Şehrin en önemli sorunu şüphesiz işgal!

Kaldırım işgalleri en başta geliyor.

Sürücülerin kaldırımları park olarak kullanmasının yanında, esnafın da yeri geldiğin de kaldırımları babalarının çiftliği gibi kullandığı gerçek.

Zaman zaman gazeteciler olarak bu işgalleri dile getiriyoruz.

Sağ olsunlar belediyeler de bu duruma tepkisiz kalmıyor. Denetim ve teftişlerini artırıyor…

Fakat görüyorum sanki belediyenin gücü sadece küçük esnafa yetiyor!

Evet durum böyle.

Şimdi bakın Kültürpark’tan İnceminare’ye, Zafer’den Form’a kadar olan bölge kafelerin, fastfoodların, pastanelerin işgali altında.

Özellikle İnce Minare’nin etrafı daha bir hafta önceye kadar sanki sokağı tapusunu almışçasına nargileci işgali altındaydı.

Bu işgal rezaletini oradan geçenler ve orada yaşayanlar çok iyi bilir.

Bir hafta öncesine kadar diyorum çünkü Selçuklu Belediyesi tarafından operasyon yapılmış. Esnafın verdiği bilgiye göre 50 polis, 50 zabıta, 10 polis arabası, 2 kamyon ile İhsaniye Mahallesi sözüm ona işgalden kurtulmuş.

Evet, İnceminare Müzesi etrafı hakikaten işgal rezaletinden kurtuldu.

Bugüne kadar temizlemedikleri hataydı…

Oradaki işgali defalarca dile getirmemize rağmen duymazlıktan gelinmişti.

Duyarsız kalınmasında, işletme sahiplerinin bir takım milletvekilleri ve Büyükşehir Belediyesi’ndeki yetkililerle irtibatta olduğu bu nedenle rahat hareket ettiği iddiaları ortaya atılmıştı.

Fakat bu sefer Selçuklu Belediyesi ile inatlaştığı için işgale son verildiği ileri sürülüyor.

Sebep ve iddialar ne olursa olsun şehrin prestijli bir yerinde işgale bugüne kadar duyarsız kalınması da yetkililer açısından utanç vericidir.

Bu utanca son verdikleri için kutluyorum.

Diğer taraftan nargile işgaline son verirken bölgedeki küçük esnaflara yapılan baskının da kabul edilir bir yanı yok.

Dükkânının önüne koyduğu iki masa ile yaşamını devam ettiren esnaf bir haftadır feryat ediyor.

Çoğunun tek geçim kaynağı dükkanı. Borçları var ve aile geçindiriyorlar.

Nargileciler işgal etti, mağdur yine kıtkanaat geçinen küçük esnaf oldu.

Zaten kazanamayan esnaf, borçlarını nasıl ödeyeceğini düşünürken yaşadıkları bu durum karşısında şaşkına düşmüş durumda…

Zabıta personelinin gözü sürekli Zafer’in ve Form’un arka sokaklarında esnafın üzerinde.

Peki, aynı duyarlılığı Pamir Sokak, Aşık Figani Sokak, Oya Sokak gibi yerlerdeki işletmelere de gösteriyorlar mı?

Hayır!

Sebebi sözde oralardaki işletmelerin işgal ettiği alanın çıkmaz sokak olduğu, araç trafiğine kapalı olduğu ve işgaliye ödedikleri.

Ya böyle bir yaklaşım olabilir mi?

Oralardan araç geçmeye bilir ama insan geçiyor. “İşgaliye veriyoruz” diye sokağın her tarafını ne kadar masa o kadar müşteri mantığıyla işgal edilmesinin kabul edilebilir bir yanı var mı?

Eğer vatandaş rahat yürüyemiyorsa orası da işgaldir.

Söz konusu olan işgaliye ise alın küçük esnaftan da işgaliyenizi sesinizi kesin.

‘Büyük balık küçük balığı yer’ misali esnafın bu feryadına durdurun. Onların dükkanının önüne iki masa atmasından rahatsız olan yok. Mahalle sakinleri de rahatsız değil çünkü komşuları. Ekonomik olarak zor günler geçirdikleri bu dönem de bırakın nefes alsınlar…

Operasyonun sadece nargile işgali olmadığını gösterme pahasına günde kazandıkları üç kuruşa da engel olmayın.

Nargileciler gibi vatandaşın geçişini engelleyen o kadar çok işletme var ki gelin önce onların işgalini son verin. Vatandaşın şikayeti buralar işte. “Oralar araç trafiğine kapalı, işgaliye alıyoruz” adı altında işgale göz yummak utanç duyulması gereken bir durum değil mi?

Öyleyse gerekini yapın, değilse yüzünüzdeki maske ile görevinizi yapmaya devam edin…

DAVUTOĞLU’NA HAYIRLI OLSUN!

Komşularla sıfır sorun” diyerek göreve geldiği Dışişleri Bakanlığından komşularla sorunlu bir dış politika bırakarak ayrılacak olan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan tarafından AK Parti Genel Başkanlığı’na aday gösterildi.

28 Ağustos’taki AK Parti Kongresi’nin ardından da Başbakan olarak göreve başlayacak.

Birilerinin yaptığı gibi ‘Şöyle uçtu, böyle kaçtı” hamasi sözlerini sarf etmeyerek kendisine Başbakanlık görevinin hayırlı olmasını temenni ediyorum…

Konyalı diye, taklacı kuşlar gibi takla atamaya gerek yok. Dikkat çekmek için uçurtma sıfatlar kullanmaya, laf-ı güzaf cümleler sarf etmeye de lüzum yok. Yaptıkları arşivlerde kayıt altında, yapacaklarında da bir farklılık beklemiyorum.  

Ama umarım görevinde muvaffak olur ve Başbakanlık görevini iyi bir şekilde yerine getirir.

Çünkü sonuçta Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olacak.

Görevinde yapacağı her başarılı çalışma gurur verecektir…