayelerin ve tecrübelerimin yer aldığı bir kitap yayımlamayı da düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

4-10-43

HACER CEYLAN

Editör: Birkan Bakay