Konya bugünlerde özel ve önemli bir organizasyonun ev sahipliğini yapıyor.

Konya Sanayi Odası'nın öncülüğünde her 2 yılda bir düzenlenen OSEG konferansları ile otomobil sektörü biraraya getiriliyor.

Otomotiv sektöründe yaşanan küresel gelişmeleri değerlendirmek için iki yılda bir gerçekleştirilen sektörün lider organizasyonu OSEG konferansı bu yıl da “Yerli Otomobil” teması ile sektörün tüm aktörlerini bir araya getirecektir.

Türkiye'nin yerli otomobili üretti üretecek olduğu böylesi kritik bir dönemde Konya'da düzenlenen bu konferanslar daha büyük bir önem arz ediyor.

Bölgede ürettiği katma değer ve ihracat niteliği dikkate alındığında Otomotiv Yan Sanayi sektörünün öne çıkıyor. Bu alandaki kümelenme potansiyeli değer kazandığı için Konya Sanayi Odası'nın başlattığı çalışma ile 2008 yılı Şubat ayı itibariyle kümelenme çalışmaları başlatıldı.

2008 yılından bu yana da farklı temalarla, sektörün bütün paydaşlarının katılımı ile her 2 yılda bir OSEG konferansları düzenleniyor.

Hatırlarsanız, yerli otomobil söylemlerinin üretildiği süreçte tüm Türkiye heyecanlanmış, İstanbul, Kocaeli, Bursa gibi şehirler altyapı ve ulaşım olanakları itibariyle etkin tercihin kendilerinden yana olacağını düşünmeye başlamıştı.

Tam da böylesi bir dönemde hiç umulmadık bir yerden, Anadolu'nun bağrından bir ses yükseldi. Durun bakalım, biz de varız diyen bu şehir Konya idi...

Yerli otomobilin üretim üssü olabilmek için aday şehirlerden biri olan Konya, aslında yerli otomobilin üretim merkezi olabilecek altyapıya sahip olduğunu da haykırıyordu bir yerde.

Konya sanayisi adeta kapalı bir kutu...

İçine girmeden, o kocaman tabelaların ve yüksek duvarların ardında neler yapıldığını göremez, bilemezsiniz.

Gazeteniz Konya Yenigün, ekonomi haberciliğine ağırlık verdiği son 3 yıllık süreçte Konya sanayisinde çalmadık kapı, girmedik üretim merkezi neredeyse hiç bırakmadı.

Biz sanayimize girdikten sonra anlayabildik Konya'nın sanayi alanındaki konumunu ve durumunu.

Evet, hakikaten Türkiye'nin yerli otomobilini Anadolu'nun üretim üssü olan, Marmara'ya alternatif olarak gösterilen Konya üretir, üretmelidir.

Konya yeni ulaşım yatırımlarıyla da ulaşabilir ve ulaşılabilir bir şehir olma yolunda emin adımlarla ilerleyen, bakir bir yöredir.

İnsanlar artık kendi ürettikleri teknolojiye yetişemez hale gelmişken, global eksende teknoloji almış başını giderken bunun gerisinde kalmak düşünülemez.

Bugün 7'den 70'e herkesin cebinde olan cep telefonlarının kısa diyebileceğimiz kadar bir zaman dilimi içiresinde nasıl da bu kadar yaygın hale geldiğine ve bu teknolojiyi üretenlerin pazarlama ağının genişliğine bakıldığında, teknolojiye yapılan yatırımın ne denli önemli olduğu bir kez daha hatırlanacaktır.

Teknolojiyi üretebilmek için ise öncelikle fikir üretmek, fizibilite ve ar-ge çalışması yapmak, fikirleri yönetmek ve ürüne dönüştürmek gerekmektedir.

Türkiye'nin yerli otomobil altyapısı için hazırlıklarını hızlandırdığı ve yeni açılımlar gerçekleştirmeye çalıştığı bu süreçte Konya, sahip olduğu maddi ve manevi değerlerle otomobil üretiminin baş aktörlerinden olmak istemektedir.

Aslında Konya, otomotiv yan sanayi ağındaki gelişmiş altyapısı ile bir yerde üretimin paydaşı olmuştur.

Konya'da üretilen grank mili, piston, gömlek gibi otomobil motorlarının ana gövde parçalarının sadece üzerine marka bastırmak için marka tescili olan ülkelere gönderildiği ve daha yüksek katma değerlerle yeniden ülkemize gönderildiği düşünüldüğünde üretimin artık kendi markalarımızla yapılmasının vaktinin çoktan geldiği de gözler önüne seriliyor.

Bu manada Konya Sanayi Odası'nın 2008 yılından bu yana sabırla ve büyük bir aşkla yaptığı çalışmaların meyvelerini yakın zamanda vereceği kanaatini taşımaktayız.

1960'lı yıllarda 'Devrim' adı  verilen otomobili üretmeyi başaran Türkiye ikinci bir devrim hareketine daha başlayacak ve başlangıç noktası da inşallah Konya olacaktır.